Y E D İ (+18)

1.2K 36 0
                                    

"Baba, dedim sana Selin böyle şeyleri ciddi alır diye. Kızla şimdi uğraşma bari." diyerek güldüğünde masadaki herkes duruma gülüyordu.

"Babam şaka yaptı." dediğinde Oğuz'a şaşkınlıkla baktım. Ciddi dedikleri adam az önce şaka yapmıştı. Bende hafifçe gülerken Yeliz ablanın bana merakla baktığını gördüm.

"E Selin bize biraz kendinden bahsetsene. Eminim Oğuz sana bizden bahsetmiştir ama senden bize bahsetmedi. Hatta getireceği kişinin Selin Atmaca olduğunu hiç söylemedi." dediğinde hafifçe tebessüm etti.

"Evet bahsetti. Sanırım beni tanıyorsunuz. Selin ben Oğuz'la bir ay önce hastanede tanıştık. Gazeteciyim ama altı ya önce geleneç bir proje ile haber program spikerliği yapmaya başladım." dediğimde masadaki çoğu kişi beni izliyordu. Ben sustuğunda tam iki genç kız ve bir kadın ellerinde tabaklarla masaya gelip ellerindekileir masaya bıraktı.

" Peki ailen? "dedi Ömer amca. Hafifçe gülmeye çalıştım ama beceremedim.

" Annemi altı yaşında kanserden babamı da on yaşında kalp krizi sebebiyle kaybettim. Abim var benden iki yaş büyük. " dediğimde Ömer Amcanın gözlerin de hüznü ve bu soruyu sorduğu için pişmanlığı gördüm.

"Vallahi ben yaptığın işi ve yürüttüğünğz projeyi takdir ediyorum. Kimse öyle gerçekleri kurcalamaya ve bunu canlı yayınlamaya cesaret edemez." diyen Faruk abiyle gülümsedim.

"Kendi adıma teşekkür ederim." dediğimde bana gülümsedi. Masadaki herkesin gözleri üzerimdeyken hafifçe gerilip ellerimi bacaklarımın üzerine koydum. Oğuz masanın altından sağ elimi tuttuğunda elimi sıkıca tuttum. Elindeki çaydanlık ile masadaki çayları dolduran genç kız bardakları doldururken herkes sessizdi. Genç kız bardakları doldurduktan sonra Oğuz'a bakıp gülümsedi. "Hoşgeldin Oğuz abi." diyip geldiği yere geri döndü. Normalde kıskanabilirdim ama şuan gerginlikten bunu bile takamadım kafama.

"Selin abla. Hepsini anneannem senin için seçti yemeklerin biliyor musun?" diyen Pınar'la kendi yemeğine odaklanan herkesin bakışları tekrar bana kaydı.

"Hepsi çok güzel. Teşekkür ederim." diyebildim ancak. Ben önümdeki börekten bir tane alıp yemeye koyulurken Oğuz bana gülerek diğer poğaca ve simitlerden koydu tam ona bakıp teşekkür edeceğim sırada Beliz'in sesi duyuldu.

"Kendi yiyemiyor galiba." Bunun bana yönelik bir söylem olduğunu fark etsem de bir şey diyemedim. Bana karşı bir sorunu varmış gibi konuşuyordu. Açığımı kovalıyor gibi.

"Beliz abla. Kız arkadaşımla ilgilenmem sana böyle mi gözüktü?" diyen Oğuz ile hiç onlara bakmadım. Sanırım bu tanışma muhabbeti için çok erkendi. Bu tanışmanın sıkıntılı olacağını biliyordum ama ilk dakikada olması sıkıntıydı.

"Beliz misafirimizi rahat bırak kızım." diyen Ömer Amcanın sesiydi. Garip bir ortamdı normalde iyi geçen kahvaltıları benim yüzümden gerginlikle doluydu resmen.

Kahvaltı boyunca kimse bir daha konuşmadı. Herkes gib bende önümdekileri yerden herkesin tabağı bitti ve çay içerken çiftlik ile ilgili planlarını anlatıyordu Ömer Amca. Herkes ona kendi fikrini söylerken bende sadece dinliyorum. Sessiz bir şekilde dinlerken sağ tanımadan biri "Selin abla?" diye seslenince ona döndüm.

"Burada sıkıldın değil mi? Aramızda kalıcak öyleyse." dediğinde dürüstçe gözlerimi kapattım. Bana gülümseyip annesinin yanına koştu.

"Anneciğim acaba Selin ablaya çiftliği gezdirebilir miyim? Hem atlara bineriz belki. Olur mu dedeciğim?" dediğinde ona şaşkınca baktım. Ben at binmeyi bilmiyordum ki.

"İstediğinizde binebilirsiniz." diyerek dedesi torununun saçını okşarken Yeliz'in ne diyeceğine baktım.

"Kendisi de istiyorsa neden olmasın. Ormanda çok ilerlemeyin." dediğinde Pınar koşarak yanıma gelip elini uzattı. Oğuz bana bakıp gülerken yeğenine baktı. "Onu benden mi kaçırıyorsun küçük hanım?" diye sorduğunda Pınar sır verir gibi sadece bizim duyabileceğimiz bir şey söyledi. "Onu bu sıkıcı ortamdan kurtarıyorum dayıcım bana teşekkür etmelisin." Pınar'ın yaşına rağmen kurduğu cümleleri hayretle dinlerken Oğuz'la baktım.

Kader  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin