Canımın yandığını boynundaki bir şeyin beni öyle kalmaya zorlandığını hissettim. Çığlık attım ama sesimi duyamadım. Gözlerimi açtım ama karanlıkla karşılaştım. Ensemde boynuma süzülen sıcaklıkla kendimi bıraktım. Çünkü hissettiğim acı beni buna zorladı. Soğuktu, hissettiğim tek şey buydu. Son bir kez her şeyi denemek istedim ama bir kol tarafından kucaklandım ve sert bir zemine tekrar bıraktım. Aynı soğuk bu kez sadece kalçama, koluma ve başıma temas etmedi. Tüm bedenimi sardı. Bir kaç ses duydum ama bunlarda biri benim kendi sesimdi. Nefes alış verişimi işittim. Yaşıyordum...Bir kaç kez ölümle burun buruna geldiğimi hatırlıyorum. Hiçbiri benim için keşke barındırmadı ama ilk kez bu şeyi düşündüm.
Babam öldüğünde tek çarenin o ve annemle buluşmak olduğunu düşündüm. Bunun için keskin cam parçalarını bileklerime sapladım. Henüz on beş yaşında... O konuda üzüldüğüm tek nokta beni abimin bulmuş olmasıydı ama yaşananlar benim için hiç keşke olmadı. Tam tersi o olayla abimle birbirimize bu kadar sıkı sarıldık. Ve ben yaşamak istediğimi fark ettim. Hayata daha farklı döndüm.
Oğuz'u gidişi... Benim ölüme elimi uzatmamı sağlayacak kadar yakmıştı canımı. Ama bu kez bebeğim tuttu elimi. O ölümle yaşamayı öğrendim tek fark buydu.
Sonrasında kızımla kavuşmak için o can yakıcı makinenin tüm vücuduma iğnelerle buluştuğunda tek bir nefes uzaklıkta hissettim ölümü.
Hiç birinde keşke demedim. Onları benim bir parçam olarak kabul ettim. Çünkü her biriyle bu halime geldim.
Nefesim boğazımı yakarken düşündüğüm tek şey, keşke Eylül'e daha önce Oğuz'u söylemiş olsaydım düşüncesiydi. Onları hayal ettim. Avunduğum tek şeyse Eylül'ü koruyacak iki güzel adamın olmasıydı. Sadece yaşadığımı yaşamasını istemedim. Annesini tamamen tanıyamadan kaybetmesini... Gücüm giderek tükendiğinde odaklandığım tek şey nefes almaktı. Sakin kalıp nefes almak...
Oğuz'u Anlatımıyla
Selin'in dışarıda o adamla konuşuyor olması her ne kadar kalbimi delice acıtsa da Eylül'ü izlemeye devam ettim. Bana Selin'in onun için yaptığı çocukluk albümlerini gösteriyor kendi anılarını Selin'in anlattığı haliyle anlatıyordu. Kaybettiğim yılları bana anlatıyordu.
"Annem ilk kez konuşmak için çabaladığımda başımdan ayrılmak istememiş. Söyleceğim ilk kelimeleri sabırla beklemiş. Tabi onun beklediği gibi 'anne' dememişim ama 'baba' diyerek mutluluktan ağlatmışım." Gösterdiği resimdeki bebeği dikkatle inceledim. Selin'in hayranlıkla izlediği gözlerime benziyordu. Onunla sevmiştim bende gözlerimi...
Arka sayfaya geçtiğimde Selin'i gördüm. Çok zayıf gözüküyordu ama yüzünde yıllarca izlesem sıkılmam dediğim o gülüşlerinden biri vardı. Dolmuş gözlerle Eylül'e bakıyordu. Tekrar kızdım kendime. Bininci defa...
"Annem nerede kaldı baba? onunda burada olmasını istiyordum. " dediğinde albümü sıkıca tutup ona baktım.
" Bir arkadaşıyla konuşuyordu güzelim. Gelir şimdi. " dediğimden gülüşü hafiften soldu. Sabah gördüğü şeylerin onu üzdüğünü tahmin etmek zor değildi. Sadece belli etmemeye çalışıyor gibiydi. Avucum minik yanağına değdiğinde ona gülümsedim.
"Merak etme. Annenin de kalbini geri kazanacağım." dediğimde beni dikkatle izledi. Bana doğru yaklaşıp o da elini yanağıma koydu.
"Annemin kalbini kazanmana gerek yok. O hala senin için atıyor. Sadece onu iyileştirmelisin. Hem sen doktorsun bu senin işin." dediğinde gülümsedim. "Bende iyileştiririm o zaman." dediğime Selim'in sesini duyduk. Eylül'ü mutfağa çağırıyordu. Eylül yanağıma bir öpücük bırakıp odadan çıkarken bende yataktan doğruldum. Burası Eylül ve Selin'in odasıymış. Gözlerim yavaş yavaş onlarla dolu odayı incelerken komodinin üzerindeki çerçeveyi gördüm. O an nefesimin kesildiğini hissettim. Yüzümde geniş bir gülümseme peyda oldu. Doğum günümde çiftlikteyken birbirimize bakıp güldüğümüz pozdu bu. Telefonumu her elime aldığımda karşılaştığım manzaraydı. Selin'in bunu burada tutuyor oluşuna gülümsedim. Oda da bu kadar kalmamın onu rahatsız edeceğini düşünerek odadan çıkıp kapıyı kapattım. O an titreyen telefonumla merdivenlere yöneldim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader (+18)
Romance-DÜZENLENİYOR- "Durmalısın..." dediğimde nefesim titredi. Gözlerim zevkten kapandı. Dudaklarım dişlerim altında ezilirken bu durumdan asla rahatsız değildim. "Bir sorun mu var?" diye sorarken işkence ettiği boynumdan ayrıldı. Nefes nefese bana b...