"Güzelim sakin olur musun? Binmek istemiyorsan tamam denemeyelim. Sonra deneriz." diyen Oğuz' a ve Rüzgar'a baktım. Yelesi rüzgarla uçuşurken onu son bir kez okşayıp Oğuz'la döndüm.
"Sorun bende değil sende. Faruk enişte ile çok güzel bindim. Beni gereksiz yere heyecanlandırıyorsun." dediğimde bana güldü. "O halde gel heyecanını artıralım." diyerek enseme fısıldadı. Kolarımdaki ve dizlerimdeki korumaları çıkardı. Kaskımı da aynı hızla çıkarıp kenara bıraktı. Herkes odasına dağılmıştı hava karamasına rağmen biz hala bana at binmeyi öğretmeye çalışıyorduk. Elimden tutup beni takip eve soktu. Sessiz olmaya çalışarak bizim için hazırlanmış misafir odasına girdik. Oğuz girer girmez kapıyı kitleyip bana yaklaştı. Üzerimdeki hırkasını çıkarıp kendi de ceketini çıkardı. Sonra dudaklarıma kapandı. Engelleyemediğim zevkle bacaklarımı beline dolayıp kucağına yerleştim. Kollarımı ensesine dolayıp hafifçe saçlarını çektim. "Sessiz olmalıyız." diyerek fısıldadım inlediğinde.
"Tamam" derken elleri tişörtümün içinden çıplak tenime değildi ve sütyenimin kancasını açtı. Öpüşümü sonlandırıp gülerek ona baktım.
"Oğuz. Ailen evde ve uyuyorlar. Yapamayız." dediğimde köprücük kemiğimi öpmeye devam etti tişörtün boynunun elverdiği kadar. "Çok sessiz oluruz." dediğinde güldüm. Çünkü her öpüşünde ikimizde inliyorduk. Eli fermuarımı açıp pantalonuma gittiğinde saçlarına daha sıkı tutundum. Parmakları hafifçe derinlere inerken kollarımı boynuna dolarım. Dudakları boynumda silinmez izler bırakıyordu. Nefesi tenime mühürleniyordu.
"Çok güzelsin." diyerek fısıldadığında eli ile inleyip dudağımı ısırdım. Bana güzel olduğumu hissettiren tek kişiydi o. Parmağı dokunduğu an beni bitirdiği noktaya dokunduğunda boynuna sardığım kollarımı ayırıp elini tuttum.
"Kendimi tutamıyorum." dediğimde elleri durup gözlerime kilitledi gözlerini. "Zevk alıyor musun?" dediğinde güldüm ve dudaklarına doğru fısıldadım.
"Çok." dediğimde dudaklarıma kapandı dudakları. Ve elini varlığı ile doldurmasını sevdiğim boşlukları doldurdu. Eliyle bana böyle zevk vermesi beni deli ediyordu. Parmağı hafifçe içime girip çıktığında inlemek yerine dudaklarını ısırdım. Çözümü bulmuştu. İnlemek yerine ona işkence ediyordum. Parmağı bir ritmi yakaladığında nefes nefese dudaklarını bıraktım.
"Seni seviyorum." diyerek verdiğim son nefeste zirveye ulaştım. Dudakları duran parmaklarına rağmen gögsüme kaydığında indiğim zirveye çıkmak için derin bir nefes aldım.
...
Aklıma gelen anıyla sabahın erken saatinde beni buraya çağıran adama baktım. Belki redetmem gerekirdi bilmiyorum ama o an buraya gelmeyi seçtim. Arabadan inip parkın bakında oturan adama ilerledim.
"Beni neden buraya çağırdın?" dedim merakla ve nasıl bir tepki vereceğini bekler şekilde. Dün gece haberler yayınlandı. Can'la sevgili olduğumuza dair haberler... Gülerken fotoğraflarımız çekilmişti. Onun nasıl tepki vereceğini merak ettim.
Yanına oturup hafifçe ona döndüm. Başı elleri arasında yeri izliyordu. Hafifçe doğruldu. Oturduğu yerde dikleşti.
"Gerçekten onu seviyorsun değil mi?" diyerek bana döndüğünde kalbimin acıdığını hissettim. Hayran olduğum maviler kıpkırmızı olmuştu. Göz altları mosmordu. Babasının gidişi onu gerçekten yormuştu.
"Hayır dersem inanır mısın?" dediğimde gözlerimin içine baktı. "Sen yalan söylemezsin. Söylesen bile sana inanırım. Ben sana hep inanırım."
"Her zaman değil." diyerek fısıldadım. Acısını anladığım için elimi kırıklarımı bir kenara bırakıp omzuna koydum.
"Aslında söylerim. En büyüğünü kızıma söyledim. Ama hayır. O duyguyu iyi biliyorum. Ve ona karşı hissettiğim bu değil. Ama o iyi biri belki bir gün hissederim. Bilmiyorum." dedim dürüstçe. Omzuna koyduğum elime baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader (+18)
Romance-DÜZENLENİYOR- "Durmalısın..." dediğimde nefesim titredi. Gözlerim zevkten kapandı. Dudaklarım dişlerim altında ezilirken bu durumdan asla rahatsız değildim. "Bir sorun mu var?" diye sorarken işkence ettiği boynumdan ayrıldı. Nefes nefese bana b...
