0

25K 340 60
                                    

Herkesin bir hikayesi vardır. Evet benim de var. Herkes gibi. Bir de söylemek istediğim bir şey var. Bu bir berdel hikayesi. Aslında iki türlü berdel var. Biri insanların olduğunu sandığı biri de aslında olan. İnsanların çoğunun farz ettiği berdel kısaca şöyle : Bir tarafın oğlu diğer tarafın kızını kaçırır, arada kan davası vardır vesaire vesaire şeyler yüzünden aradaki problemi çözmek amaçlı kızı satarlar. Evet evet biliyorum. Çok yanlış.

Diğeri de aslında olan berdel. O da şöyle : Bir evlilik yapılır. Bu evliliğin uzun sürmesi, mesut olması, bir sorun çıktığı zaman sadece kendilerini düșünmesinler, onları birlikte tutacak bir sebep daha olsun diye gönlü olan diğer kardeşleri karşı taraftan yine gönlü olan biri ile evlendirmek. Böylece iki evlilik te daha sağlam daha güvenilir olur. Ayrılacak bir durum olduğunda 'kardeşim burda tek kalır, ya başına bir şey gelirse' benzeri düşünceler ile evliliği bitirmemek amaçlanır.

Umarım anlatabildim. Ama siz şunu bilin ki berdel de zorlama yoktur. Yani en azından olmaması gerek. Olursa o berdel değil alım satım falan oluyor. Ama ne var biliyor musunuz? Benim başıma gelen ilk anlattığım. Berdeli kendi sorununu çözmek amaçlı kızını satmak sananlardan biri de babam.

Sanırım her berdel hikayesinde kesin olan bir şey var. Aşk. Evet. O asla aşık olamam, ben ne anlarım aşktan, havalarına girenlerden biri de bendim. Ama neymiş? Büyük konuşmamak gerekiyor muș . Neden bunu dedim? Asla aşık olmam diyen ben bile sırılsıklam aşık oldum ya. Bunu rahat rahat diyebilirim ki kesin olan tek şey : büyük lokma ye büyük söz söyleme, sözü.

Ah unutuyordum. Ben Sude. Sude Sultan Elmas. Alaner Ali Elmas'ın karısı, konağın küçük gelini. Ve bu benim hikayem. Hoş geldiniz.

Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin