Zaten biriktirmeyi beceren biri olsam bunu bir kaç gün sonra atardım ki oy yorum artsın ama yook fitnat ne varsa yığ ortaya🤧
Bu aktifligime bir sürü yorum yakışır he canlar. Çok çok yorum bekliyorum düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Ümitin gözünden görünce ne hissettiginizi bilsem çok hoşuma kaçar^-^
Hadi keyifli okumalar♡
Ümit'ten...
Insanlar acımasızdı. Kendinden olmayanı masum ya da değil fark etmeksizin yerle bir edebilirlerdi. Tıpkı şu an Fırata yapmak istedikleri gibi. Evinin önünde günde onlarca insanla uğraşıyordum o görmeden. Genç yaşlı kadın erkek, hatta bazen çocuklar bile hatta ve hatta çocuklar daha acımasızdı bu gercekliklerde. Haberlerden duydukları ya da ailesinin evde konuşmaları üzerine Fıratın evini öğrenip gelen çocuklar evi yakmak istediklerini söylediklerinde dehşete kapılmıştım.
Fırat henüz olanların farkında değildi. Birden tüm doğrularının yalan oluşu onu sarsmış olsa da henüz yaşayacağı hayatı tüm çıplaklığıyla görmemişti. Farkında olsaydı sabah kredi kartıyla alışveriş yapmaya yeltenmezdi bile. Acılarına boğulmakla meşguldü. Annesini anmakla, babasına sitemlenmekle. Henüz gerçekliğe adım atmamıştı bile.
İliklerime kadar korkuyordum onun üzerindeki bu sis perdesi aralanır da dünyayı görmek isterse diye. Çünkü o zaman çok iyi biliyordum ki hiç bir güç onu ayakta tutamazdı. Biliyordum çünkü aynılarını yaşamıştım. Yaşamıştık.
O zamanlar babamın intihar etme gerçeğini kavrayamadan hain diye yaftalanmasının ağırlığını yüklemiştim. Ev sahibinin hainlerin benim evimde işi yok diyerek henüz kredi borcu bitmediği için kendisine ait sayıp bizi kovduğu evde şu an Fıratın güvenliği için bekliyor olmak göğsümün orta yerinde yara gibi sızlıyordu. Lise sondayken kovulmuş o da yetmezmiş gibi okuduğum kolejden de atılmıştım. Hainin oğluna kimse okulda yer vermek istememişti alper abinin babasının müdür olduğu okul haricinde. O dönemler açıktan okumak popüler değildi bilgim dahi yoktu zaten okuldan tasdikname ile ayrılmış bir öğrenci heleki babası yüzünden mimlenmiş bir öğrenci açık okula bile alınmıyordu. Uğraşlar sonucunda girdigim okula adapte olamadan okul bitmişti zaten.
Hırs, intikam öfke tüm bunlar birikince girdigim polis akedemsinde birincilikle mezun olmuştum. Mezun olduğum yıl ilk işim Harun Çağdaş ı alaşağı etmekti. Bakan olduğundan dolayı değil yanına varmak, şirket için anlaştığı taşeron firmalara dahi sızamıyordum. Oğlu vardı biliyordum ama bir oğulu yakmak ona kolay gelse de bana gelmediğinden uzak durmuştum ondan. Ta ki şirketi göğsünü gere gere devralıp yönetene dek.
Onca yıl yaşadığım zorlukları düşündükçe onun haksız bir şekilde böylesine yaşıyor oluşu kanıma dokunuyordu. Çünkü haklı haksız karışmıştı birbirne ve ben haksız gibi bir hayat yaşarken suçlular haklıklarıyla istediklerini elde ediyorlardı.
Annesinin ölümünden sonra sarsılınca kendine gelip çevresini sorgulamasını beklemiştim ama o at gözlükleriyle yaşamaktan memnundu. Ya da böyle yaşamak daha kolayına geliyordu. Ara ara izlediğim oğlan çocuğu gözümün önünde serpilmişti. Erkeklere ilgisinin olduğunu fark edince küçük hesaplar peşinde olan aklım, babasını onun bu yönüyle vurmak istemişti ama hayır. Bu cezayı en çok o oğlan çocuğu çekecekti. Benim savaşım Harunlaydı. Bu küçük ergenle değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İADE-İ İTİBAR
Fiksi UmumSaygın bir bakanın; hovarda ama kendi halinde yaşayan, kimsenin hayatında iz bırakmayan oğlu ve aniden onun hayatına giren bir genç! 'Fırat♡Ümit'