26

1K 90 45
                                    

Kan akışımın her zerresini hissediyordum. Elim buz tutmuş dokunma yetimi kaybetmiştim. Beynim durmuş algılama problemi yaşıyordum. Elimdeki kimliği tekrar inceledim. Ümit in kimligiydi. Yaşı yanlıştı. Hayır! Ümit yalan söylemişti. Kapının tıkırtısını duyunca Ümit in gelip bu şekilde beni görmesini istemedigim için hemen yerine koymaya çalıştım.

Elim tutmuyordu. Kalbim gümbürdüyordu. "ne yapıyorsun güzelim" diye yanaşıp elini bel boşluğuma koyduğu an istemsizce sandalyenin başlığına tutundum. Yutkunup cevap veremiyordum bile. Ona döneceğim esnada elim benden bağımsız hareket ettiği için masada duran cam bardağa çarptığı gibi yerde tuzla buz olmuştu.

"Amann!" Deyip elini yukarı kaldırdı. Yerimde dönecekken tuttu kolumu "kımıldama dur, ayağına batabilir" deyip eğildi. Yerdeki camları elle toplamaya çalıştı ama nafileydi. Bir sürü cam parçası vardı yerde. Titreyen elimi sıkıp birbirine kenetledigim dişlerimi rahat bırakarak konuştum "banyo da.." diyebildim bakışları anında beni bulurken. Seri bir hareketle ayaklanıp avuç içleriyle yüzümü avuçladı. "Fırat iyi misin? Bembeyaz kesildin!" Dedi endişeyle. Baş parmağıyla yanağımı okşayıp "sakin ol sadece cam kırıldı toplarım şimdi" dediği gibi yutkunup bakışımı kaçırdım. "Banyonun yanındaki odada süpürge var" dedim sağlayabildiğim sakinlikle.

Anında kafa sallayıp camlara basmamak için garip adımlar atarak çıktı mutfaktan. Elimin altında duran cüzdandan tekrar kimliği çıkarttım alelacele. Cebimden telefonu çıkarıp fotoğraf çekip o gelmeden yerine yerleştirdim. Elim hala titrerken telefonda kayıtlı olan korumaların şefi olan Şahin beyin numarasını açıp bekledim. Telefonumu diğer elime alıp arkama sakladım.

Yarım saat öncesine kadar sonuna kadar güvendiğim kişi şu an zihnimde can güvenliğime tehtit diye kodlanmıştı. Bana yalan söyleme sebebi neydi bilmiyordum ama sıradan ufak bir yaş problemi diye masum bir sebep sunamıyordum kendime. Hızlı adımlarla gelip makineyle her tarafı temizledikten sonra yine götürdü yerine.

Koşar adım yanıma yanaşınca arkama aldığım elim daha bir sıkı kavradı telefonu. Şu an bana bir şey yapsa telefondan yardım isteyebilecek zaman bulanilecehimden dahi emin değilken ben kendimde önemlerle alıyordum

"Gülüm iyi misin? Deyip gözüyle vücudumu yokladı. Bir çizik kesik arıyordu. Adim atıp beni saracakken istemsizce geriye çekildim. Yapmamam gerekiyordu ama bilincim buna izin vermiyordu. Ümit kaşlarını çatıp iki yana açtığı ellerini indirdi "nicin bu kadar korktun ?" Sesi hala endişeliydi.

Sandalyeye tutunan elim yüzüme çıktı, kaşlarımı kanatırcasına kaşıdığımı fark edince kendime engel olmak için elimi bıraktım. Deli gibi korkarken ümitten onun bunu fark etmesini istemiyordum. Fark edilirsem neler olabileceğini tahmin edemiyordum. Ümit in neler yapacağını bilemiyordum. Şu an karşımda yüzünü ilk kez gördüğüm bir yabancı var gibiydi ve ben gardımı almak zorundaydım.

"Babam" deyip hızlanan nefesimi kontrol altına aldım. Onu es geçip mutfaktan çıktım. Güvenli bir yere geçmem lazımdı ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Onunla aynı ortamda durmak şu an için korkunç geliyordu. Peşimden geldi benimle aynı hızda. Bana yaklaştıkça bilinçsizce adımlarım hızlanıyordu. Anahtarımı aldığım gibi dış kapıyı açıp çıktım

"Fırat?" Sesi hafif kızgın geliyordu durumu anlamadığı için.

"Babamla ilgili.." dedim sadece kapıdan çıkarken peşimden geliyordu hala. Arabanın kapısını açıp oturduğum gibi elim kilitleme düğmesine gitse de kendime engel oldum "bu halde kullanamazsın nereye gidiyorsun" camı açmadan elimle dur diyebildim sadece.

Korkum yersiz miydi haklı bir direniş miydi vücudumun verdiği tepki, bilmiyordum ama şu an ümitten olabildiği kadar uzak durmak istiyordum. Camı araladım. Eğildi anında yüzümü görmek için. "Gülüm, korkutuyorsun ne oldu?"

İADE-İ İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin