Yalın - Her Şey Sensin
Yalın - Küçücüğüm
İyi okumalar <3
❆
Saçımda hissettiğim hafif dokunuşlar bilincimin açılmasında ve yavaş yavaş kendime gelmemde bana yardımcı oluyordu. Üzerimde hem tır geçmiş gibi bir yorgunluk vardı hem de vücudumun bazı kesimlerini hissetmiyordum sanki. Tam anlamıyla kendime gelemediğim için düşünme yetimin devreye girmemiş olması ne olduğunun ve nerede olduğumun sorularını almamı zorlaştırıyordu.
Yastığa yayılan saçlarımın arasında dolaşan parmaklar yavaştı, narince davranıyordu. Dokunuşlar varla yok arasındaydı.
Kendimi zorlayarak gözlerimi aralamaya çalıştım. Başta kirpiklerim birbirine yapışmış gibi zorlansam da çabam devam edince gözlerimi açmayı başarabilmiştim. Gözlerim açılır açılmaz yoğun bir ışık hüzmesi yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Gördüğüm bembeyaz tavana bakarken gözlerimin bu ışığa alışmasını bekliyordum.
Çevremde bir hareketlilik hissedince bakışlarımı indirdim. Soner'in elaları görüş açıma girdiğinde zihnim bir anda açılmış gibi her şeyi hatırlamıştım. Hızlı bir şekilde dirseklerimi yatağa bastırarak doğrulmaya çalışırken endişeyle "Ada?" diye sorarken buldum kendimi.
Soner, bu hızlı doğruluşum üzerine ellerini omuzlarıma yaslayarak tekrar yatmam için güç uyguladı. "Sakin ol," Yorgun olduğum için gücüne karşı çıkamayıp kafamı yastığa yaslamıştım. "İyi. Gayet iyi."
Rahat bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Bugün Ada'nın doğumu gerçekleşmişti. Normal doğum gözümü korkuttuğu için sezaryen olmasını istemiştim ve öyle de olmuştu. Yeni yeni kendine gelen zihnimi zorlayarak bugünün tarihini hatırlamaya çalıştım. Oysa günü kesinleştiğinden beri heyecanla beklediğimiz tarihi unutmam biraz ironikti ama çok geçmeden hatırlamıştım. 5 Eylül.
"Asıl sen nasılsın?" Soner'in sesiyle gözlerimi aralayıp ona baktım. Endişeli görünüyordu.
"İyiyim ama biraz uyuşuk hissediyorum. Narkozdan dolayı sanırım." Bakışlarındaki endişe yavaş yavaş kaybolup giderken parmakları yeniden yastığın üzerinde dağılan saçlarımın arasına yerleşti. "Geçer," dedi rahatlamış bir şekilde. "İyi ol yeter."
Gülümsedim yavaşça. Soner'in diğer tarafında küçük bir bebek yatağı vardı. Şimdilik boş duruyordu. "Ada'yı gördün mü hiç?"
Kafasını iki yana salladı. "Direkt senin yanına geldim. Zaten ameliyathanedeydi, çıkarmadılar onu hiç."
Gözlerim korkuyla aralandı. "Niye çıkarmadılar?"
"Korkma," derken eli yatıştırıcı bir şekilde saçımda dolaşmaya devam ediyordu. "Gayet iyi Ada. Niye çıkarmadıklarını bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER KALIR
Teen Fiction"Sana hiç söylemedim ama sana aşıktım. Bunu yüzüne karşı söyleyememek de benim ayıbım olsun." 070822 ☁️