23

1K 90 32
                                    

Medya: perdenin Ardındakiler- Her gece.
Medyanın bölümle alakası yok sadece hoşuma gittiği için buraya bıraktım.

Keyifli okumalar ♡

Güne Ümitin mutfaktaki tıkırtıları ile başlamak heyecanlı hissettirmisti. Küçükken annemin bize kahvaltı hazırlamasını anımsatmıştı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa adımladım "günaydın" dedim sadece. Uykumu alamamıştım. Gecenin bir yarısı aniden uyanıp Ümit yanımda mı diye kontrol etmekten.

"Günüm şimdi aydı, sana da günaydın güzelliğim" diye yanıtladı beni. Yüzünde sıcacık bir gülümseme, gözlerinde parıltılarla. Açıkçası dün geceki ufak tartışmamızdan sonra aramıza yine mesafe gireceğini düşünmüştüm. Tam tersi olmuştu. Kendimi ona daha yakın hissediyordum artık.

Yanıma gelip bir kolunu belime dolayıp kendine çekti. Belli belirsiz saçlarımdan öpüp gerisin geri işine döndü. Afallamıştım. Ümitin üzerindeki o görünmez gerginlik yok olmuştu. Belki de dün geceki sitemime hak vermişti. Ne olmuştu ne karar vermişti kendi içinde bilmiyordum ama sonucu hosuma gitmişti.

Üzerimdeki şaşkınlığı atıp masaya geçtim. "Ne seversin bilmiyorum diye yumurta kırdım?" Deyip ocaktaki tavayı aldı. Arkası dönüktü ama konuşması son derece sevecen ve sıcaktı. Güne güzel başlamıştım.

"Yemek seçmem ben" deyip yüzümü elime yaslayıp onu izledim. Ömrümü şu küçücük evde geçirme fikri beni sarmıştı. Ümit, ben ve sıcacık yuvamız. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama Ümit masaya son dokunuşları yapmak için döndüğünde çok ama çok kısa bir süre afallamıştı. Ardından gülümseyip oturdu karşıma.

"Dönüyor muyuz bugün?" Dedi Tabağına yiyebileceği şeyleri alırken.

Hülyalı bakışlarımı önüme çevirip bende aynı işlemi yaptım "normalde döneriz diye düşünmüştüm ama istiyorsan kalabiliriz"

Dudaklarını birbirine bastırıp kafasıyla belli bir biçimde onayladı. "Fark etmez, ama senin okulun var, benim dersler falan ara dönemde geliriz" deyip çay içti.

Ilerisi için konuştukça içim kıpır kıpır oluyordu. Bir insandan sıkılmamayı ondan öğreniyordum, bir insanı hayatımın her köşesinde isteme sebebimdi uzun zamandan, Fuattan sonra. "Olur ne zaman ne istersen onu yaparız."

Sakin ve huzurlu sohbetle yaptığımız kahvaltıdan sonra yine aynı şekilde huzurlu bir yolculukla devam etti günümüz. Bu kez o arabayı kullanıyordu. Yan dönüp onu izlemek çok zevkli gelmişti. Akan yol umrumda değildi. Inanılmaz bir refleksi vardı ve çok dikkatliydi. Benimle neredeyse göz teması bile kurmuyordu araba kullanırken. Onun o keskin bakışı akan yola odaklıyken profilden onu incelemek hoşuma gitmişti hayli. Yakışıklı değildi. Sokakta görsem muhtemelen dikkat etmeyeceğim yüz hattına sahipti ama öyle güzel enerjisi vardı ki onunla konuşabilmek bile insana özel hissettiriyordu. Onun tarafından sevilmek lütuf gibi hissettiriyordu.

Eve vardığımızda arabadan inip dolandı yanıma geldi. Bende inince eve doğru adımladım. Pesimden geleceğini sanarak. Bahçede durmuş eve bakıyordu sadece "gelmiyor musun?"

Bakışları beni bulunca başını iki yana salladı "eve gitmeyeyim mi?" Diye sordu. Çocuksu hali içimdeki sevgiyi körükleyince "bi kahve iç öyle gidersin, hem annene daha çiçek almadım!" Dedim.

"Çiçeği sonra da alabiliriz"

Omuz silktim. Almak istiyordum. Bir anneyi mutlu etmek istiyordum hiç sebep yokken. Belli belirsiz gülüp yüzünü eğdi. Ayaklarının oradaki ufak taşlarla ilgileniyor gibiydi. Bir kaç saniye sonra bana bakıp "gidelim o zaman" dedi sadece.

İADE-İ İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin