Sahur masasını toplarken yerkenki uykum tamamen kaçmıştı. Hiç sevmiyorum şu durumu. Yatmaya geri gidecek vakit uykum kaçıyor. Salonda oturan beyefendinin yanına gidip oturdum.
"Uykum kaçtı yalnız benim."
"Neden?"
"Ne bileyim neden?"
"Kucağıma yatarsan uyursun merak etme."
"Gerçi var öyle bir şey belki işe yarar."
"Nasıl bir şey?"
"Bir tane kıvırcık vardı dur."
Telefonu çıkarıp fotoyu buldum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Aha bak."
"Demek bu yüzden senin yanında rahat uyuyorum."
"Olabilir."
"Hadi gidelim artık. Bana geri uyku bastı."
"Gidelim bakalım."
Oruçun başladığı gün pazar olması çok güzel. Tatil günümüz. Odadan çıkmıyorduk çünkü sebebimiz yoktu. Akşama annemleri ve Ceyda'ları yemeğe çağırmıştık. Harun amcalar da buradaydı. Baya kalabalıktık yani.
"Şu kız niye öyle?"
"Nasıl?"
"Ne bileyim? Şuna bak. Aşağı eğilse her yeri görünür."
"Aşağı eğilince bakma sen tamam mı?"
"Ne bakıcam buna? Şuna bak çirkin bir kere."
"Seni yerdim ama şimdi orucu sağlama alalım."
"Akşam yersin."
"Biriktirip biriktirip akşam yersem bitersin hayatım."
"Biteyim."
Başından öpüp geri omzuna yaslandım. Komedi filmi bulmuștuk. İyi de gidiyordu. Filmden sonra biraz çizim çalışmış ve ikimizden de bir şey çıkmayınca vazgeçmiștik.
"Benim de beynim yandı."
"Hadi yürüyüşe gidelim. Şöyle bir saat dolanıp gelsek. Gelince annem yemekleri yapmaya başlamış olur. Yardım ederim."
"Olur güzelim."
Üzerimizi değişip evden çıktık. Bir saat kadar yürüdükten sonra eve geri döndük. Bir güzel akşam yemeği hazırladıktan sonra tek şey giyinmemiz kalmıştı. Odama çıkıp güzel bir kazak ve pantolon giydim. Evimdeyim canım Melek gibi süslenemem ben. Kapı çaldığında Melek 'Ben açarım" demişti. Salona indiğimde bana doğru koşan Mehmet ile çömelip kucağıma aldım.
