Direniş - Yirmi Yedinci Bölüm / Kalbe Yenilen Akıl

3.5K 256 37
                                    


Rhys'in bana her dokunuşunda teninin değdiği yer adeta benim tenimde bir mühür bırakıyor. Vücut ısısısın yüksekliği, benimkini de artırıyor. Yavaşça boynuma bir öpücük kondurduğunda dudaklarının sıcaklığı boynumu yakıyor. Karşısında yalnızca iç çamaşırlarıylayım ve o da üstsüz. Daha ileri gitmememiz gerektiğini biliyorum ancak onunla olmak bir sadistin insanlara zarar vermesi gibi.


Yapmamam gerektiğini biliyorum, ama yapmayı seviyorum.


Yine de engel koymaya çalışıp onu yavaşça ittiriyorum. Göğüs kafesimde tarif edemeyeceğim bir yük kendini belli ediyor ve nefes alış verişlerim kendini bir düzene sokmak için sıklaşıyor.


"Sorun nedir? B-ben... Yanlış bir şey mi yaptım?" Rhys'in göğüs kasları altından hızla atan kalbinin atışlarını duymama ramak kalmış.


Başımı sağa solla sallarken yutkunuyorum. Sesim boğuk çıkıyor.


"Hayır, hayır... Sadece bunu daha önce de yaşadık ve daha ileriye gidersek neler olabileceğini biliyorsun."


"Fazladan bir insan dünyaya gelecek ve bunun neresi kötü, Kızıl?"


Kaşlarımı onaylamaz bir ifadeyle kaldırıp yerdeki şortumu giyiyorum.


"Hayır, o doğana dek ben tüm planların uygulamasında hamile olacağım ve hem o, hem ben zarar göreceğiz. Bir insan daha yaratmak isterken, iki insanı yok edeceğiz, Rhys. Daha zamanı değil."


Otoriteme karşı koymaktan vazgeçip o da üzerine siyah tişörtünü geçiyor. Sarı saçlarındaki bukleler karmakarışık olmuş ve çenesinde benim tırnağımla yaptığım bir çizik var. Şortumu giydikten sonra mavi bluzumu da üzerime geçiriyorum. Kızıl saçlarımı omzumdan aşağı attırırken ne kadar uzadıklarını görüyor, yakında kesmek istediğimde karar kılıyorum.


"Saçlarımı kestireceğim."


Onunla konuşacak bir konumuz olsun diye çabalarken belime kadar gelen kızıl saçlara çeki düzen veriyorum.


"Ne?" Rhys'in verdiği bu kaba cevabı kulak ardı edip devam ediyorum.


"Saçlarımı kestireceğim işte, onlar... Fazlalıklar."


Rhys yanıma geliyor ve parmaklarını saçlarımda dolaştırıyor. "Saçlarını seviyorum, Kızıl."


"O zaman kestirdiğimde tutamlarını sana veririm?" Kötü bir espri olduğunun ikimiz de farkındayız ama gülümsüyor ve gülümsemesi içimi ısıtacak türden.


"Kestirme. Böyle kalsın."


"Şey... Pekala." Diyecek bir şey bulamadığım her an, Rhys'le ne bir ortak noktamız olduğunu ne de onu tanıdığım zihnimde yankılanıyor. Kötü bir düşünce, ancak ne yazık ki gerçek de.


Rhys'i gerçekten de tanımıyorum.


Ayaklanırken sürekli değişip duran ruh halime bir küfür savuruyorum. Neden hep böyle oluyor? Bir an Rhys'i sevmiyorum, arkasından çok seviyorum ve puf! Büyü bozuluyor, onu yine sevmiyorum. İç dünyamdaki karmaşa rüzgarları beni nereye sürüklerse oraya gitmekten bıktım. Kalbimin karar verememesinden bıktım ve ne zaman Cory'e baksam bir yerin sızlamasından.


Acı çekmekten bıktım.


Kemiklerim tonlarca ağırlıkta gibiler ve bedenime çöktükçe çöküyorlar. Rhys'e hiçbir şey demeden odadan ayrılıyorum.


DirenişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin