İnci Almelek
Serumumu da alarak odadan çıkmıştım aslında. Planımda Ulubay ve Evren'i kavga ederken görmek yoktu.
Bahçeye çıkmak istemiştim ama güvenliklerin koştuklarını görünce peşlerine takılmıştım. Benim odamın olduğu kısımdı ve elbette ters yönümde kaldığı için ben görmemiştim. Güvenlikler olayın büyümediğini görünce müdahale etmemişler yanımdan geçerek gitmişlerdi.
Ancak gittiklerinden sonra bombalar patlamıştı ya.
Zaten katta da bir tek beni tanıdığını zannedenler olduğu için pekte sorun görmemişlerdi özel rezerveli kat gibiydi maşAllah.O kadar kişinin koşmasına rağmen kimse gelip bu ikiliyi ayırmamıştı.
Şahsen ben kaos izlemek için beklemiştim ama işin ucu yine bana dokunmuştu.
Kavgalarının sebebi bendim.
Ne yalan söyleyim Evren'in beni onca şeye rağmen koruması hoşuma gitmişti! Özellikle de teğmenine karşı.
Tebessüm etmiştim.
Arkasını dönmesi ise ikimiz için de beklenmedikti.
Serumu tutan sağ elimi sıkılaştırdım. Beni görmemiş olmasını diledim ama bu dileğimin kabul olması pekte olan bir şey değildi.
"İnci" adım dudaklarından dökülünce kendimi sıktım. Yapacağım şey belki yanlıştı belki doğru ama ben o an ne hissettiysem onu yaptım.
Serumumu da çekerek Evren'in yanına gittim. Ve dudaklarına yapıştım dememi bekliyorsanız daha çok beklersiniz.Yediniz mi la trekkler?
Puahahahah.
Her neyse yavaşça sağ elimi serumdan çekip kollarımı beline doladım. Onu seviyordum bu kaçınılmaz bir gerçekti.
Onu tanımıyor gibi yapamazdım. Ölümlü dünya diye boşuna dememişler herhalde?
Afalladı ve benim kalbimde afalladı. Kollarını belime yarama değmeyecek şekilde koyup kafama varla yok bir buse kondurdu. Kalbim iflas etti.
İyiki monitöre bağlı değildim. Ve evet yürüyüşe çıktığımdan doktorların haberi henüz yoktu. Büyük ihtimalle ağzıma sıçacaklardı ama bu an için değerdi.
"Affedildim mi?"o kadar masum sormuştu ki bu soruyu nasıl red edeceğimi şaşırmıştım. Ancak hemen evet dersem de çektiğim acılar boşa gibiydi.
"Henüz değil"demiştim. Konuşmak biraz zorlamıştı beni.
Şimdi kendimi Feriha gibi yere atmam yok mu?
Cevap vermeden kollarını üstümden çekti ve karşımda dikilmeye başladı. Ben de dikiliyordum taki "İnci Hanım odanıza geçmeniz gerekiyor"diyerek kolumdan tutulup çekilene kadar.
"Pezevenge bal nasıl da tutuyor kızı" arkamdan duyduğum mırıldanmayla hafifçe gülümseyip kolumu nazikçe kurtardım. Gerizekalıydık ama o kadar değil.
Bir hiç uğruna çıktığım odama geri dönerek koltuğa oturdum.
Belli etmiyordum ama bu olayı sittin sene unutamazdım ben!
"İnci"yine ismimi duymamla ona baktım. Zaten ondan başkam kalmamıştı ki. "Yok bir şey hala nefes aldığından emin olmak istedim"
Hafifçe kıkırdadım. Daha demin yürüyor olmam dışında hiç bir sıkıntı yoktu.
"Peki hep böyle kontrol edecek misin?"
"Sol yanımda olduğun sürece hep"
*
Odada sıkıntıdan ölüyordum! Evren'in askeriyede işi çıktığı için beni bırakmak zorunda kalmıştı. Zehra yanıma bir kez bile gelmemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Tek Zaafı
Roman pour Adolescentsİnci abisini aramak isterken yanlış numarayı tuşlaması sonucunda abisinin timinden birini arar. Aradığı kişiyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ona alışır. Konuşurken sakladığı sırların ortaya çıkmasıyla olaylar karışır. İnci duvarları yıkılmayan bu...