Sezgi Küçükler
Gözümden düşen bilmem kaçıncı göz yaşımı da sildim. Haksızlık yapıyordum. Aynada kendime baktığımda rimelimin aktığını gördüm.
Akması normaldi.
Kaç saattir hıçkırarak ağlıyordum bilmiyordum. O kadar kötü hissediyordum ki kendimi. Bir hıçkırık daha kaçacakken dudaklarımı sıktım.
Sakin ol Sezgi. Kendimi bile avutamazken başkalarını nasıl avuturdum?
İnci'ye yazdıklarım ağırdı. Resmen gözümde bir hiçsin vurgusu yapmıştım. Aşkımdan gözüm kör olmuştu.
Daha fazla dayanamıyordum ve kendimi tutamamıştım bana öyle hesap sorunca.
Ulubay'ı lise 1'deyken görmüştüm. İnci'yi almaya gelmişti. İlk başta sevgilisi sanmıştım. Neticede biri kızıldı diğeri sarışındı.
O kadar sertti ki İnci'yi üzer sanmıştım. Üzüyordu ama benim kadar üzüyor muydu bilmiyordum.
Neyse İnci'yle hazırlık döneminde tanışmıştık ben de ona Ulubay'ın onun için kim olduğunu sormuştum. Bana abim dediğinde öyle bir umut filizlendi ki içimde.
Onu beğenmiştim. Beğenim yavaş yavaş hoşlanmaya oradan da aşka dönmüştü.
Evet ben Ulubay Almeleğe aşıktım.
Çok şans eseri İnci sayesinde numarasını bulmuştum. 2 yıl hiç yazamamıştım. En sonunda bu yıl ona yazmaya karar vermiştim.
Başka bir hattan İnci ile ilgili bilgilendiriyordum onu. Aklı kalmasın istiyordum. Belki İnci için hoş değildi bu durum ancak benim için onunla 2 satırda buluşmak bile o kadar güzeldi ki.
Neredeyse 10 yıla yakındı ona olan aşkım. Evet çok büyük bir sayı. Lise 1'den bu yaşıma kadar. Öğretmenlik okuduğum içindi böyle uzun olması yılların.
Ona ilk yazdığımda elim heyecandan titriyordu. Ondan bir şans istiyordum. Belki gurursuzluktu bu ama,aması yok işte.
Ona sırılsıklam aşıkken İnci'yi kaybetmiştim. Ulubay'ı kazmamıştım evet ama bu zamana kadar her yardımıma koşan kızı duymamış görmemiştim.
Özür dilediğimde geçmeyeceğini bildiğim için telefonumu yatağa atmıştım. Belki ona her şeyi anlatsaydım bana yardım ederdi.
O böyle bir insandı.
Düşmanına bile yardım edecek kadar iyiydi saftı güzeldi. Onu hak etmediğimi biliyordum. Şimdi yalnızlık müziğim çalıyor kulaklarımda.
Ben herkesi kaybediyordum.
Kapıda dönen anahtarla ne yapacağımı şaşırdım. Ablam gelmemeliydi. Bu kadar erken gelmemeliydi.
Kapı açılınca yüzümü yastığa gömdüm ve yorganı çektim. Uyudum sansında gitsin.
Adım sesleri duyuyordum. Yorganıma daha da sarıldım. Beni böyle görsün istemedim. Böyle bir kardeşi olduğu için utansın istemedim.
Üstümden yorganın çekilmesiyle ellerimle yüzümü siper ettim.
"Sezgi ne oldu ablacığım sana" ablamın naif sesini duyduğumda kendimi kaybetmiştim ve ağlamaya başlamıştım.
5 yaşındaki bir kız çocuğu gibi ağlıyordum. O kadar nefret ediyordum ki kendimden. İnci'nin bana ne hissettiğini bile bilmiyordum.
Beni kendisine çekerek kafamı göğsüne yaslattırdı. Elleriyle saçımı okşamaya başladı. "Geçti bebeğim ablan geldi,geçti"
O geçti dediyse gerçekten geçerdi değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Tek Zaafı
Teen Fictionİnci abisini aramak isterken yanlış numarayı tuşlaması sonucunda abisinin timinden birini arar. Aradığı kişiyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ona alışır. Konuşurken sakladığı sırların ortaya çıkmasıyla olaylar karışır. İnci duvarları yıkılmayan bu...