35

1.8K 75 2
                                    

"Güzelim kalksana."

"Kalkamıyorum yavrum. Yoksa niye oturayım?"

"Yok ben dayanamıyorum."

Gelip şak diye öptüğünde biri gördü mü diye etrafa baktım. Herkes toparlanma derdindeydi.

"Ayıp."

Koluna vurduğumda güldü.

"Karım değil misin güzelim?"

"Ama ayıp. Sabırsız. Kaldır beni. Ayağım uyuştu."

"Kucağıma alayım?"

"Döveyim mi? Bir sürü oklava var bak."

Gülüp koltuk altımdan kolunu dolayıp kaldırdı. Boynumu öpüp geri çekildiğinde göz devirdim. Şimdi biri görecek ya rabbim Ali kuluna sabır ver de yalnız kalana kadar dayansın. Amin. Üzerimdeki unu silkip toplamaya yardım ettim.

" Can uyanmadı herhalde?"

"Yatıyor yatakta. Uyanık."

"Hayret bazlama yemeye gelmesi gerekti onun."

"Bilmem dün yoruldu herhalde. Bayram temposu."

"Bende uykuluyum."

"E dün geç yattın, sabah erken kalktın. Normal."

"Aynen. Birazdan dökülürüz zaten."

"Annenleri ben bırakırım."

"Pakize teyzenin oğlu gelicek birazdan hayatım. Sen bana yastık görevi görmek için benimle geleceksin."

"Öyle miymiş güzel hanımefendi?"

"Öyleymiş beyefendiciğim."

"Tamam o zaman. Zaten sen yoksun diye erken kalktım. Biraz daha uyurum seninle."

"Ben yokum diye mi?"

"Evet. Kalktığımda yoktun. Sonra geri yatsam da düzgün uyuyamadım, bende kalktım."

Sırıtmaya başladığımda güldü. Kocacığım varlığıma o kadar alışmış ki yokluğumu garipsiyor.

"Ne geçiyor aklından?"

"Hiiç."

"Nasıl olsa eninde sonunda göreceğim."

"Çok beklemene gerek kalmayacak."

"Allah Allah. Merak ettim bak."

"Et et."

Ortalığı temizledikten ve tüm işi bittikten sonra saçlarımı ıslamadan bir duş aldım. Üzerimi giyerken odaya Ali girdi.

"Ooiiyy. Güzelim. Deseydin bende gelirdim."

"Allah Allah."

Tişörtü de giyip yatağa attım kendimi. Yanıma geldiğinde aklıma gelenle sırıttım.

"Ne oldu?"

"Gel hayatım."

Yanıma yaklaşınca boynundan tutup öptüm. Baya sesli olan öpücüğüm üzerine güldü. Pardon. Öpücüklerim.

"Güzelim hayırdır."

"Canım öpmek istedi."

"Bu kadar fazla olmasının sebebi kesinlikle ödül için almış olmam değil yani?"

"O yüzden de olabilir."

"Ney seni mutlu etti yine?"

"Sen."

Çok güzel gülümsedi it.

"Onu az önce uygulamalı gösterdin zaten."

Bir kere daha öpüp sarıldım.

"Seni seviyorum."

O beni mutlu ediyordu. Bende onu en az beni ettiği kadar mutlu edebilirdim. Ve etmiştim çünkü öyle bir nefes aldı ki nefesi titredi desem yeridir. O sevdiğini söylemese de olurdu çünkü yeterince güzel gösteriyordu bana. Ama ben kendim konusunda emin değildim. Yani yeterince belli etmek konusunda. Duygu paylaşmak konusunda iyi olmadığım için risk almak yerine direk söylemiştim. Anlamasını ya da hissetmesi de önemliydi ama bunu duyması gerekiyordu. Çünkü başta onu sevmediğimi biliyordu. Evlenmeyi istemediğimi de. Geri çekilip yüzüme baktı.

"Ne?"

"Ne duyduysan o."

"Az öncekini duydum yani gerçekten?"

"Evet. Duydun gerçekten."

Durakladı.

"Bende seni seviyorum güzelim."

"Biliyorum."

Yüzünde oluşan o güzel ifade çok hoşuma gitmişti. Minnet duydu sanki onu anlıyor olmama. Evliliğimiz normal olmayabilirdi ama sevgimiz gerçekti sonuçta. Önemli olan buydu. Nasıl olduğu değil. Birbirimizi seviyorduk. İçli bir öpücük verdikten sonra sıkıca sarıldı.

"Teşekkür ederim güzelim."

"Ne için?"

"Hayatıma girdiğin için. Beni sevmeyi başardığın ve beni mutlu ettiğin için. Neşem olduğun için. Her şey için."

"Bence ben sana teşekkür etmeliyim o zaman."

"Etme sen. En çok teşekkür hakeden sensin."

"Rica ederim hayatım."

"Uykun vardı senin. Yat hadi."

"Kay aşağı."

Aşağı kayıp iyice ona sokulduktan sonra gözlerimi kapattım. Saçlarımı öpüp iyice sarıldı o da. Çok geçmeden uyumuştum zaten. Üç saatlik uykuyla durursam ne olacaktı başka.





Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin