Denizi Özleyenler İçin 2.

694 115 30
                                    

Ilgaz'dan.

Denizi Özleyenler İçin.

2 Mayıs 2014

Yıllar öncesinden kalma promosyon bir ajandaya bir gün okuyabileceğini umarak yazmak çok zor. Ondan her gün çıkarıp yazamıyorum. Ama her saniye aklımdasın. Hala. Neredeyse bir yıl olacak olmasına rağmen bende hiçbir şey değişmedi. Sürekli seninle konuşuyorum. Sen hiç duyamasan da. Hala her şeyi ilk sana anlatıyor, seninle tartışıyorum. Seni zihnimden öteye taşıyamadığımdan hepsi sonuçsuz kalıyor. Çıkış yolunu bulamıyorum. Umurunda olur mu bilmiyorum ama bu gidişle sonum bir balıkçılın midesi olacak. Acaba masallara ve rüyalara bu kadar tutunmasaydık da böyle batırır mıydık diye düşünmeden edemiyorum.

Seni rüyamda bile görmedim hiç. Yalnızca fotoğraflarda ve videolarda kaldın. Varlığın o kadar silik ki yaşandığına adım gibi emin olduğum anlardan, hatta senin gerçekliğinden şüphe eder oldum. Zaten gerçek olamayacak kadar da güzeldin. Şimdi burada olsan, sana her iltifat edişimde yaptığım gibi bende fiziksel bir kusur olduğundan seni böyle gördüğümü söylerdin. Tüm hayatını hürlüğün şarkısına katılmaya adayan dik başlı bir kadın için fazla utangaç olurdun böyle zamanlarda. Belki de tek çocuk yanındı... Sana yazarken bir yerde sabit kalmak çok zor. Başlarken hala her şeyi sana anlatacak gibi biriktirdiğimi söyleyecektim. Fark etmişsindir, yokluğun beni şairlerle epey yakınlaştırdı.

Bugün Bayındır'a gittim. Çiçek festivaline... İnsanın o kadar oksijen kaynağının içinde nefessiz kalabilmesi mümkünmüş. Orada olacağını sanmıştım. Hep orada olurdun. Yanlış gün gidip seni ıskaladığımı düşündüm, belki fark etmeden geçiştiğimizi... Bunu hep düşünüyorum. Bir yerlerde seni birkaç saniyeyle kaçırdığımı. Yine de seni ezbere bilen tarafım gelmedi diyor, hiçbir yerde kaçırmıyorsun onu, çok uzakta. Sonra seni dedenin hatırasından kopardığımı düşündüm. İkinizin hatırasına ortak etmiştin beni. Sonra o gitmiş, biz kalmıştık. Her bahar geldin. Gün oldu Eskişehir'den kalktın geldin.

Festivalden sonra dedene gittim. Bayındır'dan gözüme çarpan ilk saksıyı alıp çıkmıştım. Adını bilmediğim bir çiçeği dedenin mezarına ekmekti niyetim. Muhtemelen hem o hem de sen onlarca kez söylemiştiniz çiçeğin adını. Her sene tek tek tanıtırdın çiçekleri. Ben de her sene uzun uzun anlat diye tekrar tekrar unuturdum. 2013'ün son olduğunu bilseydim daha iyi dinlerdim. Ölüm yıldönümünde de yoktun. Ben seni dedenden bile kopardım mı?

Çok utansam da sizinkilerin görmediği bir köşeden tüm gün onları izledim. Orada olmadığını bilmeme rağmen sanki birkaç hafta önce mezar taşına dokunan el seninmiş gibi durdum. Sizinkiler o kadar çok çiçek ekmişler ki benim adını bilmediğim çiçeğe bir yer bulamadım. Böyle anlarda hala her şeyi sana anlatan tarafım biraz kenara çekiliyor, yerini ayrıldığımızı fark edene bırakıyor. Senin dünyanda artık bir yerim olmadığını fark ettim o an. Bir gün bunun olacağını hiç düşünmemiştim. Böylesine keskin bir şekilde senin hayatının dışında kalmayı... Artık aileden biri olmadığımı, seninle aramıza ne kadar olduğunu bilmediğim kilometreler girdiğini... O an fark ettim.

Sahi neredesin? Son zamanlarda konuştuğumuz her şey gitmek üzerineydi. Özellikle de benim söylediklerim... Sen gittin, ben kaldım. Artık birisi merhamete gelsin de senden bir haber getirsin istiyorum. Yıllardır uğraştığın staj programına kabul aldın mı mesela, bilmek istiyorum. Yarım bıraktığın kitapların listesini çıkarmıştın, tamamlayabildin mi onları? En son hangi oyunu izledin? Ne zaman bir oyun izlesen, bir kitap okusan, ne zaman seni heyecanlandıracak bir şeyle karşılaşsan beni arardın. Bir akşamüzeri izlediğin bir oyundan sonra beni arayamamak seni de üzdü mü? Ben de senin için varlığı şüpheli birisi haline geldim mi? Gerçekliğimiz seni de hiç şüpheye düşürdü mü?

Çok uzun zamana ihtiyacımız olacak Deniz. Tüm bu soruları ve eksik kalan her şeyi tamamlamak için çok uzun zamana ihtiyacımız olacak. O yüzden n'olursun bir an önce gel. 

Aşkın Tüm ÇağlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin