30

234K 18.1K 9.5K
                                    

Façanga - Herkesten Güzelsin

Bölümü şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm <3

SONER'İN AĞZINDAN.

Soner on sekiz yaşındayken...

Öylesine yanıma aldığım ve içinde hiçbir şey taşımadığım çantamı masanın üzerine bırakıp sıraya otururken sınıftakilerden çıkan seslerin beynimi zonklatması sebebiyle yüzümü buruşturmuştum. Başımda günlerdir geçmek bilmeyen bir ağrı varken bu kadar gürültü sabrımı iyice tüketiyordu.

Sıramda rahat bir pozisyon alarak arkama yaslandığımda gözlerimi kısa bir anlığına sınıfta gezdirdim. Her farklı köşede ayrı bir gruplaşma vardı, her birinden çıkan yüksek sesler birbirine karışıp sınıfın içinde büyük bir uğultunun oluşmasına sebep oluyordu. Görüş açıma Emre, Ozan ve onların her zaman birlikte takıldıkları diğer kişiler girdiğinde sınıfa bakınmanın iyi bir karar olmadığını fark edip bakışlarımı masaya doğru indirmiştim.

Bugün on birinci sınıfın ilk günüydü. Çoktan üniversitede olmam gereken yaşta daha henüz lise üçe geçmiştim. Eskiden olsa bu konuya çok içerlerdim fakat çocukken gitmek için anneme yalvardığım okul, artık umrumda değildi. Okul benim için gelip uyuduğum, gün içinde vaktimi geçirdiğim yer haline gelmişti.

Sınav notlarım kötüydü, benim notlarıma sahip olan bir öğrencinin sınıfı geçebilme şansı yoktu ama hocaların birçoğu Ozan'ın okula yaydığı sıkıntılarımı duyup bana acıdıklarından olsa gerek performanslarımın her birine şişirme notlar veriyorlardı.

Ben bana acınılmasını, birilerinin benim için üzülmesini istemiyordum. Ben sadece kendi köşemde kimsenin dikkatini çekmeden yaşayıp gitmek istiyordum ancak üzerimdeki bakışlar buna izin vermiyordu. Bana bakan herkesin gözlerinde ya acıma ya da tiksinti oluyordu. Kimseye zararım dokunmamıştı ama sanki canlarını yakmışım gibi benden nefret eden büyük bir kesim vardı.

Umrumda değildi. Artık kimin ne düşündüğü, kimin bana ne gözle baktığı umrumda değildi.

Çalan öğretmenler ziliyle birlikte herkes birer birer sıralarına geçmeye başlarken sınıftan içeriye giren kahverengi saçlı kıza kaymıştı gözlerim. Üzerine giydiği forması fazlasıyla düzgündü, gömleğinde ve eteğinde tek bir kırışıklık yoktu. Gömleğinin açıkta bıraktığı gerdanını siyah zincirli bir kolye ile süslemişti. Gömleğinin bilek kısımlarını dirseğinin aşağısına kadar katlamış, sol bileğine renkli iplerden yapılmış bir bileklik takmıştı. Saçından tut iki omzuna taktığı çantasına kadar üstü bir düzen ve uyum içerisindeydi. Benim dağınıklığım karşısında onun bu düzeni koca bir tezatlığa düşürüyordu insanı.

Bakışlarım iki yandan omuzlarına saldığı saçlarının çevrelediği yüzüne çıktığında dudaklarında yer edinmiş olan ufak tebessümü görmüştüm. Yüzünde bana tanıdık gelen bir şeylerin olduğu hissine kapılmıştım birdenbire. Sanki daha saniyeler önce değil de daha öncesinde hep görmüş olduğum birisiymiş gibi aşinaydım sanki bu yüzün sahibine.

Arka sıralardan birinde oturan bir kız, ona seslendi. "Beste! Buraya gelsene, bize yer tuttum."

Duyduğum isimle beraber irkilerek çektim kızın üzerinden bakışlarımı. Beste. Kızın yüzünden daha çok tanıdık gelen bir şey varsa o da bu isimdi. Yıllar öncesinde parkta gördüğüm bir kızın adıydı. Ne zaman bu isim kulağıma gelse durup kime seslenildiğinde bakmak gibi saçma bir huy edinmiştim. O olmadığını biliyordum ve bunu isteyerek yapmıyordum.

Sadece on dakikalığına gördüğüm bir kız bende büyük bir iz bırakmıştı adeta. Onu bir daha hiç görmemiştim fakat ismi her zaman tüylerimi diken diken ederdi.

İZLER KALIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin