Aştanlarla birlikte parkta oturmuştuk. Konuşmuyorduk susuyorduk. Bu benim için çok zordu. Adım kadar emindim sesizliği bozan ilk ses benim ki olacaktı.
Bir şeyler anlatmak istiyordum. Konu açılmasını. Sessizlikten korkardım hep. Her şey sessizken olmaz mıydı?
Ben de olabileceğim kadar sesli olmalıydım.
"Eee Aştan ablan nasıl?" Gülay Hanımı merak ediyordum. "İyi çok şükür"demesiyle tebessüm ettim.
İyi olmasına sevinmiştim. "Siz tanışıyor musunuz?"Aştan'ın arkadaşı Berk'in sorduğu soruyu "Evet ablamın davasını o kazanmıştı"diyerek yanıtladı.
Kazanmak kelimesi içimde sebepsiz bir tatmin duygusunun yayılmasına sebep oldu. Çok hoşuma gidiyordu böyle tabirler.
"Way demek o meşhur avukatınız bu güzel kadın" Çınar isimlinin söylediği şeyle kıkırdadım. "Çok teşekkür ederim efenim"
Gülümsediğinde ortaya çıkan gamzeleriyle durdum. Evrenin de var mıydı gamzeleri? Bunu sormak için karıncalanan parmaklarıma engel olup tekrar konuşulanlara döndüm.
"İnci neden bize böyle daş gibi arkadaşların olduğunu söylemedin" kulağıma fısıldayan Zelihayla "Arkadaş olduk diyemem tanışıklığımız oldu"
Gözlerini kıstı "Söylersin bundan sonra askişkom" göz devirip gülümsedim. "Tabisi bebeş"
Ve hayır söylemeyecektim. Ya da söylerdim. Aman yakışıklı görelim de takıldığımız konu bu olsun.
Sapık.
Allah yaratıyor biz de bakıyoruz ne sapıklığı ayol?
Sustum
En iyisini yaptın.
"Eee şimdi ne olacak oturduk sığır gibi bekliyoruz" bu da Aştanın arkadaşlarından Han'dı. Ne garip isimler ya bunlar.
Sen kendi ismine bak.
Benim ismim çok güzel bir kere sen isimsizsin.
Bu beyin seni aşıyor.
Senin beynin seni aşamayacak kadar küçük.
Velet lafları.
Anca kalırsın göt gibi.
"İnci sana diyoruz ne düşünüyorsun" Zehra'nın söylediği şeyle ağzımı durduramadan.
"Seni" deyi verdim. Allahtan Zehraydı. Yoksa babayı yerdik.
Herkes kahkaha atarken Zehra "SEVİYORSUN"
"Tüh o kadar belli mi oldu?"dememle bana öpücük attı. Bende durur muydum? Bence ona öpücük attım.
Bebeğim benim ya.
Aşıksın.
Öyle miymişim?
Her neyse. İç dünyama geri döneyim.
"İnciş bu 9'lu bir grup mu oluştursak?"
Dönemedik.
"Olur tabi. Aştan senin numaran zaten ben de vardı ben seni eklerim sende kendi arkadaşlarını eklersin"
Ah zaten bir de bu eksikti.
Kafa dağıtırdın.
Güzel olurdu aslında.
Aştan kafasını sallayarak beni onayladı. Şimdi internetimi buna harcamamak için evde yapacaktım.
İnterneti sokakta bulmuyordum.
Bol bol dedikodu yapıp tıkınıyorduk. Öyle önemli bir şey yoktu. Uyusam mı acaba kafamı koyup? Yanımdakine hiç bakmadan kafamı bıraktım. Uyu İnci uyu.
Zehra Kormalı
İnci'nin kafasının üstüme düşmesiyle afalladım. Çok yorulmuş olmalıydı. Gözünün önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım.
Keşke kafasını erkeklerden birine koysaydı. Hoş onlar rahatsız olabilirdi. Olsun Evren olmazsa bunlar olurdu.
Cebimin titremesiyle durdum. Annem arıyor olamazdı. Pazara gitmişti. Babam yurt dışındaydı. Kardeşim ne bok yiyordu bilmiyorum ama her neyse.
Önemli biri yazıyor olamazdı?
Eve gidince bakardık.
"Hadi kalkalım geç oluyor" evet benim kesinlikle kalkmam lazımdı. Kardeşim evde tekti. Umarım bir şeyleri kırmamıştır.
13 yaşında bir ergen erkek ne yapabilirdi? Düşünmek bile istemiyordum.
"Evet benim kardeşim evde tek daha fazla korkmasın diye kalkayım"İnci'ye ne olacaktı? Uyandıracaktık.
5 dakika bile uyuyamamıştı ama olsun.
"Arkadaşınıza eve kadar ben eşlik ederim işiniz var belli" adının Aştan olduğunu öğrendiğim çocuğun teklifiyle kaşlarım çatıldı.
Güvenmiyordum ki daha. Erken tanışmaları Aştan'ın iyi biri olup olmadığını etkilemiyordu.
"Vallahi amacım kötü değil"
Belki şimdiliktir. Evini öğrenmek istiyordur. Bu dünyada her şey mümkün.
"Bizim yolun üstü ben bırakırım sağol" saçlarımı savurdum.
"Zehra isyan etmede izin ver" diyen Sezgiyle ona da saçlarımı savurdum. İnsanlar salaktı ama Zehra Kormalı değildi!
"Ben götüreceğim dedim bitti."
İnci daha tam ayılmamış olsa da onu kolumun altına aldım. Bu devirde babana bile güven olmazdı. İnciyi asla onlara emanet edemezdim.
Allah'tan yakındı evlerimiz. İnci de yürürken bana eşlik ediyordu. Gözleri yavaş yavaş açılıyordu.
İstemiyordum ki ben uyansın.
"Zehir?" Ah evet bu ismi özlemişim.
"Efendim tarçın?"
Kıkırtısı kulaklarıma doldu. "Teşekkür ederim"
"Her daim mavişim" dememle gülümsedi.
Evine gelmemizle. "Anahtarın nerede aşk bahçem?" "Kotun sol cebinde"
Elimi sol cebine atarak anahtarı aldım. Erkek olsa falan uf uf.
Kendine gel Zeliş. Fesatlığın sırası değil!
Evet evet.
Anahtarıla kapıyı açtım.
"Buradan sonrası sende halledebilir misin?" eve girerken yanıtladı "Her zaman" yorgun gülümsemesini sunduktan sonra bende ona öpücük attım.
Öpücüğümü yakalayıp kalbine koyunca elimle kendime yelpaze yaptım.
İkimizde kıkırdadıktan sonra kapıyı kapattı.
Bakalım çok sevgili kardeşim Okan ne yapmıştı?
Bismillah kazamız mübarek olsun.
•
Bir bölümün daha sonuna geldik.Umarım sevmişsinizdir.
Bölüm?
Zehra?
İnci?
Aştan?
Sezgi?
Öpüldünüz deniz midyeleri!!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Tek Zaafı
Teen Fictionİnci abisini aramak isterken yanlış numarayı tuşlaması sonucunda abisinin timinden birini arar. Aradığı kişiyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ona alışır. Konuşurken sakladığı sırların ortaya çıkmasıyla olaylar karışır. İnci duvarları yıkılmayan bu...