Sessizlik dudaklarıma mühürlendi. Ellerim gömleğinin yakasında asılı kaldı. Mavilerinin bir cevap beklediğini biliyordum. Ama ne düşünmem gerektiğini nasıl bir cevap vermem gerektiğini bilmiyordum.
"Ya seni tekrar terk ederse? " dedi kırık tarafım.
"Ya korkuyla reddetip çok pişman olursan ya çok mutlu olabilecekken kaçarsan?" dedi kuşkularım.
"O seni çok seviyor Selin. Gözlerine bak yaptığından ne kadar pişman." dedi umudum.
"Evet ona çok aşıksın. Ama evlilik sadece aşkla olmaz Selin. Güven gerekir en başında." dedi mantığım ve en çok ona hak verdim.
Gözlerimi gözlerinden ayırmazken nefesini anlımda hissettim. Sonra dudakları yumuşak bir öpücük bıraktı saçlarım üzerine.
" Düşün Selin. Ne karar verirsen ver saygı duyacağım. Gerekirse bir ömür bekleriö." dediğinde sanki nefesimi tutuyormuş gibi derin bri nefes verdim. Dizlerim hala tam anlamıyla iyileşmediğini titreyerek gösterdi. O da bunu fark etmiş olacak ki bir eli belimi sardı ve arkamızda kalan koltuğa ilerledik.
" Ben hiçbir şeyin çok hızlı olmasını istemiyorum. Her şeyi yaşayalım istiyorum. Her anı tadalım. Birbirimizi seviyoruz ama evliliği kaldırabilir miyiz bilmiyorum." dediğimde oturduğum koltukta önüme diz çöktü. Gözleri gözlerime sıcacık bakarken dudakları yukarı kıvrıldı.
"O halde her anı yaşayalım." dedi ve kendi kendine güldü. Ne yaptığını anlamaya çalıştım. Çöktüğü yerden kalkıp üzerini düzeltmeye başladı. Benim bir kaç düğmesini çözdüğüm gömleğini ilikledi önce. Sonra saçlarını düzeltti, aslında bozulmamıştı. Koltukta yanıma oturdu. Bir konuşma yapacak gibi dikleştiğinde onu gülerek izlediğimi fark ettim.
"Senden çok hoşlanıyorum Selin." dedi yavaşça dizlerim üzerindeki ellerimi aldı avuçları içine.
"Sana çok aşığım hatta." yavaşça okşadı ellerimin üstünü. Sağ eli sol bileğimin içini, nabzımın üzerini okşadı. "Bir insan ne kadar çok sevilir bilmiyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki ötesi var mı bilmiyorum. Sürekli semi düşünüyorum; duyduğum en güzel ses olan sesini, her şeyi unutturan kokunu, ayrılmak istemediğim tenini, gözlerime baktığında içini titreten gözlerini, tutmak için deli olduğum ellerini, kahkahalarını... Sadece sen varsın Selin. Ve sadece sen ol. " Elleri iki bileğimi de yumuşakça okşamaya devam etti. Nefesim kesildi. Kalbim benim bile duyabileceğim kadar yüksek atmaya başladı.
"Benimle bir olmak ister misin Selin? Kalbin benim gibi büyük hataları olan bir adam için atıyor. Buna minnettarım." dediğinde mavilerinin kenarı buğulandı. Nefesi dudakları arasından çıkarken titrekti.
"İsterim Oğuz." Dediğimse gözlerini sıkıca yumdu. Bir elimi elleri arasından kurtulup kısa sakalları üzerinde dolaştı. Gamzesinin üzerini okşadım hafifçe. O gözleri halde durmaya devam ederken yüzünü avucumun içine daha çok yaslandı. Yüzündeki masum gülüşe yenilip dudakları öptüm. Diğer bir öpücüğü ise dudağının yukarı kıvrılmış kıvrımı üzerine bıraktım. O nabzımın üzerini okşadı, bende onun elime yaslı yanağını. Gözlerini aralayıp beni maviler ile buluşturduğunda daha çok gülümsedim. Saatlerce, günlerce, aylarca belki de yıllarca böyle kalabilirdim. Ama hayat buna izin vermeyeceğini o an gösterdi. Kapının kapısı tıklatıldığında o gözlerini yumup duruma gülerkem yanağından elimi çekip kapıya döndüm. Girmesi için onay verdiğimde kapıda ajansın yeni asistanlarından biri duruyordu.
"Merhaba Selin hanım. Toplantı salonu hazır. Beş dakika sonra başlıyoruz." diye kıza gülümseyip "Tamam. Geliyorum." dedim kısaca. Hızla odadan çıktığında Oğuz'a dönüp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader (+18)
Romance-DÜZENLENİYOR- "Durmalısın..." dediğimde nefesim titredi. Gözlerim zevkten kapandı. Dudaklarım dişlerim altında ezilirken bu durumdan asla rahatsız değildim. "Bir sorun mu var?" diye sorarken işkence ettiği boynumdan ayrıldı. Nefes nefese bana b...