Merhaba...
Umarım bölümü seversiniz.
Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar....
"Yani aslında öyle çok dizi izlemeye vaktim olmadı. Daha çok film izlerim." dediğinde saçları ile oynamaya devam ettim. Çok yumuşaktı saç tutmaları... Kumraldı... Salon penceresinden süzülen batmak üzere olan güneşin ışığı vurduğunda sarıya dönüyordu sanki.
Kokusu tüm evi sarmıştı. Ama yakınımdayken daha çok belirgindi.
Benim onun yanında hissetiğim bir çok şeyi o da hissediyordu sanki. Ellerim saç tutumları üzerindeyken gözlerini kapatıp öylece kalmıştı bir süre.
"Beni tanımadığında anladım zaten yayın dünyasından uzak olduğunu yani çok ünlü olduğum için değil sadece en az bir kez görmüş olman gerekirdi adımı." dediğimde yüzünü bana çevirdi. Beni izlerken gülümsedi.
"Dediğim gibi daha çok iş odaklıydım. O yüzden bulduğum her boş vaktimi bir şeyler araştırmakla harcardım." dediğinde kendimi gördüm onda. Tek fark onun yaptığı araştırmalar daha donanımlı bir bilgiye odaklıyken benimkiler haber odaklıydı.
" Yani bende dizi izliyorum diye işimi boşvermiş değildim. Sadece vaktimi ona da ayırıyordum. " dediğimde bana gülüp saatlerdir yaptığı gibi avucumun içine bir öpücük bıraktı.
"Çok zorsunuz Selin Hanım. Bu hep böyle mi olacak? Dediğim her şeyden yanlış bir şeyler mi çıkaracaksın?" dediğinde ona şaşkınca güldüm.
" Hayır bu konuda haklıyım ama ben daha çok dediğinde genel olarak benimle kıyaslıyorsun kendini." Kendimi içgüdüsel olarak savunurken elimi hala tutuğu için dikkatimi çok çabuk dağıtıyordu.
"Evet konuştuğumuz on konudan sekizinde sen haklısın. En azından haksız olduğun bir kaç konu
var. " dediğinde pes edip geriye yaslandım. Kulaklarıma telefonumun zil sesi dolduğunda kafasını kucağımdan kaldırdı.Koşar adımlarla mutfakta bıraktığım telefonumu almaya giderken az önceki sancı tekrar kendini gösterirken duraksadım. Tekrar derin nefesler almaya koyuldum.
"Efendim amca?" diyerek telefonu açtığımda amcamın derin bir nefes verdiğini işittim.
"Neredesin deli kız? Sabah abine iyi olduğunu söylemişsin ama hala ortalıkta yoksun. Görkem gelecek diye yengen sabahtan beri bir şeyler hazırlıyor. Sende uygunsan gelsene." dediğinde kaşlarımı çatarak saate baktım. Akşam altı olmuştu.
"Tamam amca. Akşam görüşürüz. Bir şey ihtiyaç olursa mesaj atarsın." dediğimde vedalaşıp kapattı telefonu. Tekrar salona girdiğimde Oğuz yoktu. Yatak odasından sesler geldiğini işittiğimde yatağın üzerine eşyalarımı bırakırken buldum onu.
"Eşyaların burada. Biraz buruşuk ama istersen ütüleyebiliriz." dediğinde eşyalarımı alıp banyoya ilerledim.
"Teşekkür ederim ama ütüye gerek yok." diyerek kapıyı kapattım. Üzerimdeki tişörtünü çıkarıp hızla üstümü giydim. Görkem geleceğini iki gün önce söylemişti ve ben dün telaştan bugünde heyecandan unutmuştum. Üzerimi giydiğimde banyodan çıktım. Oğuz da dolaptan kendine bir şeyler bakıyor gibi görünüyordu. Pantolonunu giymişti ama üstü çıplaktı. Çapkın ruhuma engel olamayıp hızla gidip sırtına sarıldım. Sol omzuna bir öpücük bıraktım.
"Her şey için teşekkürler ama gitmeliyim." dediğimde kollarımı tutup kendini bana çevirdi.
"İki dakika daha bekle bende giyineyim sonra seni evine bırakırım." dediğinde ona sarılırken ondan bir on beş santim kısa boyumla yüzüne alttan baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader (+18)
Romance-DÜZENLENİYOR- "Durmalısın..." dediğimde nefesim titredi. Gözlerim zevkten kapandı. Dudaklarım dişlerim altında ezilirken bu durumdan asla rahatsız değildim. "Bir sorun mu var?" diye sorarken işkence ettiği boynumdan ayrıldı. Nefes nefese bana b...