Ilgaz'dan.
Denizi Özleyenler İçin.
18 Haziran 2016
Bugün korkunç bir şey oldu. Bugün seni gördüm. Kafayı yedim sandım önce, o değildir, karıştırıyorumdur dedim, bir başka avukat sandım. Önce ismin söylendi, sonra bir mikrofon uzatıldı sana. Çok uzun konuşmadın, birkaç cümle kurdun. Sonra bir platform başkanına geçti konuşma sırası. O çok daha uzun konuştu. Sen hemen arkasındaydın. Kaya gibi sert duruyordun. Sonra bir başka habere geçtiler ama ben geçemedim. Yedi dakikalık videoyu defalarca kez başa sarıp izledim durdum.
Akşamüstü Nehir'den bir mesaj aldım. Bir haber programını gönderip yirmi altıncı dakikayı açmamı yazmış. Hiçbir anlam veremedim mesajına. Açmayacaktım, ilgimi çekmemişti. Sonra merakım ağır bastı herhalde ya da senin karşıma çıkacağını hissettim bilmiyorum. Babasıyla haber izlerken görmüşler. Arda Abi atma demiş, o gizli gizli atmış. Bulduk sonunda yazmış. Videoyu açana kadar bulduğumuzun sen olduğunu düşünmedim tabi ben. Sanki başka aradığım varmış gibi... O küçücük çocuk geçtiğimiz yılın son aylarını benimle Sur'da çekilmiş videoları izleyerek geçirdi. Buradan bir yerden çıkacak, iyi bak dedim her seferinde, çıkmadın. Hiç beklemediğim bir anda pat diye çıktın ortaya Deniz. Silikleşen yazılar için kusura bakmayacaksın artık. Ben dünyalar güzeli sevgilimi gördüm bugün. Yıllar sonra. Üç sene sonra sonunda nasıl bir kadın olabildiğini gördüm Deniz. Büyümüşsün. Çok büyümüşsün. Binlerce kez öptüğüm bir yüz bana nasıl bu kadar yabancı olabilir ki? Aklım almıyor Deniz.
Üç sene boyunca bulunmamak için her şeyi yaptıktan sonra burnumun dibinde, İstanbul'da çıktın ortaya. Kardeşin için Ankara'ya gidemeyip Ali'yi arayınca Türkiye'de değilsindir sandım. Daha altı ay öncesi şurada. Hiç bırakmak istemiyordun burayı ama gittin sandım. Sırf benimle bir gün karşılaşma ihtimalini istemediğin için gittin sandım. Yanılmışım. Belki de geleceğimi düşündüğün için o gün orada değildin ama sen hep buradaydın Deniz.
Sen benim için hiçbir hayalinden vazgeçmemişsin. Bu rahatlattı beni. Olmak istediğin o kadın olmuşsun. Adını yazdım sonra internete. Hala bir ofis adresi yok, hala bir sosyal medya hesabı yok, hala baroyu aradığımda numaranı vermiyorlar. Ama haberler var artık Deniz. Sen sonunda hep olmak istediğin avukat olmuşsun. Gurur duydum seninle. Bir hayale bu kadar tutunup tüm hayatını bunun üzerine kurabildiğin için gurur duydum seninle.
Ayrılmamıza değmiş. Benimle gerçek olamayacaktı senin hayallerin. İyi olduğunu hissediyordum. Benden daha güçlü durduğunu tahmin de ediyordum. Ama çok küçük de olsa bir korkum vardı. Senin elinden hayallerini aldığım için korkuyordum. Yapmamışım. İzin vermem böyle bir şeye demiştin. O Allah'ın cezası Haziran akşamı, memleket yerle bir olmuşken ve ben sana gidelim bu ülkeden diye yalvarırken izin vermem demiştin. Vermemişsin.
Keşke senin kadar sağlam olabilseydim. Keşke ben tüm geleceğimi senin üzerine kurmasaydım Deniz. Lisede bize sormuşlardı hani, on sene sonra sen kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılacaktın, ben de yanında olacaktım. On seneden erken olmasını beklemiyorduk bence hiçbirimiz ama yanında olabilmiştim. Sonra ağır geldi bana. Senin hayallerin ve bizim iyiliğimiz arasında bir seçim yapmak zorunda hissedip kendimi, senin iyiliğin için diretmeyi seçtim. Sen hayallerinle iyi olacakmışsın meğer. Bugün gördüm. Çok sevindim iyi olmana. Ben değilim.
Benim hiçbir hayalim yoktu Deniz. Sen ve ben oluruz; dostlarımız, sevdiklerimiz olur; büyük masalarımız, şen kahkahalarımız olur. Gerçekçi olmamakla suçlamıştın beni. Sen kendini inandığın bir mücadeleye adamıştın, benim de seninle uçucu anlar üzerine kurulu hayallerim vardı. Hiçbiri seni tatmin etmeyecekti. Kabul etseydin ve benimle bu ülkeden gitmiş olsaydın asla mutlu olamayacaktın. Anlaya anlaya üç sene sonra anladım. Zamanında anlayabilseydim, seninle kalıp senin hayallerinin peşinde koşabilseydim, bugün orada senin yanında olabilir miydim? Yoksa dayanamaz mıydım senin kendini bir nefer görüşüne? Bilmiyorum.
Senden sonra sana birlikte yapalım dediğim hiçbir şeyi tek başıma yapmadım. Yapamadım. Zayıf benim karakterim. Hatta artık var mı yok mu emin bile değilim. Hiç kimse oldum ben Deniz. Herhangi birisi... Benimle bugün bu kadın olarak tanışsan asla aşık olmazdın. Aynı masada oturmaya bile tahammül edemezdin belki de. Sürekli hatalar yapan, sürekli başarısız olan, neye elini atsa elinde kalan bir adam oldum.
Keşke ben de senin gibi yapsaydım. Sen nasıl bensiz bir hayatın ihtimalini de kurabildiysen kafanda, ben de sensiz nasıl yaşanır bir düşünseydim. Tüm yollarım sana çıkmasaydı keşke. Bir insan gecenin bir vakti internette eski sevgilisinin kardeşinin gözaltına alındığını gördüğü için İzmir'den Ankara'ya gider mi? Yaptığım tek saçmalık bu olsa keşke. Ben aylarca birlikte gittiğimiz her şehre, oralarda sevdiğimiz her mekana tek tek gittim. Oturduğumuz banklara tekrar tekrar oturup seni aradım. Bir yerlerden çıkar gelirsin diye. Bir yerlerde sen de beni özlüyorsundur diye.
Meğer sen yaşıyormuşsun Deniz. Çok şükür sen yaşıyormuşsun. Ama madem bensiz de bu kadar kolaydı niye beni öyle sevdin? Niye tüm hayatımı iki kişilik planlamama izin verdin? Keşke hiç aşık olmasaydın bana. Keşke biz ömür boyu iki arkadaş olsaydık. Keşke bu akşam, haberler başlamadan önce beni arayıp akşam televizyondayım, izle mutlaka deseydin. Keşke bugün yabancısı olduğum o yüzü hiç avuçlarımın içine alıp öpmemiş, koklamamış olsaydım. Keşke ben de yaşamak nedir bilebilseydim. Keşke benim de bir hayatım olabilseydi Deniz.
En büyük hatam sen beni terk ettikten haftalar sonra Sırma'yı öpmüş olmak sanıyordum ben. Meğer benim en büyük hatam sana aşık olmakmış. Yine kızacaksın bana. Benim suçum değil bunlar diyeceksin. Doğru senin suçun değil benim tüm hayatımı iki kişilik planlamam... Ama sen, sana aşık olan bir adama başka bir şans bırakmazsın ki... Sen öyle bir kadındın Deniz. Sen benim gözümde hep o kadar kudretliydin. Artık daha kudretlisin. Ve biliyor musun? Artık ilk gittiğin zamanlardan daha da ulaşılmazsın gözümde. Üç sene önce görsem böyle bir haberi o kanalın kapısında nöbet tutar yine alırdım numaranı. Ama şimdi hiçbir şey yapmayacağım. Çünkü iyisin. Bensizlik sana yaramış. Gerçekten yaramış. Söndürdüğümü söylediğin yıldızları gördüm bugün. Senden bir daha asla alamam o yıldızları. Sen zaten çok uzun zamandır onları benimle paylaşmaya gönüllü değilsin.
Bugün bana yine bir ders verdin. Senin büyüdüğünü görünce, gerçi şimdi fark ediyorum sen büyüyeli çok olmuş da ben anlamamışım, sonunda büyümem gerektiğini anladım. Bugün yapacağım Deniz. Şimdi, bu defteri kapatır kapatmaz, seninle hiç gitmediğimiz bir yere gideceğim. Seni hiç düşünmeyeceğim. Kapıdan girme ihtimalin olduğunu bileceğim ama başımı kapıya çevirip seni beklemeyeceğim. Seni beklemeyi bırakacağım artık. Kendi etrafımda dönen hayaller kuracağım.
Bir gün ben de bir şekilde senin karşına çıkarsam bugünkü gibi sen de benimle gurur duyacaksın.
Böyle deyince yine senin için bir plan yapıyormuşum gibi oldu aslında. Bilmiyorum Deniz. Sen ne hissediyorsun acaba? Beni hiç özlemediğini düşünmüyorum. Yıllarca ben bir iz bulmayayım diye uğraştın sonuçta. Ama bugün belli ki değişmiş bir şeyler senin için. Sana söz benim için de değişecek. Kendime acımayı bırakacağım. Oturup uzun bir hayat planı yapacağım. Kim olmak istediğimi, ne olmak istediğimi bulacağım Deniz.
İnsan bunu yirmi beş yaşında yapmamalı belki ama ben bu yaşıma dek bir deniz kızını takip eden kara bir balıktım yalnızca... Ancak onu takip edersem sonum bir balıkçılın midesi olmaktan çıkar sanıyordum, biliyorsun. Bugün deniz kızını kaybettiğimi kabulleniyorum artık. Artık takip edecek hiç kimsem yok. Seni pusula belirlemiştim, aptallık etmişim. Allah'tan hiç yol iz bilmiyor değilim. Bulacağım Deniz. Ben de kendi yolumu bulacağım. Ve tıpkı bugün olduğu gibi bir gün yine karşılaşacağız. O güne kadar ben de yaşayacağım Deniz. Bugün verdiğin dersi hiç unutmadan yaşayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Tüm Çağları
General FictionBu okuyacağınız hikâye bir denizkızının hikâyesi. Ama ne hikâye sizin bildiklerinizden ne de denizkızı. O zengin bir deniz ülkesinin yegâne prensesi değil ya da denizde kaybolan prensi kurtarıp ona âşık olacak da değil. Hele bir kayanın üzerinde yeş...