Keyifli okumalar♡
Sabah okula gelmek bugün zor gelmemişti bana, öğleden sonra buluşacağım sevgilimin heyecanından. Güzel bir gün, daha doğrusu gece ayarlamıştım. Bana uyum sağlamama durumunu göz ardı ederek güzelce bir planla onu mutlu etmek haliyle kendimi daha mutlu etmek istiyordum. Şehrin çıkışında babama ait bir ormanlık alanın içinde olan bungalov evimizi hazırlatmıştım.
Onunla samimiyetimizin daha derin olmasını istiyordum. Evimdeyken üzerindeki o garip gerginliği atamıyordu. Belki burada ikimizin bir ormanda başbaşa olma fikri onu daha da rahatlatırdı. O rahatlayınca ben daha da rahatlardım. Cinsel istekleri yüksek biri değildim sadece temas seviyordum. Ümitin elini tutmaktan öteye gidememiş olmak içimdeki bencil tutkuyu kırıyor, egosunu zedeliyordu.
"Günaydın" yan tarafımdaki tekli sandalyeye kendini bırakıp bıkkın bir günaydınla başlamıştı benimle gününe Fuat. Dalgın yüzümü ona çevirdiğim an kaşlarım havalandı. Üzerinde kendi tarzına asla uymayan fermuarlı bir hirkayla oturuyordu. Yüz ifadesi o kadar katıydı ki şişmiş gözleri bir an önce uyumak istemekle, kasılmış çenesin ise sinirden bir yerleri dağıtmak arasında gidip geliyordu.
"Günaydın, ne bu hal?" Diye sordum genel bir soru olarak. Üstündekileri, tavrını, şişmiş gözlerini...
"Yok bir şey!" Deyip yüzünü sıvazladı. Nefes alamıyor gibi sık sık nefes alıyordu. Biliyordum bu halini, sinir patlaması yaşamadan önceki son nefes alışverişleriydi.
"Kim bu senin lavuk? Bu sikik Alper i nereden tanıyorsun sen?" Diye sakin çıkarmaya çalıştığı bir tonda sordu. Siniri bana mıydı Alpere miydi anlamamıştım.
"Alperi tanımıyorum, o gün ilk defa gördüm" deyip ona baktım. Kafamı sallayıp ne olduğunu sorsam da eliyle boşver deyip geçiştirdi.
"Üzerindekiler ne iş?" Diye sorduğum an Fuat bunu beklermiş gibi anında cevapladı beni
"O sokuk zorla giydirdi. Çıkaramıyorum da. Tam bir kahpe. Küfürlerim onun sıfatına melek diye yakışıyor. Orospu çocuğu" diye kendi kendine yükseldikçe yükseldi. Elimi kolunun üzerine koyup sakinleşmesi için sıktım. "Sakin ol ne oldu?"
Bana baktı uzun uzun sonra yüzünü çevirip kafasını iki yana sallayıp tekrar döndü "beni okula bırakırken hava soğuk üşüme diye bunu verdi." Diye sakince açıkladı. Şaşkınlığımı fark edince cebinden telefon çıkarıp onla ilgilenmeye çalıştı. Söz konusu Fuattı ve o Alpere boyun eğiyordu!
"Seni Alper mı bıraktı okula?"
"Hmm öyle" diye kestirip attı bu kez. Konuşmak istemiyor daha doğrusu patlamak isteyip de susuyor gibiydi
"Senin araban mı bozuldu?" Bende de garip bir merak hali belirmişti onun bu hâline. Üsteledikce üsteleyesim geliyordu.
"Yok. O bırakmak istedi" mırıltıyla dese de duymuştum
"Neden?"
"Çünkü tam bir orospu çocuğu! Zorla bıraktı. Ondan habersiz dışarıya adım atamıyorum dünden beri" sinirine yenik düşmemek için dişlerini sıka sıka fısıltıyla konuşuyordu. Her bir kelimeyi bastıra bastıra. Kaşlarım çatıldı anında "seni taciz mi ediyor!?" Diye sordum tüm ciddiyetimle
"Yok, off öyle değil. Boşver beni. Sen ne yaptın ayrıldın mı?" Konuyu çevirmeye çalışmasına ses etmeden önüme döndüm. Ne onun öfkesini körüklemek istiyordum şu an ne de öfkesine odun olacak bir cevap vermek istiyordum. Öfkeli bakışı beni bulunca "ayrılmadım" dedim sadece.
Fuat belli belirsiz kafa sallayıp önüne döndü. Hayretler içerisinde izledim o kısacık ânı. Vereceği tepki, en azından bekledigim bu değildi. Üzerimdeki şaşkınlığı atamamışken hocanın gelip anında derse başlamasıyla konu kapanmıştı tamamen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İADE-İ İTİBAR
General FictionSaygın bir bakanın; hovarda ama kendi halinde yaşayan, kimsenin hayatında iz bırakmayan oğlu ve aniden onun hayatına giren bir genç! 'Fırat♡Ümit'