Yoongi için zor olan üyelerle beraber olmak değildi. Aslına bakılırsa, böyle bir şeye çok uzun süredir ihtiyacı vardı. Onlar için özel olarak inşa edilen ev kocaman ve çok rahattı, bahçesi ve önündeki göl de onlar için çok rahatlatıcı bir ortam sunuyordu. Üyeler istedikleri saatte kalkıyor, istedikleri saatte uyuyorlardı. Onları bekleyen iş yoktu (ki bu kısım Yoongi için zordu), ya da bir sorumluluk, ya da onları diken üstünde tutacak herhangi bir şey. Beraber vakit geçiriyorlar, film izliyorlar, oyunlar oynuyorlar, karaoke yapıyorlar, resimler çiziyorlardı. Yoongi çok eğleniyordu.
Ama Min-cha'yı çok özlüyordu.
Tek yapabildiği onunla mesajlaşmaktı. Çok nadiren onu arayabiliyordu, ya duş için banyoya girdiğinde, ya da uyumadan önce. Sadece bir kere Min-cha'nın telefonunu kamera önünde açmak zorunda kalmıştı, o da Min-cha Youngji'nin programından dönerkendi. Kız onun halini bildiğinden onu hiç aramıyordu, bu yüzden aradığı anda Yoongi önemli bir şey olduğunu anlamıştı. Salonda oturmuş, üyelerle iş bölümü hakkında konuşurken telefonu çalınca açmak ve açmamak arasında kalmış, eninde sonunda açmıştı.
" Chanjin? "
" Yoongin~ Ben sektörü bıraktım mı? "
" Ne? " Yoongi kaşlarını çattı ama sesinden onun sarhoş olduğunu anlayabiliyordu. " Sen sarhoş musun? Youngji'ye seni kovmasını söylemiştim~ "
" Jackson bana sen sektörü bıraktın dedi~ " diye mızmızlandı Min-cha ağlar bir sesle, yeniden, bu sefer bir hıçkırık da beraberinde gelmişti. Onun telefonla konuştuğu andan itibaren onu dinleyen üyeler meraklanmışlardı.
" Min-cha mı, hyung? " Namjoon ona bakarken sormuştu. Yoongi başını salladı ve iç çekti.
" Sarhoş. Jackson sen sektörü bıraktın demiş, o yüzden ağlıyor. "
" Ağlamıyorum~ "
Jungkook söylediği şeyden sonra gülmüş ve ardından telefonu onun elinden almıştı. Yoongi'nin telefonuna eğildi. " Min-cha, sen sektörü gerçekten de bıraktın, hatırlamıyor musun? Hatta bütün paranı da bana bıraktın ya? "
" Ama- " Min-cha iyice mızmızlanmıştı. " Paramı sana bıraktıysam çeyizimi neyle düzeceğim~ "
" Yah- Jungkook-ah, üzerine gitmesene~ " dedi Yoongi, ardından da telefonu onun elinden geri aldı. " Chanjin, sen sektörü falan bırakmadın. Jackson dalga geçmiş seninle. "
" Adi Jackson~ "
" Şimdi güzelce pijamalarını giy, tamam mı? Giydin mi? " dedi Yoongi, ardından hatta bir süre sessizlik ve ardından burun çekme sesi geldi. " Chanjin, başını sallıyorsan ben seni göremiyorum. "
" Giydim~ "
" Uyu, tamam mı? Çok yoruldun bugün. Seni seviyorum. "
" Seni çok özledim~ "
" Ben de seni çok özledim. Yakında geleceğim, tamam mı? İyi uykular. " Yoongi telefonu kapattıktan sonra iç çekmişti. Onu çok özlemişti ve böyle bir anında orada olup onunla ilgilenemeyeceği için kötü hissediyordu, ve Min-cha sarhoşken gerçekten de çok sevimliydi. Ancak Taehyung kusma taklidi yapıp diğerlerini güldürdükten sonra Min-cha'nın yanında değil, üyelerle olduğunu hatırladı, iç çekti. " Ah, Youngji... yaktın beni. "
Ertesi gün Min-cha ona mesaj atmış ve iyi olduğunu, iyi bir uyku çektiğini ve artık baş ağrısı hissetmediğini söylemişti. Bu Yoongi için yeterince iyiydi, çok memnun kalmıştı ve artık aklı onda değildi. Tabii, en azından öğleden sonrasına kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ortak 2 || BTS
Fanfiction" Bazen hiçbir şey, istediğin gibi gitmeyebilir. " □■□■□■□■□■ BTS kariyerinin zirvesinde, herkes onları tanıyor, her şey herkes için inanılmaz ilerliyor, sanki şirin bir peri masalı. Ama tahmin edebileceğiniz gibi, her çıkışın muhtemel bir inişi olm...