Denizi Özleyenler İçin 5

571 92 38
                                    

*Bir gün bu bölümün nasıl bir zamanda yazıldığını anlatmak için gerçekten bir kitap yazmam gerekebilir. Merakta bıraktığım zaman için bir açıklama yapamam fakat bu bölümün gözyaşları içinde yazıldığını söylemek istiyorum, sitem ederek beni üzmeyin diye.

Ilgaz'dan.

Denizi Özleyenler İçin.

3 Mart 2015 05.13

Ne zaman yüreğim özleminle dolsa sana anlatmak istiyorum. Ama anlatamam. Seni arayamam, seni göremem, kokunu içime çekemem. Bir daha bana öyle güzel bakamazsın. İçimden sürekli senle konuşuyor ancak sadece gözyaşlarımı saklamayacak cesareti bulduğumda yazabiliyorum. Nedendir bilmem seni düşünürken ağlamıyorum fakat elime kalemi aldığım salya sümük oluveriyorum. Bensiz kaç kere ağladın bilmiyorum. Gözyaşlarını silmen için kaç kere gömleğimin ucunu uzatamadım, haberim yok. Deniz benim senin aldığın nefesten haberim yok. Biliyor musun şu an elimden bir silah var ve ben nasıl kafama sıkmıyorum bilmiyorum. Herhalde sürekli umut ettiğimden... Elimde neden silah olduğunu anlayamadın, biliyorum. Büyük bir aptallık yaptım. Psikoloğa gitmem gerekirken askere gittim. Bir keresinde laf arasında asker yolu beklemeyeceğini söylemiştin. Yine sözünde duran sen oldun. Bak beklemiyorsun. Hiç gözlerine bakarak ömür boyu seni bekleyeceğimi söyleyemedim ama eğer şimdi bir anlamı varsa bekliyorum.

Bir gün seni unutacak mıyım Deniz? Kokunu, sesini, gülümsemeni... Bir gün artık tanıyamayacağım kadar değişecek mi gülümsemen? Gerçekten gelmeyecek misin? Ben senin güzel yüzünü izleyerek yaşlanamayacak mıyım? Kurduğumuz tüm hayaller hiç mi olacak? Bir gün kuracağımızı ikimizin de bildiği o masayı hiç büyütemeyecek miyiz?

Tatvan'dayım. Van Gölü'nün kıyısında. Gerçi burada deniz diyorlar. Çok soğuk, kat kat içlik giyiyorum. Görsen gülerdin. Görebilecek olsan, gelmezdim ya. Neyse. Bir tarafta göl bir tarafta dağlar... Birlikte dünyanın her yerini görmemiz lazımdı hani? Kurulmuş tonla hayali çöp edemeyiz sevgilim. Hem ben dünyanın her köşesinde seni öpeceğimin sözünü vermiştim. Bak, yine sana verdiğim bir sözü tutamadım. Sözlerini tutabilen bir adam olmayı isterdim. Yalvarırım bu sözümü tutmamı sağla diyeceğim ama çok geç değil mi?

Öyle mi sahiden Deniz... Yalvarırım çok geç olmasın. Yalvarırım bir dönüş yolu olabilsin. Burada bakamıyorum ama ne zaman yanımda bir telefon olsa sürekli ekrana bakıp duruyorum. Bir arama, bir mesaj. Tek harfin dünyayı yörüngesinden oynatmamı sağlar. Kimseyi görmez gözüm. Bazen, konuşurken diyorum ki ailesi bana böylesine düşman olduktan sonra nasıl olur ki, yüzlerine nasıl bakarım? Ama sonra diyorum ki Deniz bir gelse, hayatıma yeniden girse hiçbir şeyin önemi olmaz.

Her köşede seni hayal ediyorum. Ne zaman gözlerimi kapatsam gözlerini görüyorum. Yine buradasın, tam karşımda. Yazdıklarımı okuyorsun ve Turgut'un o şiirini mırıldanıyorsun. "Muş-Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan / eşkıyalar kanar, kötü donatımlı askerler kanar." Bana kızacaksın ama çok gece dua ettim. Eğer dedim benim güzel deniz kızım gelmeyecekse ben kanayıverecek kötü donanımlı askerlerden biri olayım dedim. Yokluğunun ölümden tek farklı kimsenin benim yasımı tutmuyor oluşu. Benim tuttuğum yasın büyüklüğünde onların tutacağı yasın esamesi okunmaz ya. Neyse. Mademki bu defter senin elinde karamsarlığa gerek yok sevgilim. Hem bak ölmedim. Demek ki geleceksin. Hem şiirin bir sonraki cümlesi ayakta tutuyor. Seni düşündürüyor. Sen bir yaz güzelisin. Balkonunda dondurma şemsiyeleri ve renkli çiçekler olan evlerle bezeli sokaklarda dolaşırken güneşi batırışlarımız geliyor aklıma. Senin yüzüne vuran güneşi anımsamaya çalışıyorum. Kaç kere ayrı ayrı güneşi batırdığımızı ve bunun ne kadar daha süreceğini düşünmemeye çalışıyorum. Tek dileğim bir ömür sürmemesi. Eğer ki sınavım buysa, ben de bu hayatta bununla sınanacaksam yapamam. Anlamışsındır Allah'a hiç olmadığım kadar yakınım. Burada ondan başka kimsem yok. Tek duam da beni senin sonsuz yokluğunla sınamaması.

Evi özledim Deniz. Seni özledim. Evim olan o güzel gözlerini özledim. Senin gözlerinde gördüğüm milyonlarca yıldızı özledim. Benden ayrılırken bile "N'olur bana öyle bakma, yapamam." diyen o kızı çok özledim. 24 yaşına burada gireceğim herhalde. Şafağın kaç olduğundan habersizim. Bölükte bir ben bilmiyorum şafağı bir de bizim İhsan Abi. Ona deli diyorlar bana... Boş ver bana ne dediklerini. Bekleyeni olan sayıyor. Beni bekleyen olmadığını da herkes biliyor işte. Demiştin ya bana, beni hiç affetmeyeceksin diye. Affettim. Bu zamanlardı yine, sen gitmeden önceki bahar. Bir şeyler kaybetmiştik ama elimizde daha kaybedecek şeyler vardı. Henüz birbirimizi kaybetmemiştik. Hayattan farklı şeyler istediğimize karar vermiş ve arsız çocukluğumuzla ikimiz de diretmiştik. Şimdi olsa milyonlarca kez geri adım atardım. Hiç diretmezdim, seninle sürecek bir ömür için hepsini geride bırakırdım. Keşke bilebilsen Deniz. Zamanı geriye kalacak kudretim yok fakat eğer olsaydı seni hiç üzmeyeceğimi keşke bilebilsen.

Keşke.

Çok seviyorum seni. Deniz kadar. Gözlerindeki yıldızlar kadar çok.  

Aşkın Tüm ÇağlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin