Karşılıklı durduğumuzda ilk konuşmaya kimsenin girme cesareti yoktu.
Hadi kendine gel İnci sen bi avukatsın hep sen başlarsın.
"Bak" demiştim ki hemen atıldı.
"Bak ben dediğim şeyler de ciddi değildim ağzıma geleni söyledim. Hazmedemedim. Yalan söylemeni hazmedemedim. Güvenle ilgili olarak söylediklerinden sonra yalan söylemeni kaldırmadım" o an biraz pişman olmuştum. Ama geri adım yok.
"Bak seni anlıyorum Evren. Sadece Ulubay'ın kardeşi olduğumu bilseydin benimle o sebepten dolayı konuşmanı istemezdim. Her ne kadar yaptığım yanlış olsa da senin yaptıklarında yanlıştı. Söylediğin şeyler gerçekten de ağırdı"
"Cidden kusura bakma" bir özür bile dileyemiyordu ki.
"Bence tekrar en baştan almalıyız" dedim. Seni tanımak istiyorum diyemedim. Zaten desem yüzüme gülüp 'Buna emin misin?'derdi.
"Yine dediğin gibi olsun" dediğinde içime küçük umut kırıntıları ekiyordu. Ondan kaçıyordum. Ama o sürekli yanımda bitiyordu.
Kafamı karıştırıyordu.
"İnci Almelek. Ulubay Almelek'in kız kardeşi" dediğimde "Evren Yaylacı" dediğinde neden geçen ki kasiyerin ablası olduğunu söylemediğini anlamadım.
Çünkü onun ablası senin abin kadar tanıdık değil.
Haklısın.
Hep öyleydim.
Sessizce yan yana arabaya kadar ilerlemiştik. Konuşmamız canımı acıtmamıştı ancak bunu kendi isteğiyle yapmadığını biliyordum.
Kelimeler kırmak için dökülür,iyileştirmek içinse kalpler konuşur.
Oysa iyileştirmekte bazen yaralamak değil midir?
"İnci sana sesleniyorum huhu" duyduğum sesle yerde olan bakışlarımı kaldırıp sesin geldiği tarafa baktım.
Ne istiyordu?
"Efendim?"dedim cici kız ayaklarına bürünerek. Yapacağım hata abimin beni azarlamasına neden olurdu.
"Bizimle mi geleceksin?"dediğinde sorgulayıcı gözlerle ona baktım. Allah aşkına kiminle gitmemi bekliyordu?
"Başka seçeneğim var m sence?"dediğimde Batı da "Bizden başka gidebileceğin 2 seçenek daha var" dediğinde kaşlarım havalandı. Ne demek onlarla gidemiyordum?
Elin adamıyla aynı arabaya mı binecektim?
"Aslında Evren'in arabasın da sadece Evren olacak"
Pekte elin adamı değilmiş sanki?
"İyi de Evren buraya bizimle gelmedi mi?"anlamayarak ona baktım. Derin bir nefes vererek "Arabası burada olduğu için zaten bizimle geldi" dediğinde anladım der gibi ona baktım.
Yani araban olsun başka arabayla gel. Biz de araba alalım diye götümüzü yırtıyorduk. Hayat işte.
"Hangisi Evren'in arabası?"şimdi gitmek istemiyorum desem başka seçeneğim yoktu. Bunlarda bok var gibi bizim arabaya kalmışlardı.
Bana arkadaki jeep'i gösterdiğinde hayranlıkla arabaya baktım. Çok güzeldi,fazla güzeldi. Yeterli paraya ulaşınca bir jeep almaya karar verdim.
Kendimi toparlayarak adımlarımla yeri döve döve Evren'in arabasının yanın gidip beklemeye başladım.
Gene bekletiliyorsun.
Gene bekletiliyorum.
Allah için bir kere de hızlı gelemiyor musunuz? İçimden Evren'e söverken arabanın açıldığını duydum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Tek Zaafı
Novela Juvenilİnci abisini aramak isterken yanlış numarayı tuşlaması sonucunda abisinin timinden birini arar. Aradığı kişiyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ona alışır. Konuşurken sakladığı sırların ortaya çıkmasıyla olaylar karışır. İnci duvarları yıkılmayan bu...