4.8

1.2K 51 2
                                    

Küçükken hep kendi kendime konuşurdum. Birileri benden bir şey anlatmamı beklemezdi ama ben bir şeyler dinlemek isterdim.

Bu yüzden hep kendime bir şeyler anlatırdım. Üzülsem ilk kendime koşardım. Büyüdüm. Koşabileceğim insanlar oldu,koştuğumda çekilen insanlar oldu ama hepsine rağmen tekrar ayaklandım.

Bu sefer çekilecek olan adamda nasıl toparlardım bilmiyorum. İlk defa böyle bir duygu içindeydim.

Aşk.

Söylemesi o kadar basiti ki basit şeyler sanardık. Ama yaşaması da taşıması kadar çok zordu. Emin yürüdüğünüz adımlarla sonunuza ayak basabilirdiniz.

Ama başlamayan bir hikayenin sonu nasıl yazılmış olabilirdi ki?

Pişmanlıklarım vardı elbette. Onu bir kez öpmek isterdim sanki hiç gitmeyecekmiş gibi. Ama bu şansım olmamıştı. Olduysa bile hem o hem de ben bundan hep bir adım arkada durmuştuk.

İkimizde yaralı çocuklardık. Pansumanı tam yapılmamış çocuklar.

Dudaklarım titredi tekrardan. Sakinleşmiyordum. Evren'in ablasıyla karşılıklı ağlıyorduk!

Karşılıklı halay çekmekte vardı.

Hep vardı. Hiç gitmeyen şeyler vardı. Duvarlar bir kez daha hıçkırıklarımı duyarlarken ağlamaya devam ettim.

O ölmemeliydi.

Yerde emekleyerek odasına gittim. Cam vardı. Dizlerimin üstünde doğrulup içeriye baktım.

Kalp masajı yapıyorlardı. Duyamayacağını bilsem de fısıldadım. Duysun istedim.

"Sen ölemezsin"hıçkırdım. "Bir kurşun seni almamalı"tekrar hıçkırdım. Arkadan Ela ablanın sesleri geliyordu. Birazdan onunla sarılarak ağlayacaktık.

"Ben bile gidememişken senden sen de ben den gidemezsin"sadece bunlar döküldü dudaklarımdan. Tekrar emekleyerek Ela ablanın yanına gittim.

Kendi enkazımdan önce başkasının enkazını topladım.

*
Doktorun en nihayetinde çıkmasıyla ayaklandım. "Durumu nasıl?"o kadar çok ağlamıştım ki sesim çıkmıyordu.

"Gözünüz aydın. Hasta bizi biraz zorladı ama pes etmedi"dudaklarımda bir gülümseme peyda oldu.

Pes etmedi.

O yaşıyordu. Şükürler olsun. "Ne zaman görebiliriz?"diye sorduğumda gülümsedi.

"Durumundan kesin olarak emin olduğumuz ilk fırsatta"

"Teşekkür ederim"dediğimde gülümseyerek yanımızdan geçip gitti. Ben de hızla Ela ablayı uyandırdım.

"Hm ne oldu İnci?"ilk uyandırdığım için pişman olsam da bu haberi geciktirmeye gerek yoktu. "Yaşıyor Ela abla. Evren yaşıyor"gözlerini kocaman açıp kollarını sım sıkı bana sardı.

"Ciddisin öyle değil mi?"evet anlamında başımı salladım. Kahkaha attı. Yaylacı ailesinden bir tek kardeşi kaldığını biliyordum.

Çok güzellerdi..

Elleriyle yanaklarımı sıktı. "Sen olmasan kesin pes ederdi o varoş çok teşekkürler İnci hayatımıza girdiğin için"utandığımdan sadece gülümsedim.

Bu kadar açık sözlü olmasaydı keşke.

Allah Allah

Ne var be?

Gene formundasın ama aşk formunda:))

Kendimi göz devirmemek için sıkarken Ela abla hala mutluluğunu atamıyordu.

Askerin Tek ZaafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin