Kader (+18)

O N Ü Ç (+18)

"Açıkcası benim beklediğimden bile çok çok iyi bir meblağ. Ama kendinin farkına var Selin. Şuan ülkenin en çok konuşulan ismisin. Sadece bu ülkede değil. Dünya çapında. İnsanlar senin için başka ülkelerin televizyon kanallarını indiriyor. TRT nin açıklamasını görmedin mi çağılacağın kanal şuana kadar ki en büyük kuruluma yükseldi tek bir günde. " dediğinde önümdeki su bardağına uzandım.

"Farkındayım abi. Farkındayım ama burası Amerika'dan çok farklı. İnsanların beni tanıyor. Neredeyse karşılaştığım insanların yüzde doksanı bu çok garip. Önceden de böyleydi belki ama bu boyutta değil. Hitap ettiğim kitle yüzümü tanıyordu ya da az çok anımsıyordu. Şimdi her şeyi herkes biliyor. " dediğimde elimdeki bardakla oynuyordum.

"İnsanlar konuşur. Büyük başarılar büyük şöhretleri getirir arkasında. " diyen abime kafamı salladım. " Öyle. " demekle yetindim. Masanın üzerindeki telefonumdan saate baktığımda iki buçuk olduğunu gördüm. Masadan kalkıp merdivenlere yöneldim. Akşam için hazırladığım siyah takımımın içinde olduğu kılıfı ve çantamı odamdan alıp aşağı indim tekrar. Aynadaki görüntü benim bile garibime giderken kot ve oldukça salaç gömleğime güldüm. Rahat olmak istemiştim. Zaten oldukça yoğun olacağını hissediyordum. Çene hizamdaki saçları serbest bırakıp kabarttım. Evden çıkmadan önce koltukta uyuyakalmış kızıma baktım.

"Abi onu odaya çıkarır mısın?" dediğimde bana ağzı dolu olduğu için eliyle tamam yaptığında kızımın pembe yanlarını öpüp saçlarını okşadım.

Daha önce bu duyguyu tatmayacağımı düşünürken şimdi ki halimi görüp gülümsüyordum. Dünya sanki oydu. Ondan ibaretti. Aşk gibiydi ama daha yoğunu.

Evden çıktığımda abimin benim için çağırdığı taksi gelmişti. Hemen ona yerleştim. "Merhaba kolay gelsin." diyerek bindiğimde taksici bana gülümsedi. Bir kadındı. Bu bir ayrımcılık değil takdirdi.

"İlk Kez bir kadın taksici gördüğüm için şaşırmamı mazur görün. Takdir edilesi bir davranış." dediğimde kadın güldü. " Türkiye de oldukça zor. Ama imkansız değil. Genelde istek üzerine gidiyorum. Türkiye de olmanın bir diğer problemi de bu güven problemi." dediğinde gülümsedim. "Haklısınız. Oldukça büyük bir karmaşa." dediğimde gülümsedi. Yol boyu bana bir kaç kibar soru sorduğunda gülümseyerek onu yanıtladım. Şirketin önüne geldiğimde teşekkür edip indim. Şirketin girişinde güvenlikleri yanıma koştuğunu gördüm Kaşlarımı çatarak onlara baktığımda biri önünü ilikledi. Bu arabayı bana teslim eden kişiydi. "Ben Erdem. Güvenlik şefiyim, Selin hanım. İzin verin eşyalarınızı ben taşıyayım."dediğinde karşılaştığım tesadüfe genişçe güldüm.

"Merhaba Erdem bey. Teşekkür ederim ama kendim taşırım sorun yok. " dediğimde kafasıyla onayladı resmice. O çekildiğinde yanıma oldukça farklı bir adam yaklaştı.

"Merhaba Selin hanım. Ben Hakan asistanınızım. Odanıza kadar size eşlik edecek ve diğer her türlü işinizde yanınızda olacağım." dediğinde adımlarımı durdurup ona döndüm ve elimi uzattım. Şaşırdı ve genişçe gülümsedi.

"Merhaba Hakan. Selin demen yeterli."

"Peki o halde Selin. Seni şimdiden sevdim. Şimdi eşyalarını odana bırakalım sonra Can beyin yanına prova için gideceğiz. O sırada saçın ve makyajın yapılacak." dediğinde Kaşlarımı çatrım. "Onun odasında saçımın makyajımın yapılaması çok şaçma onu benim odama çağır."

"Can beyi mi?" dediğimde duraksadı. Kafamı sallağımda bana bakıp göz devirdi.

"Selin. Şaka mısın acaba sen? O Can Bey. Büyük patronun oğlu. Gelmiş odama çağır diyorsun." dediğinde asansör tuşuna basıp onu bekledim.