"Selin beni bir dinler misin?" diyerek mutfak tezgahını arkasından bana bakarken ben bardağa elimdeki soğuk viskiden dolduruyordum. Bakışları bardak ve benim aramda giderken karışmak istiyor ama karışmıyor gibiydi.
"Yanlış anladın." dediğinde gülüp bardaktan bri yudum alıp onu arkamda bırakarak salona geçtim.
"Bak Selin. Şuan yanlış anladığın için çok sinirlisin ama bak otur konuşalım anlayacaksın." dediğinde gülüp karşısına dikildim.
"Benimle sırf kızın için birlikte olduğunu nasıl farklı açıklayacaksın ki bana. Hadi anlat dinliyorum. Nasıl beni ayakta uyuttuğunu anlat bana? Sana aşık olduğum için hatta dur deliler gibi aşık olduğum için işinin çok kolay olduğunu anlat. Yaptığın hataya rağmen seni kaybetme korkusundan nasıl hemen affettiğimi anlat hadi bana. "dediğimde elimdeki bardağı hızla aldı elimden. Sarhoş falan olduğum yoktu. Sinirden gözüm kararmıştı resmen.
" Seninle Eylül için birlikte olduğum falan yok. Ecrin'in salakça bir notunu mu ciddiye alıyorsun geçekten? "dediğinde güldüm.
" Dur haklısın Ecrin samimi bir asistanın. O çok samimidir ya insanlarla o yüzden sana seni sevdiğini yazmış notta. " dedim ve elimdeki bardağı yemek masasına fırlatır gibi bıraktım.
"Ecrin psikololjik sorunları yüzünden yurt dışında. O çiceği bana nasıl yolladı bilmiyorum ama doğru düşünemiyor bunu biliyorum." dediğinde güldüm ellerim saçlarım arasına gittiğinde kızımı düşünüp sakinleşmeye çalışıyordum.
"Ya gerçekten kendini haklı çıkarmana gerek yok. Bunu yaparken o kızı bari incitme ya." dediğimde onunda sinirlendiğini gördüm. İlk kez bu hale gelmişti karşımda. Yüzü kızarmış elleri yumruk olmuştu. Nefes alıp verirken titriyordu.
"Neden hep sadece kendinden eminsin Selin? Çok seviyorsun, çok aşıksın ama bana gelince hep bir şüphe. Çok aşıksın ondan affettin beni tamam. Bende yoruldum. Seni bir kez kırdım diye paramparça ettim diye her şeye dikkat ediyorum ben ya." Bu şuanki tartışmamızdan daha farklı bir isyandı. Genel olarak isyan ediyordu.
" Sana nasıl aşık olduğumu görmüyor musun? Görmek mi istemiyorsun? Kızım ben senin karşında titriyorum. Yanlış bir şey söylerim, seni istmeden kırarım diye ödüm kopuyor. Gelmiş normal olmayan bir kızın yazdığı bir notla rol yapma diyorsun. Kızım ben sana öyle bir aşığım ki kendimi tanıyamıyorum. " dediğinde kendi kendine gülüyordu. Masanın üzerindeki bardağı alıp içti bir anda. Ağır tat boğazını yakmış olacak ki gözlerini kapattı bir anda. Geldiğimde beri sadece Ömer amca hastayken görmüştüm Ecrin'i normaldi. Sonrasında bir şey olup olmadığı gerçeğini bilmiyordum.
"Bende gördüm beni sevdiğini ama..." dedim ama cümlemi böldü. O kadar sinirliydi ki hiçbir şey göremiyorum gibiydi.
"Güvenemedin dimi bana. Hayatını yerle bir etmiş bir adama güvenemedin." Kahkahası salonda yankılandı. Kızarmış gözleri titreyen elleri bana kendimi sorgulatıyordu.
"Kızım ben sen kötü hissetme diye dokunmadım sana. Saçlarına gitmedi elim gözlerine bakmakla yetindim. Rol diyorsun gelmiş bana. Sen yanımdayken bile ben seni özlüyorum gelmişsin Ecrin diyorsun. Ben seni nasıl daha çok severim diye düşünüyorum. Sana evlenelim diyeceğim bir aydır kafayı yiyorum istemezsen diye. O kadar sen ki her tarafım kokunu özlüyorum, gözlerini arıyorum. Seni sürekli aramamın sebebi sesini özlüyorum. Sana dokunuyorum ya elim senden başka hiçbir şeye gitmiyor. Gece de sensin gündüz de. Gelmiş istemiyorsan söyle diyorsun. " Nefesi yetmediğinde cümlesi kesildi. Sinirle sırtını yasladığı duvarda gözlerini yumdu sinirle güldü. Gözlerim tekrar dolmaya başladığında kendime dahi itiraf edemediğim şeyi itiraf ettim o anda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader (+18)
Lãng mạn-DÜZENLENİYOR- "Durmalısın..." dediğimde nefesim titredi. Gözlerim zevkten kapandı. Dudaklarım dişlerim altında ezilirken bu durumdan asla rahatsız değildim. "Bir sorun mu var?" diye sorarken işkence ettiği boynumdan ayrıldı. Nefes nefese bana b...