28

2.4K 88 4
                                    


kanama orucu bozmazmıș.)

Şirkette sağda solda dolanıp duruyordum. Ali de arada bana katılıyordu. Çiçekli çizimi bitirmiş yeni bir şey arıyordum. Gördüğüm bir şey belki aklıma bir şeyler getirir diye de dolanıyordum. Mutfağa gidip oradaki pufa oturarak düşünmeye başladım. Boşta kalınca çok sıkıcı oluyor. Biri mutfağa girdi ama dönüp bakmadım. Bir süre daha oturduktan sonra kalktım. Karşımda elinde bıçakla birini görmeyi beklemiyordum. Tezgahın önüne durmuş bana bakıyordu. Sürekli Ali'nin etrafında dolanan bir kızdı. İki adım atıp durdum. Aramızda az bir mesafe vardı.

"Ali'den ayrılacaksın."

"Hah nedenmiş?"

"Çünkü o benim olmalı. Onu elimden almana izin veremem!"

Bıçağı salladığında geri çekildim. Gerçekten mi?

"Başka emrin var mı?"

"Sana ondan ayrılacaksın diyorum. Yoksa seni öldürürüm. Duydun mu beni! Ayrılacaksın ondan."

Bıçağı çok gevşek tuttuğunun farkında mıydı acaba. Tekrar salladığı bıçağı elime değdirdiğinde sinirim artmıştı. Bıçağı elinden tek hamlede alıp boğazını tutarak arkasındaki tezgaha yasladım. Bıçağı göz hizasında tutarken konuştum.

" Böyle bir şeye kalkıșman bile hata. Eğer seni etrafımızda görmeye devam edersem zarar gören kişinin kim olacağını tahmin edebilirsin diye düşünüyorum. Kendine gel. Senin karşında sıradan biri yok. Ali Elmas'ın karısı Sude Sultan Elmas var senin karşında. Bir dahakine bıçak daha derinlerde olur. Şimdi def ol."

Geri çekildiğimde koşarak çıktı. Kanayan elime peçete tutup Ali'yi aradım.

" Efendim güzelim. "

"Acil yardım kutusu var mı burda?"

"Var. Neden, ne oldu?"

"Alıp gelsene. Mutfaktayım."

Bir kaç kişi içeri girip kızın üzerinde kan olduğunu söylemiș ama elimin kanadığını görünce bir kaçı koşarak geri çıkmıştı. Al şimdi herkese haber uçacak. Ali içeri girdiğinde gözleri direk beni buldu.

"Güzelim ne oldu?"

"Önce şu elime bakalım mı?"

Peçeteyi bırakıp elimi suya tuttum. Tentürdiyot döküp elimi sardık. Mutfağa babamla dedem de gelmiști. Giden kızın arkadaşları da buradaydı. Kızın adını vermişlerdi ama duymamıştım. Sargıyı yapıştıran Ali elimin üstünü hafifçe öptü.

"Çok acıyor mu? "

"Hayır o kadar acımıyor. Sakin ol."

"Nasıl sakin ol. Daha ben gelmeden adın geldi. Eli çok kanıyor diye. Her yeri kan olmuş diye."

"Derin biraz ondan çok kanıyor."

"Kaydırdım hayatını şimdi. Bitti o."

"Ya korkacağı kadar korktu zaten."

"Nasıl?"

"O tehdit eder de ben edemez miyim hayatım."

"Kamera kayıtlarını izlesem iyi olur."

"Git izle."

"Sen?"

"Babamlar burda. Hem üzerimi değiştirmem gerek şuna bak. Meleği arayayım."

Beyaz tişörtümün üzerine damlayan kanları gösterdiğimde kaşlarını çattı.

"Tamam sen onu ara bende kamera kayıtlarını alayım."

"Git."

Meleği arayıp kıyafet getirmesini istedikten sonra tezgaha koyduğum kanlı peçeteleri çöpe attım. Tezgahı silip tekrar sandalyeye oturdum. Ali yanıma geldiğinde sırıtıyordu.

"O ne biçim tehdit etmektir güzelim."

"Tam olarak hangi kısmı acaba?"

"Benim soy adımı ve karım olduğunu gururla söylediğin kısmı en çok."

"Öyledir. Ama napayım ondan korktuğumu sanarsa yapmaya devam ederdi. Kendinden üstün birine el attığını anlamış olması gerekti. Anlattım."

















Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin