10

5.1K 131 0
                                    

(Biraz daha uzun düşünün)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Biraz daha uzun düşünün)

Belirlenilen nişan gününe kadar bir daha görüşemedik Ali ile. Arada o boş olduğunda aramıștı. Arada da ben ona mesaj atmıştım. Ne zaman işinin biteceği ya da boş olduğu belli olmuyordu çünkü. O akşamları aradığı için de derslerim bitmiş ve ben evde olduğum için onun araması daha karlı çıkıyordu.

Ve sonunda o büyük gün gelmişti. Nişan günü. Dünden her şey hazırdı. Sabah tatlılar, tabak, bardak içecek lazım olacak her şey eve gelmişti. Nişan bizde, kına onlarda olacaktı. Her yer süslenmiş, girilmeyecek yerler kilitlenmiști. Keşke benim odam da kilitlenseydi ama annem 'oraya girilir kilitlenir mi?' demişti. Yediye doğru eve gelmeye başlamışlardı. Sekize doğru da Zeynel ağalar gelmişti. Alaner Ali hala hazırlanan kadınları getirmek için evde kalmıştı. Yani öyle dediler. Kapı tekrar çaldığında açmaya koştum.

"Hoş geldiniz."

Melek, Zerde teyze, kızı mercan vardı. Arkadan bir araba daha indi ama onları henüz tanımıyordum.

"Hoş bulduk kız görümcem."

Gülüp kapıyı tamamen açarak çekildim.

"Ceketini alayım."

Onlar içeri geçerken ben diğerlerini bekledim. Bu gün tüm kapıları ben açtım zaten. Lanet. En sona Ali kaldığında elimdeki ceketleri portmantoya bırakıyordum.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Ceketini çıkaracak mısın?"

"Yok kalsın. Sıcaklarsam diye gömlek giymedim. Ayıp olmasın."

"Fiyakalı olmuşsun."

Güldü.

"Sende güzel olmuşsun da. Başka renk yok muydu da sende siyah giydin? İkimizde simsiyahız."

"Dolabımda doğru dürüst renk yok. Ya da çok patlak şeyler var. Fosforlu yeşil gibi."

"Ovv tamam sustum. Ama yakışmış."

"Gel içeri. Kapıda işimize yaramazsın."

Sırıtıp içeri girdi. Kapıyı kapatıp arkasından yürüdüm.

"Parfüm şişesine mi düştün?"

"Hep Melek yüzünden. Güzel kokmam gerekmiș. Benden önce kokum gidiyor."

Güldüğümde omzunun üzerinden bana baktı. İçeri geçtiğimizde o annesinin yanına bende kenara koyduğum sandalyeye oturdum. Herkes birbiri ile sohbet ediyordu. Kapı bir kere daha çaldığında yine ayaklandım.

"Hoş geldiniz."

"Aa sen marketteki kızsın."

"Aaa evet. Küçük Mehmet."

Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin