" Gerçekten, bunu herkesten beklerdim ama senden beklemezdim. Böyle bir ihaneti kalbim kaldıramaz, anlıyor musun? Bunca yıldır- bunca yıldır aynı çatı altında kalıyoruz ve bana gelip söylediğin şeye bak! Bu kabul edilebilir bir şey değil! Ben gideyim seni yangınlardan kurtarayım -I Need U klibinden bahsediyorum- seni yangınlardan kurtarayım, sen bana gel- ah... daha fazla konuşamayacağım. "
" Jungkook fazla abartmıyor musun? "
" Sus! Bana abartıyorsun deme! Ben daha fazlasını kaldıramam... gidiyorum. "
Jungkook gider gibi yaptıysa da gitmeden yeniden yerine oturdu, sonra aşırı abartılı ağlama çalışmalarına geri döndü. Jin onun çabalarına gülerken Yoongi zerre alınmadan kollarını kavuşturmuş ve bacak bacak üstüne atmış şekilde onu izliyordu. Akşamüstüydü, hepsi stüdyodan yeni dönmüştü ve dinlenmeye çalışıyorlardı.
" Kook aldığımız ev buradan beş dakika bile değil. " dedi, ona bakarak. " Üstelik arada yurtta kalmaya devam edeceğiz. "
" Evlenirsiniz de siz şimdi. Çocuklarınız da olur. Aaah ah Yoongi-hyung yoldan çıktı... "
Yoongi Jungkook'a yastık fırlattı ve Jungkook gülerek yastıktan kaçtı.
Min-cha'nın amacı kesinlikle bu değildi. Ufak bir ev satın alıp eşyalarını orada tutsa yetecekti ama Yoongi neden beraber daha büyük bir ev alıp beraber kalmadıklarını sordu. Neden ikisi de evi ortak alıp en sevdikleri eşyalarla donatarak orayı kendi evleri yapmasınlardı ki? İkisinin de birikimi bunun kat kat fazlasına yetecek düzeydeydi, hatta Yoongi yeni bir araba bakmaya bile başlamıştı. Belki fazla hevesleniyordu ama ilk kez biriyle, özellikle sevdiği kızla beraber böyle ortak şeyler almak çok hoşuna gitmişti.
" Ev büyük mü? " dedi Jimin, hevesle.
" İki katlı. "
" Kıyafetlerimin fazlasını orada tutabilir miyim? "
" Kira verirsen neden olmasın? "
" Hyung~ "
" Arada kaçamak yaparız. " diyordu Taehyung, Jungkook'a. " Hyung uyurken anahtarlarını kopyalattırsak... "
" Küsüm ben ona evine falan gitmem. "
" Ay iyi be... "
" Ne zaman taşınacaksınız? " dedi Hoseok, Yoongi'ye bakarak.
" Bir haftaya kadar. "
" Kuş yuvadan uçuyor. " Jin sahte bir şekilde gözyaşlarını sildi. " Çok duygulandım, daha dün geldiğinde bebeydi... "
" Hyung ben senden önce geldim. "
" Bak hala agucubugucu diyor... "
" Min-cha nerede ya? "
" Gelir şimdi. "
Yoongi bunu der demez dış kapının sesi geldi, o saatte yurda gelebilecek tek kişi Min-cha'ydı ve tahminleri üzerine de birkaç saniye sonra sesi duyuldu.
" Ben geeldiim!~ "
" Hoş geldin sana yemek bırakmadık! " diye geri bağırdı Jin.
" Yedim de geldim canım! "
" Hadi ya? "
Herkes onun yemekte olduğunu biliyordu, yanlarına geldiğinde sadece basit bir sweatshirt ve pantolon giymiş olması az önce gerçekten önemli bir yemekli toplantıdan geldiğini değiştirmiyordu. Yemekli toplantı derken ufak bir yerde pizza yemiş olması da bunun önemli olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ortak 2 || BTS
Fanfiction" Bazen hiçbir şey, istediğin gibi gitmeyebilir. " □■□■□■□■□■ BTS kariyerinin zirvesinde, herkes onları tanıyor, her şey herkes için inanılmaz ilerliyor, sanki şirin bir peri masalı. Ama tahmin edebileceğiniz gibi, her çıkışın muhtemel bir inişi olm...