33

1.1K 96 46
                                    

Seri bölüm atıyorum hee🤭

Keyifli okumalar

Gözümü yorgunluğuma inat açmaya çalıştıkça daha da kenetleniyordu göz kapaklarım. Zor da olsa açınca etrafa bakındım, emniyette olduğumuza dair belirgin ayrıntıların olduğu odada deri bir koltukta uzanmıştım. Kolumda serumla. Serumu çektiğimde acıtacağını tahmin etsem de bu kadar tiz ve keskin bir acı beklemiştim. Dudaklarımdan küçük bir ahlama döküldüğü gibi kapı açıldı.

"Daha iyi misin?"
Geldiğinden haberim yoktu. En son bana gazete arşivine inmeme yardım ettikten sonra şirket danışmanlığını bırakır diye düşünüyordum ama tam tersi şu an yine benimle o ilgileniyordu. "Bir doktora görünmenizi tavsiye ederim Fırat, bu bayılmaların.. tansiyonunuzu kontrol etmeniz lazım en azından" dedi geçen seferki krizimi de onun yanında geçirdiğimi baz alırsak endişelenmesi normaldi. Samimî miydi değil miydi bilmiyorum ama düşünüp dile dökmesi bile şu an için yeterliydi.

"Babam nerede? Ifadesini aldılar mı?" Dedim kendime bile yabancı bir sesle. Yorgundum.

Elindeki meyve suyunu açıp önümdeki yine deri olan sehpaya bıraktı. "Içmelisiniz sabahtan beri bir şey yememişsiniz" dedi babacan bir tavırla. Halbuki aramızda çok bir yaş farkı olduğunu da düşünmüyordum. Oturusumu düzeltip elimi alnıma attım. "Bunu içersem kusarım. Midem alacak gibi değil." Deyip gözlerinin içine baktım "Babama ne oldu?" Diye sordum tekrardan

Meyve suyunu bıraktığı sehpaya oturdu o düzgün nizamlı duruşuna zıt şekilde. Elinin birini omzuma koyup göz kontağı kurdu önce "Fırat, tek tek anlatacağım. Kalbinle değil mantığınla dinle lütfen" deyip benden onay bekledi. Kafamı sallayınca devam etti "babanın ifadesi alındı. Önce kabul etmese de kanıtlar onun ifadesine değil belgelere daha çok uyuyor diye savcılığın emriyle tutuklandı baban!" Dedi sanki normal bir olaydan bahseder gibi. Ya da bana üstün körü duygu katmadan söylemesi benim daha fazla etkilenmemem içindi.

Yutkunup gözlerini kaçırdı. "Senin de ifadeni alacaklar ve ne sorarlarsa haberim yok demen lazım. Bilgim yok, haberim yok bu gibi cümleler" deyip omzumu biraz sıkıp dikkatimi topladı "anlıyor musun?"

Kafamı iki yana sallayıp yüzümü avuçlarımda gizledim. Düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. "Niçin?" Dedim sadece.

"Çünkü bu olanların hiç birinde senin parmağın yok" dedi kendinden emin şekilde.

"Nereden biliyorsun?" Dedim yüzümü kapattığımdan dolayı boğuk çıkan sesimle.

"Bu mevzular sen daha lisedeyken yaşanan şeyler Fırat, seni zorlayacak olan kısım şu an şirket haklarının sende oluşu. Onu da halledeceğim"

Bunu iki kere görüştüğüm avukat bile biliyordu ama Ümit anlamamış beni de suçlamıştı her defasında. Babam suç terminatoru gibi olan şirketi üzerime yapmaktan çekinmemişti. "dediğini yapmaz ve şirket faliyetlerini üstlenirsem?" Diye sordum Bu kez gözüne bakıp

"Bunu yapmanın hiç bir mantığı yok!" Dedi çatık kaslarla "kendine zarar vermekten başka hiç bir işe yaramayacak" haklıydı. Bunun bilinceydim.

"Babamın suçunu hafifletmez mi, en azından bir kaç yıl azalır?" Diye sordum. Karşısında dehşet verici bir şey izler gibi baktı gözlerime elini tekrar omzuma atıp sıktı "bakın, sizin.." dedi an gözünü kapatıp dişlerini sıktı "sikerim şimdi saygıyı sizi bizi. Gerizekalı mısın oğlum sen?" Diye yükseldi. Eliyle çenemi kavradı acıtmayacak şekilde "bunca bokun içinde tek temiz sensin anlıyor musun? Kimse için kendini yakma. Avukatın olarak buna izin vermem" dedi kafasını iki yana sallayıp.

İADE-İ İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin