Direniş - Yirmi Birinci Bölüm / Baba ve Ağabey

4K 292 23
                                    


Yorum ve oylarınızı esirgemeyin lütfen :')


"Biz gidiyoruz."

Anlık yaşadığım sarsıntı beni bırakacağa benzemiyor. Silkelenip bu buhrandan kurtulmak tek dileğim, ama tam tersi oluyor ve ben boş gözlerle Krista'ya bakıyorum. O ise büyük kahverengi gözlerini bana dikmiş bir cevap bekliyor. Kekeliyorum, konuşamıyorum.

"N-ne?"

Krista omuz silkiyor. "Basbayağı gidiyoruz, bir saate kadar çıkıp eski sığınağımıza dönmüş oluruz."

Kaşlarımı çatıyorum. "Her huzursuzlukta buradan gitmekle bizi tehdit edeceksiniz, buyrun, kapı orada." diyorum sinirle kapıyı işaret ederken. Artık bu durumdan bıkmış haldeyim.

"Huzursuzluğu çıkaran sensin zaten, çok bilmiş gibi davranmayı kes. Hepimiz senin nasıl bir sürtük olduğunu biliyoruz." Krista aşağılayıcı bakışlarıyla ilk geldiğinden beri üzerimdeki tutumunu bana püskürtüyor. Ama artık kaybedecek bir şeyim yok, ölmeyi onlar seçti. Roxielere onlar yem olacak.

"Öyle mi? Evet, ben bir sürtüğüm. Ama ayağını denk alsan iyi edersin. Çünkü sinirleniyorum ve ayaklarını popona vurarak koşman en iyi seçeneğe benziyor." Benim de Krista'ya karşı kötü tutumumu püskürtmenin zamanı gelmişti. "Şimdi, benimle olanlar gelsin. Geri kalanlara ihtiyacım yok. Hiçbirimizin yok."

"Bizim gideceğimiz kişiler belli," diyor Krista. "Venus, Cory, Tate ve Cecille."

"Cecille mi?" Ağzımdan isterik bir kahkaha kopuyor. "Tüm arkadaşlarını bırakıp sizin gibi sürtükleri mi seçti?"

"Gidip bir de kendine sor." Krista alayla gülümsüyor. Bense kaşlarımı çatarak salona giriyorum. Cecille çantasını sırtlanmış kapıda bekliyor.

"Cecille!"

Kendimi o anda, saraydaki otoriter kraliçelere benzetmekten alıkoyamıyorum. "Gerçekten Josh ile Johan'ı bırakacak kadar hain misin? Ya da seni hayatta tutan kadının, Ekatarina'nın, kızına ihanet edecek kadar?"

Cecille'in yüz hatları kasılıyor. "Yapabileceğim başka bir şey yok."

"Hain." Tıslıyorum. "Defol git sığınağımdan."

O an zaten hazırlanmış olan Tate, Cory, Venus ve arkamdaki Krista da çantalarıyla kapıya yöneliyor ama ben onları durduruyorum.

"Hey! Önce benim silahlarımı, ışınlanma haplarımı ve diğer erzaklarımı alacağım." Öfkeyle yanlarına gidip çantalarını sertçe açıyorum ve yere dökülen erzaklarımı bir köşeye fırlatıp silahlarımı da alıyorum. "Hırsızlar ve hainler, harika. Şimdi siktirip gidin."

Hepsi yüzü asık ve çaresiz bir biçimde kapıdan çıkıyor, Cory'nin yüzü tırnak izlerimle dolu. Salondaki herkes onları izliyor. Özellikle de Cecille tarafından ihanete uğrayan Josh ve Johan. Bir önceki ayrılmada Johan, Venus ile; Cecille de benimleydi fakat şimdi rolleri açıkça değişmişlerdi.

Erzakları ve silahları odalara yerleştirdikten sonra içimde sorular dolaşıyor. Acaba şimdi ölmüşler midir?

Ve ansızın, büyük fabrikanın en arka tarafından gelen patlama sesiyle ne kadar korkunç şeyler olabileceğini seziyorum.

Roxieler sığınağı bombalıyor. Cory ve diğerleri bizim yerimizi belli etmiş olmalı. Lanet okuyarak bağırıyorum.

"Işınlanma hapları, silahlar, ve erzakları alın. Arkasından dövüş odasının en solunda yerden açılan sığınak kapısına gidin. Roxieler saldırıyor!"

DirenişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin