Bir öpücük sözü vardı onu hemen alayım 🤭
Keyifli okumalar ♡
Dışarıdan bakıldığında muhtemelen düz duran ifadem ve yürüyüşüm kendi benliğimde topallıyordu. Ağır aksak yürüyordum. Tuzla buz olan kalbimken ben adım atmaktan aciz hale gelmiştim. Göğsümün orta yerinde bir boşluk hissediyordum ama o boşluk duygusal bir boşluk değildi. Tüm organlarım benden alınmış gibiydi. Ben sadece dış kabugumla var olduğumu ispatlamaya çalışır gibiydim.
Ezbere bildiğim evinin sokağını kaç kez şaşırdım, kaç kez yanlış sokaklardan topladım kabuklarımı bilmiyordum ama en nihayetinde evimin yolunu bulup varabilmiştim. Kapıyı açıp içeri girecekken bahçe kapısının açılmasıyla o tarafa baktım. Fuat koşar adım bana doğru geliyordu. Yüzünde tanımadığım garip bir olgunluk ve yorgunlukla.
Kollarını açıp beni sardığı gibi tanışıklık hissi tüm vücuduma masaj etkisi yaratmıştı. Aşk değil, sevgi değildi bu aitlik hissiydi. Günlerdir sıcak bir sarılmaya hasret kaldığımı şu an Fuatın kollarında hissetmiştim. Aralık duran kapıyı ittirip ikimizi içeri koyar koymaz tekrar sardı beni. Bir eli ensemden saçlarıma çıktığı gibi başımı omzuna yatırıp narince okşadı. Derin bir nefes aldığım an "bırak kendini, ben buradayım" dedi fısıltıyla.
Sanki o cümleyi bekliyordum, sanki günlerdir ağlayan ben değildim de bu cümleyle içimdeki yangınları sesime yükleyip bağıra bağıra ağladım. Fuatın kurduğu hiç bir cümleyi duyamayacak kadar bağırıp, içimdeki sesleri bastıracak kadar inleyislerimle ağladım. Dizim tutamayacak hale gelince fuat ikimizin oturacağı şekilde yere çöktü. Beni sıkı sıkıya sarmış ondan başka hiç bir sığınağım yokmuş gibi davranıyordu. Haklıydı. Yoktu. Benim kimsem yoktu artık.
Benim ağlayışım iç çekişlere dönünce onunda göğsünün derin derin inip kalktığını fark ettim. Başımı göğsünden kaldırıp baktığımda onunda ağladığını gördüm. Elimle gözyaşlarını silip "ağlama" dedim çocuksu ifademle.
Başını iki yana sallayıp gülümsedi sadece. Ikimiz durulduktan sonra sessizliği bozup "hasta olacağız" deyip koltuğa oturmamız gerektiğini söyledi. O ayaklanınca elimi tutup kaldırdı. Salona baktığımda bacak bacak üstüne atmış tek eliyle dudağını yoklayıp evi inceleyen Alperle kaşlarım çatıldı.
"Ortalığı sikmişsin" diyen Fuata cevap verecekken "Alp pizza nerede" demesiyle dumura uğradım.
"Mutfakta ceylanım, ortalık batıktı oraya bıraktım." Diye cevap veren Alperle tüm dertlerimi unutup hayret ve şaşkınlıkla Fuata baktım. Alp, ceylan...
Fuat hızlıca mutfaktan pizza kutularını getirip orta sehpanın üzerinde sağlam duran evin tek biblosunu da dirsegiyle yere yuvarlayıp pizzaları bıraktı. "Oturun, biraları ben getiririm" deyip mutfağa adımladı Alper.
Fuat kolumdan tutup zorla yere oturtunca "yemek istemiyorum Fuat" dedim yüzümü buruşturup
"Tamam biz yerken bizi izle" dedi gayet olağan bir şey der gibi. Kaşlarım çatılırken Alper de diğer tarafıma oturdu. Bir kutuyu açıp Fuata verdikten sonra bana bakıp "sen yemeyeceksin galiba" deyip açtığı kutuyu bana vermek yerine kendi önüne bırakıp pizzaya elini uzattı. Gelen koku midemi kaldırınca yüzümü buruşturdum, fuat elindeki dilimi ağzıma tutup "yeme ama bi diş al ki kokusu seni rahatsız etmesin" kurduğu mantık dışı cümleye henüz itiraz edecektim ki Alpet Fuatın elini ittirip ekmeğin dudağıma değmesine sebep oldu. "Ağzın değdi fuat onu yiyemez artık" dedi bir zamanlar anneannemin kurduğu cümlelerin benzer şekliyle.
"Yerim ki" diyen Fuata sinirli bir bakış atıp "yemezsin" dedi alper. Aklıma düşen çocukluk anılarımın duygusallığını yaşayamadan ortasında oturduğum çift olup olmadıklarından dahi emin olmadığım iki dag ayısının atışmasını izliyordum bir sağ tarafa bir sol tarafa dönüp. Daha tartışmanın seyrini ölçüp biçecekken bir dilip pizzanın dudaklarıma yapışmasıyla bağırdım ikisine "ne yapıyorsunuz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İADE-İ İTİBAR
General FictionSaygın bir bakanın; hovarda ama kendi halinde yaşayan, kimsenin hayatında iz bırakmayan oğlu ve aniden onun hayatına giren bir genç! 'Fırat♡Ümit'