@1: Min-cha'nın şu videosuna bakın! O şerefsiz ile nasıl da eğleniyor!
@2: Hadi ama, bu kaç yıl önce! Se*ngri ile görüntülenmiş olması kötü olduğu anlamına gelmez.
@3: Haha! Belki o da onun " kızlarından " biridir!
@4: Bu çok kaba!
@5: Bu yeni mi? Nasıl hala onunla takılabilir? Bu çok kötü. Min-cha'da bu potansiyel var ama.
@6: Keşke BTS'ten uzak dursa. Onlara kötülük bulaştıracak.
@7: Bighit'in prodüktörlerinden biri ile eşi uçak kazasında ölmüştü, hatırlıyor musunuz? O zaman da Min-cha şirketteydi. Girls' Generation grubuna " black ocean " yapıldığında da onlarla çalışıyordu! Bu kız tam bir kötü şans tılsımı!
@8: Onu sevmiyorum. Çok şımarık.
@9: Güzel bile değil! Neden hala tüm kanallarda o var? Şu kıza prim vermekten vazgeçin!
@10: Kendini bir şey sanıyor.
Min-cha artık dayanamıyordu.
Kaç ay olmuştu, iki mi? Kimliği açıklandığından bu yana geçen iki ay. Diğer ünlüler gibi ufak programlar yerine en popüler programlarla başlamış, direkt medyanın gözbebeğine yerleşmişti. Her yeri kameralarla dolmuştu ve ağzından çıkan her kelime kaydediliyordu. Ayakları yaralarla bezeliydi ve her gün sonsuz bir baş ağrısıyla uyanıyordu.
Şimdi ise bitmek bilmeyen bir nefret kalabalığıyla uğraşmak zorundaydı. İnsanlar onu sevmişti, bunu inkar edemezdi. Ama ondan nefret eden insanlar da azınlık değildi. Bu normal, demişti Yoongi. Birdenbire popüler olmuştu ve neredeyse herkesin idollerinin yerini çalmıştı, ayrıca BTS ile çalışıyordu. Düşündüğü zaman aslında nefret etmekte haklı olduklarını anlıyordu. Bir gün pembe giydiği için, ertesi gün ise sadece orada olduğu için ondan nefret edeceklerdi.
Ama keşke etmeselerdi.
Eve girdiği anda ayaklarını öldüren topuklu ayakkabılardan kurtuldu ve neredeyse ölü bir şekilde kendini koltuğa bıraktı. Yoongi gelmemişti, bir süredir çekimdeydi ve çok fazla görüşemiyorlardı. Min-cha diğer üyeleri en son ne zaman gördüğünü bile hatırlamıyordu.
Keşke birkaç ay öncesine dönebilseydi.
Üzerini değiştirip, duş alıp gelmesi yaklaşık iki saatini aldı ve her zamanki gibi telefonuna bakmaya başladı. Yoongi bunun kötü bir yöntem olduğunu söylemiş ve telefonu her seferinde elinden almıştı ama bunu bırakamıyordu. Sadece birkaç sevgi sözcüğü duymak için kendisi adına açılan fan sayfalarından birine girecekti.
Ama aksine, daha da çok nefret yorumu gördü.
Yoongi o anda eve geldi. En az onun kadar ölü görünüyordu, tek istediği bir duş ve sonsuz uykuydu. Comeback dönemine yakın oldukları için yorgunluktan vücudundaki her kas ağrıyordu ama O, buna alışıktı. Tek alışık olmadığı şey, o an için gündemden bir türlü düşmeyen sevgilisinin menajerliğini yapmaktı ve söylemesi gerekirdi ki, en az onun kadar yoruluyordu. Ama tek beklediği akşam vakti yemeğini yiyip pijamalarını giymiş şekilde ona sarılmak ve uyuyakalmaktı. İşte bu, bütün acılarını geçiriyordu.
" Gelmişsin. " dedi Yoongi şaşkınlıkla, sevgilisini koltukta otururken gördüğünde.
Min-cha onun sesini duyduğunda rahatlamayı ummuştu ama hiç de öyle olmadı. Telefonu yavaşça masanın üstüne koydu ve ayağa kalkıp ona döndü, her saniye yere devrilebilecek bir dal parçası gibiydi.
" Yeter. " dedi, sesi çok güçsüz çıkmıştı. Yoongi ona baktı ve hafifçe kaşlarını çattı.
" ...Ne? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ortak 2 || BTS
Fanfiction" Bazen hiçbir şey, istediğin gibi gitmeyebilir. " □■□■□■□■□■ BTS kariyerinin zirvesinde, herkes onları tanıyor, her şey herkes için inanılmaz ilerliyor, sanki şirin bir peri masalı. Ama tahmin edebileceğiniz gibi, her çıkışın muhtemel bir inişi olm...