Direniş - On Yedinci Bölüm / Gözyaşı

3.9K 307 27
                                    


Oy ve yorumlarınızı unutmayın!

"Annem yaşıyor olabilir mi?"

Annemin yaşadığı düşüncesi beni boğuyor. Her hücrem özlemle titrerken kendimi bu fikre kaptırıp hayal kırıklığı da yaşamak istiyorum ama... bu imkansız.

Tüm odada bir suskunluk oluyor. Fakat sonunda Abbadon, tonunu ayarlayamadığı sesiyle konuşuyor.

"B-bunu bilemeyiz, Kızıl."

"Açıkçası çok fazla umut biçmemelisin, yani evet, yüksek ihtimalle annen yaşıyor fakat onun nerede olduğunu bilemeyiz." diyor Cory.

"O halde diskle ölen tüm herkes, transformasyona mı uğradı?" Venus gözlerini ileri dikiyor.

"Yüksek ihtimalle," Laressa kollarını ovuştururken onu yanıtlıyor.

Bense... Büyük bir karmaşa içinde kalmış haldeyim. Annemi bulmak için can atıyorum fakat onu bulunca her şey daha da zorlaşacak çünkü şuanda bir Roxie ve beni hatırlaması imkansız.

"Yine de denemek istiyorum," diyorum. "Rüyamda gördüğüm merkeze gideceğim, ve eğer hala yaşayan birileri varsa onları kurtarmaya çalışacağım. Hem belki...Belki Trans-Roxielerin kayıtlı olduğu bir sistem vardır ve annemi bulabilirim."

"Diskten ölen yalnızca annen değil Kızıl," diyor Venus kaşlarını çatarak.

"Benimle gelmek mi istiyorsun?"

"Hazel'ı bulabilirsem..." Venus'ün gözleri doluyor. Ağlamamak için kendini zor tutuyor.

"Hazel kim?" diye atlıyor Paula ama sonrasında hata yaptığının farkına varıyor.

"Hazel benim kuzenim. İşgalden önce o ve ailesiyle yaşıyordum, ilk direnmeye başladığım yılları beraber geçirdik fakat o öldü. Ben de böylece Cory ve Abbadon'ı buldum. Sonra da Krista ve Tate katıldılar." diyor Venus. İlk defa kırgın bir yanını görüyorum Venus'ün. Hazel onun kırılma noktası.

"Pekala, sadece ikimiz gidelim mi o zaman?" diyorum Venus'e bakarak.

"Bir daha ölmene izin veremem, Kızıl," Ares atlıyor. Onun yüzüne bakmamaya çalışıyorum, aramızda olanları öylece unutmuş gibi davranamam da fakat çok utanıyorum ve sanki göz göze geldiğimizde, ateş ve barut gibi yanacakmışız, birbirimizi yakacakmışız gibi hissediyorum.

"O halde sen de geliyorsun, Koca Oğlan," diyor Venus her zamanki gibi kaşlarını çatarak.

Bense ayağa kalkıp odama doğru ilerliyorum. Rhys'in arkamdan geldiğini duyuyorum fakat geri dönmeden konuşuyorum.

"Lütfen, biraz yalnız kalabilir miyim?"

Ve sonra odama girip annemin günlüğünü çıkarıyorum. Biraz onu hissetmem gerek. Biraz onun tavsiyeleri gerek. Kime yalan söylüyorum? Onu fazlasıyla hissetmem gerek, tavsiyeleri fazlasıyla gerek! Ama yine de bunu kendime itiraf etmemeliyim ki daha çok göz yaşları gözümden boşanmasın.

Son okuduğum sayfadan sonrasını okumaya başlıyorum.

"Merhaba Kelsey, yine yazıyorum.

Muhtemelen nasıl yedi çömez eğittimi soracaksın, haklısın. Adreslerini verdiğim Theodora, Cecille, Josh, Johan, Paula ve Laressa benim öğrencilerimdi. Onları dövüşme ve savunma konusunda eğitmiştim.

Kendilerine ev bulup direnmeye çalışan o altı azimli çocukla, silah çalmaya gittiğimde karşılaşmıştım. Paula denilen siyah ateş de benden geri kalmayıp silahları çalarken, arkasındaki çocuklar güçsüz duruyordu. Ve ben de onlarla tanıştım. Bana evlerini gösterdiler. İki haftada bir onlara da yemek götüreceğime söz verdim ve her gidişimde o yedi gence dövüşmeyi, kendilerini savunmayı, direnmeyi öğrettim. Bu süre içerisinde sen de büyüdün, onlar da. Sizi hep ayrı tuttum çünkü iki farklı sığınak olması, birinin boşa düşmesi durumunda elverişliydi ve eminim ki ben gidince bizim, ikimizin sığınağı boşa düştü. Onları eğittimi öğrendiğine göre onları bulmuşsundur demek, ve bu beni şimdiden mutlu etti.

Paula'ya sakın kötü davranma, içinden çok fazla sorunları var. İşgal öncesinde de bütün bir ailesi yokmuş.

Cecille hırçın bir kızdır fakat özünde iyidir, yine de kişilikleriniz pek uyuşacak tarzda değil, haklı mıyım?

Josh ile Johan... İkisi mükemmel kardeşler. Kesinlikle fazlasıyla görgülü ve zekiler. Yani teknik planlarda onları dahil edin.

Theodora, metal takılara bayılır, gerçekten! Ama asıl tutkusu dövüşmektir. Roxielere karşı bizim kadar nefret besler ama onun nefreti, Chelenoelere daha fazladır.

Laressa bir Yunan kızı, sevecen ve alçakgönüllü. Dövüşte pek iyi olmamasına rağmen takımın beyni olursa gayet iyi olur. Çünkü Laressa mantıklı ve gerçekçi adımlar atan biri.

Rhys, o sonradan geldi. Kimse nereden geldiğini bilmezken, bana uğradığı zulümleri, tecavüzleri anlattı. Karanlık biri, gizemli biri ama kesinlikle kötü biri değil. Kesinlikle değil. Onu da eğittim. O geldiğinde ergenlik çağını geçiyordu.

Ve işte bu. Taktikler bu, kişilikleri bu, şüphe duyduğun şeyler aydınlatılmıştır umarım, seni sevdiğimi ve korumak için her ne olursa olsun yapacağımı unutma, hayatım.

У тебя Мамушка, Екатарина Жеаст.* "

Günlüğün diğer sayfasına geçerken bir gözyaşı sayfaya damlıyor.

Annemden büyük bir parça bulunduran bir gözyaşı.

* * *

У тебя Мамушка, Екатарина Жеаст. -> Annen, Ekatarina Heast.

* * *

DirenişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin