27

2.5K 82 12
                                    

"Kokuya bir yakınlığın olduğunu fark etmiştim ama bu kadar olduğunu bende bilmiyordum."

"Nasıl fark ettin?"

"Sarıldığın zaman beni kokluyorsun. İş yerinde ara sıra bileğine sıktığın parfümü kokluyorsun. Mutfakta yemeği kokluyorsun. Sürekli bir şeyleri kokluyorsun yani."

"Bu kadar kokluyor muyum? Farkında değilim. Olabilir. Koklamak güzel çünkü. Güzel kokanı koklayıp beynime kaydetmeyi seviyorum."

"Benim kokumu da kaydettin o zaman."

"Evet. Parfüm sıkmadığın zaman daha hoş oluyor kokun."

Omzumu hafifçe ısırıp ısırdığı yeri öptü.

"Sende çok güzel kokuyorsun. Ama şu çiçekli parfümün de çok yakışıyor."

"Tenimle uyuyor çünkü."

"Her neyse işte."

Koltukta ona dönüp kolumu beline sardım.

"Gel bi kokliyim."

Gülüp kafasını eğdi. Boynunu koklayıp öptüm.

"Ohh."

"Öpen benim sen niye ohluyorsun."

"Çok güzel öptün."

Yakından baktığım için daha da fark edilir olan sakalına elimi koyup baş parmağım ile okşadım.

"Tıraş olma zamanın gelmiș."

"Sence sakal bırakayım mı?"

"Hayır. Öperken batıyor sakal. Dedem sağ olsun çok deneyimledim."

"Hmm."

"Hem zaten böyle yeterince yakışıklısın."

"Öyle miymiş?"

"Öyleymiş. Seni tıraş edeyim mi?"

"Ya beni kesersen?"

"Dikkat ederim."

"Zahmet etme güzelim."

"Olmaz zahmet. Vala kesmem seni."

"İyi tamam."

Doğrulup elimi uzattım. Elimi tutup çokta gücünü vermeden kalktı. Banyoya girip malzemeleri çıkardım. Tıraş köpüğünü elime aldığımda konuştum.

"Şuraya otur, yüzünü yakından görmem gerek."

"Böyle göremiyor musun?"

"Aşağıya doğru bakmayı tercih ediyorum."

Küvetin kenarına oturduğunda tıraş köpüğünü elime sıkıp yüzüne sürdüm. Her hareketimi izliyordu.

"Kapat gözünü."

"Neden?"

"İşte, kapat gözünü."

Heyecanlanmıștım. İzlemesindi biraz da.

"Seni izliyorum kapatmam."

"Kapatsan ölür müsün?"

"Ölebilirim. Senden mahrum kalıyorum."

"Yaa."

"Bir şartla."

"Ne?"

Dudaklarını öne uzattığında sırıttım. Hain adam. Öpüp geri çekildiğimde gözlerini kapatmıştı. Tıraş bıçağını elime alıp ona geri döndüm. Bacağını bacağımla dürtünce aralamıștı. Böyle daha yakındı. Dikkatlice tıraş edip tıraş bıçağını suyla duruladım. Ara sıra gözlerini açsa da sonra geri kapatıyordu. İşim bittiğinde yüzünü havluyla silip bir şey varmı diye baktım. Tertemiz olmuştu. Elime sağlık.

"Bitti."

"Gözümü açayım mı artık."

"Aç."

Gözlerini açıp bana baktı. Belimden tutup kucağına çekti ki bu çok zor olmamıştı. Elimdeki havluyu kirli sepetine doğru atıp elimi boynuna doladım.

"Ee nasıl oldu?"

"Tertemiz."

"Hmm."

"Evet. Bakabilirsin."

"Bakayım."

Kucağında benle kalktı. Yahu bu adamdaki güç kuvvet beni öldürüyor. Lavabonun kuru kısmına beni oturtup aynaya döndü. Şöyle bir inceledi ve bana döndü.

"Eline sağlık."

"Olmuş değil mi?"

"Evet. Sen yaparsın da olmaz mı?"

"Evet şimdi abur cubur yemeye gidebiliriz."

"Mısır patlatsak ya."

"Olurr."

Koltuk altımdan tutup aşağı indirdi.

"Git tişörtünü giy."

"Neden?"

"Ayıp öyle dolașılır mı? Cıbıl cıbıl."

Üzerine bir tişört geçirdi ve aşağı indik. Melek ve annem oturuyordu. Dizi izliyorlardı.

"Annem."

"Efendim kızım."

"Mısır patlatacağız yer misiniz?"

"Valla ben yerim."

"Sen zıkkım ye."

Ali'yi dürtüp anneme baktım.

"Olur kızım."

Mutfağa girdiğimizde ilk işim soğuk bir su içmek oldu.

"Tencere indirsene hayatım."

"Hayatım diyen ağzını yerim, hangisini?"

"Ye. Siyah olanı."

"Bekle yiyeceğim. Şu mu?"

"Bekliyorum. Büyüğünü."

Bir bardak daha su içip mısırı çıkardım. Kişi başına bir avuç kadar atıp tuz ve yağ koyup ocağa koydum. Bir kaç kez karıştırıp kapağını kapattım. Yanımda beni izleyen Ali çenemden tutup öptüğünde tencerenin kapağını yeni koymuştum.

" Ohh."

"Daha önce acılı patlak yedin mi?"

"Hayır."

"Güzel oluyor. Bir dahakine öyle yapalım."

"Yapalım güzelim."

Patlakları Melek ve annem için tabakalara koyup bizimkini kaseye koyduk. Salona geçip tabakaları verdikten sonra bizde oturduk. Diziyi anlamaya çalışırken annem de anlatıyordu.

"Pembe giyinen kadının adı da Pembe."

"Pembe mi? Iyy."

"Evet Pembe. Şeytan var ya şeytan."

"Tipinde meymenet yok zaten."

Ayaklarımı yukarı toplamış kafamı da Ali'nin omzuna yaslamıștım.

"Çok rahatsın bakıyorum da."

"Evet. Çok rahatsın."

Gülüp saçımı öptü.

"Yukarıda da ben rahat olurum."

"Ol."

Gerçekten dediğini yapmıştı. Göğsümün üstüne yatmıştı.








Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin