TANITIM

92.4K 3.6K 1.3K
                                    

Elimdeki poşetler gittikçe ağır gelmeye başlarken sonunda iki katlı müstakil evi gördüğümde rahatlamış bir nefes verdim. Akşam çökmesine rağmen sıcak hâlâ bir gram azalmamış, batan güneşin gölgesi etrafta geziniyordu sanki.

Küçük ön bahçeden geçip, arkaya ilerledim. Holmes yeşil küçük bahçede yeşil çimenlere uzanmış uyukluyordu. Yanında hemen bir top vardı, muhtemelen bugün çok fazla eğitim gördüğü için yorulmuştu çocuğum.

Rahat bahçe koltuğuna baktım, onu göremeyince adımlarımı hiç durdurmadan balkon kapısına ulaşıp ayakkabılarımı burada çıkardım. Zaten çoğunlukla ön kapı dururken buradan gidiyorduk eve.

İçeri girdiğimde salona göz gezdirdim bir haber kanalı açıktı, mutfaktan sesler geliyordu. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirip elimdeki poşetlerle mutfağa ilerlerdim.

Kapının pervazından ocağın önündeki uzun boylu, kalıplı adama kısaca baktım. Tahta kaşıkla tencereyi karıştırıyordu. Üzerinde siyah, kargo pantolon varken üstünde ise benim beyaz tişörtlerimden biri duruyordu.

"Bozkurt." diye seslendim onu izlemeyi kesip.

Kafasını çevirdi, yeşil gözleri yüzüme değdi. Sakalları iyice uzamış, yüzüne yakışmıştı. Onu en son ne zaman sakalsız halde gördüğümü unutmuştum.

"Hoş geldin bebeğim." dedi gülümseyip.

"Hoş buldum." deyip elimdeki poşetleri masaya bıraktım. "Gelince yemek yapardım oğlum, erken çıktım bugün o kadar."

"Canım sıkıldı, gelince güzel bir yemek ye dedim." deyip ocağa geri döndü, tahta kaşıkla bir kez daha çevirip ardından kenara koydu.

Kapağını kapatıp, ocağın altını kıstı ve duvara yasladığı koltuk değneğine uzandı. Koluna yaslayıp, ardından bana doğru yürüdü.

Yanıma geldiğinde boşta kalan elini enseme koyup dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Gözlerimi kapatıp karşılık verdim, birkaç saniyelik öpüşmenin ardından kokumu içine çekip dudaklarını ayırdı.

"Holmes'ı çok yordun galiba bugün," dedim gülerek, ensemi tuttuğu için yakınımda olan çıplak koluna ufak bir öpücük kondurdum. "Ağzı açık uyuyor."

"Öyle yata yata hayat geçmez, biraz disiplinli olacak." dedi ciddiyetle. Elini çekti.

"Emredersiniz komutanım." dedim gülerek,  bakışlarını kaçırdı her zaman olduğu gibi.

Sıkıntılı bir nefes aldım.

"Haberler başladı, sen masayı kurabilir misin?" dedi içeri hafifçe aksayarak, yavaşça ilerlerken.

"Hazırlarım aşkım." dediğimde kasıldı, hâlâ sevgi sözcükleri duyduğunda etkileniyordu. Hiçbir zaman etkisi geçmeyecek gibiydi bunun.

Ömer yavaş hareketlerle koltuğa oturdu ve koltuk değneğini kenara koydu. Sehpanın üzerinde duran sigara paketine uzanıp, gözlerini siyasi haberlerden ayırmadan sigarasını yaktı.

Yutkunarak mutfak dolabına ilerledim, yüzümdeki gülümseme silindi.

Gittikçe daha kötü oluyordu ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.

****

Şöyle kısa bir tanıtım bölümü olsun.

Bela finalinden sonra bir yıl geçmiş oluyor.

DEVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin