15

541 52 100
                                    

Min Yoongi diğer insanların aksine, iki kere ölmüştü.

Ve diğer insanların aksine, o gün o kapıdan girdiği anda, öleceğini çoktan hissetmişti.

Yeni CEO iyi biriydi. En azından diğerleri öyle söylemişti, Min-cha bile. Yoongi buna inanmamıştı. Adamın gülen gözlerine baktığında sadece nefret ve sinsilik görmüştü, diğerlerine bakarken neşeyle dolarken kendisine döndüğünde parıltısı sönüyordu. Yoongi tahmin etmişti. Başına gelecekleri tahmin etmişti ama sesini çıkaramamıştı, sessiz bir şekilde olacakları beklemişti. Ama keşke beklemeseydi. Keşke o an sesini çıkarıp, o şirketi başlarına yıksaydı.

Sonrasında pişman olacağı binlerce şeyden sadece biriydi bu.

Sadece iki hafta önce, CEO şirkete ilk kez adım attığında bile bir şeylerin kötü olacağını hissetmiş; adam Bang PD'nin -eski- ofisine ilerlerken yavaşça ilerleyip onu dinlemişti.

" Kız bu şirketten gidecek. " demişti adam. Yoongi yanlış duymayı ummuştu, yutkunmuş ve arkasını dönüp oradan uzaklaşmıştı.

Neden kimseye bahsetmemişti? Neden Min-cha'yla bunu hiç konuşmamıştı? Hala her gece aynı eve gelirlerken, aynı yatakta uyurlarken, hala bir fırsatı varken... Gerçi, Min-cha o kadar mutluydu ki. Jackie'yi hapse attırdığı için, işleri yoluna koyduğu için o kadar mutluydu ki onun mutluluğunu baltalamak istememişti. Yoongi yanlış duymuştu, değil mi?

O zaman neden hiç bu cümleyi aklından atamamıştı?

Bir şeyler yanlıştı, Yoongi bunu biliyordu. İki hafta boyunca doğru düzgün kimseyle konuşamamış ve anlatamamıştı ama bunun farkındaydı. Gözü sürekli CEO'nun üzerindeydi, sürekli onun yaptığı şeylerle ve dedikleriyle ilgileniyordu. Gerçekten, onun ne kadar sinsi biri olduğunu neden kimse göremiyordu? Neden üyeler bu kadar mutluydu? Neden Min-cha bu kadar mutluydu?

Eninde sonunda korktuğu şey başına gelmişti.

O kapıdan girmeden önce derince bir nefes almıştı ama hiçbir işe yaramamıştı. İçeri adımladı. Yıllarca Bang PD'nin oturup eskittiği koltukta bu yeni adam oturuyordu şimdi. Gözleri sertti, diğer üyelere baktığı gibi değildi ve Yoongi'yi süzüyordu. Yoongi onun bakışları altında iyice küçüldü, küçüldü. Kapıyı kapattı.

Adam o kadar soğuktu ki, Yoongi onun dediklerini bile duymadan oradan çıkıp gitmek istedi.

" Min-cha bu şirketten gidiyor. "

Adamın ilk gözleri bu olmuştu. Yoongi bunu tahmin etmişti, olmasını istememişti ama tahmin etmişti, yine de bu kadar erken değil. Ağzından çıkacak ilk cümle olarak değil. Kaşlarını çattı.

" Ne? " dedi yavaşça.

" Min-cha gidiyor. Şurayı imzala. "

Adam bir kağıdı masanın üzerinde kaydırdı. Yoongi bunun Bang PD'nin yaptığı gibi ufak şakalardan ibaret olmadığını biliyordu. Sinirlendi, kafası karışmıştı.

" Neden? " dedi yavaşça, adam iç çekip gözlüklerini itti ve ellerini birleştirdi.

" Min-cha bu şirketi batıracak. " Adamın sesi çok ciddiydi. " Daha önceden de çok tehlikeli insanlarla ve şirketlerle çalışmış. Yenice olan skandal bile her şeyi bitirmeye yeter. Önlem almamız gerek. Min-cha şirketten gidecek, diğer korumalar da öyle. Sıfırdan başlıyoruz. "

" Siz- ne dediğinizin farkında mısınız? " dedi Yoongi, sesi düşündüğünden çok daha agresifti ama umurunda değildi. " Bu- herkesin başına gelebilirdi. PD-nim bedelini ödedi zaten, yetmez mi?! "

ortak 2 || BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin