31

1.1K 99 62
                                    

Araya giren zamandan ötürü üzgünüm. Elimde olmayan sebeplerden ve hastalığımın ciddi sekilde beni yıpratmasından dolayı yoktum. Bekleyenlere kocaman kalp gönderip, soran merak eden çiçeklerime kucak dolusu öpücükle teşekkür ediyorum. Biraz daha iyi hissediyorum. Toparlanmak zaman alsa da ölmedim ayaktayım diyor ve bölümle sizi başbaşa bırakıyorum fazla uzatmadan.

He bir de tüm yorumlarınızı tek tek okudum hepsi o kadar mutlu etti ki beni anlatamam. ♡♡

Keyifli okumalar♡

"Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı"
-Y.E  ~ Yağdıkça

Gece karanlığına bir de zifiri sessizlik eklenmişti sanki. Eve varana dek ne benden ne de ondan tek bir ses dahi çıkmıştı benim burun çekiş seslerim haricinde. Evime vardığım an arabanın anahtarını ondan almayı bile beklemeden eve koşturdum. Bitsin istiyordum bu gün. Bitsin ve ben bir daha böyle bir güne uyanmamayayım.

Cebimden evin anahtarını hızlıca çıkarıp kapıyı açtığımda belimin biraz yukarısında hissettiğim eli içimde biriktirdiğim hınçla ittirdim. "Siktir git artık" saatler süren ağlamanın ardından girdigim o derin sessizlikte kullandığım ilk cümleydi.

Belimdeki elini iyice ittirip beni eve koyduktan sonra peşimden içeri girip kapıyı kapadı. Tükenmiş duygularım tekrar uyanmaya hazır gibiydi. Öfkelendim gücüm yetermiş gibi. "Evimden çık!" Deyip omzundan ittirip kapıya çarpmasına sebep oldum.

"Evinden!" Dedi sadece fısıltıyla. Buruk bir gülümseme belirse de yüzünde anında düzeltip sert bakışıyla muhattap oldum. "Bu gece buradayım! Sessizce otur sadece" dedi ruhsuz tonda.

Daha neye şaşırabilirim ki dediğim her an daha yeni şeylere tanık oluyordum. Kısa sayılamayacak kadar uzun bir süre bakakaldım yüzüne. Içimde beliren korku tekrar uyanınca yüzüme de yansımış olmalıydı ki "benden!" Deyip daha da sıktı dişlerini "korkma!" Diye baskın şekilde konuştu.

"Sizin aksinize bugüne kadar kimseyi öldürmedim ben! Korkman gereken kişi ben değilim" dedi ıçindeki kini her bir kelimesine yansıtarak.

Neye olduğunu bilmeden kafamı iki yana salladım. Yeterdi bu kadar. Daha fazlasına dayanamıyordum. Omzundan tekrar ittirip kapının koluna uzandığım gibi kolumdan tuttu sert şekilde. "Çık git artık." Diye fısıldadım bir elim kolumu tutan eline tutunurken "hayatımdan" diyebildim son gücümle. Yutkunamıyordum artık. Nefes almak işkence gibiydi o an.

Ümit bana karıştığı andan itibaren benim çöküşümü hesaplamıştı. İlmek ilmek. Gözlerinde saf nefretten başka hiç bir duygu yoktu. Kör müydüm yoksa o mu iyi bir oyuncuydu çözememiştim.

Kolumu sıkıp eve doğru ufak şekilde ittirdi. "Geç içeriye!" Diye bağırdı. Karşısında bir insan değil de laftan anlamayan bir nesne var gibi davranıyordu. Arkasında duran kapının anahtarını iki üç kez çevirip kilitledi. Tam geriye adım atacaktım ki kolumdan tekrar tutup beni durdurdu.

Bunca yaşadıklarıma rağmen onun beni durdurması içimde saçma bir umuda tutunmuştu saniyelik olarak. Aptaldım.

"Şifreyi gir" deyip kapının yanında duran alarmı işaret etti. Herhangi bir tehlike anında ya da kapı zorlanması durumunda alarm devreye giriyor anında polise haber veriliyordu. En geç beş dakika içinde evimin önü en güvenli alan hâline getiriliyordu.

İADE-İ İTİBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin