Berdel

21

"Ne söylüyorsun sen?"

"Şarkı."

"Nasıl bir şarkı o?"

"İspanyolca şarkı."

"Allah Allah."

"Hmm."

"Canım kahve istedi. Kahve yapmaya gidiyorum ben."

"Söylesen yaparlar."

"Soğuk kahve yapacağım. Hemde otur otur bir tarafım uyuştu."

"Bende geleyim madem."

"Gel madem."

Odadan çıktığım an birine çarptım. Dengemi kaybedip kapıya doğru geri düştüğüm sırada Ali belimden tuttu.

"Dikkat etsenize."

"Kapıyı yengem açtı."

"Of Cenk abi. Dişim ağrıdı."

"Abi?"

"Değil misin?"

"Öyle miyim?"

"Sayılmaz mısın?"

"Çok ısrar ettin madem olayım abin."

"Ol madem. Sende beni bıraksan mı acaba Ali bey."

"Bırakayım mı?"

"Bırak."

"Hem siz nereye?"

"Mutfağa."

" Bende geleyim o zaman."

"Gel."

Küçük bir kahve molasından sonra çalışmaya geri dönmüştük. Üç kere çizdiğim küpe'yi yine beğenmemiștim. Bir şeyi eksik geliyordu. Ya da fazla. Yaprak koyunca da fazla oluyordu. Yüzüğü ve küpesi sadece mücevherli olsa da kolye ve bileklik sarmaşıklı olsa. Nasıl olurdu?

"Ne oldu güzelim?"

"Ya beynim döndü."

"Ne?"

"Bak küpeyi de yapraklı yaparsam çok fazla duruyor. Kolye ve bilekliği birlikte, yüzük ve küpeyi birlikte yapsam. Kolyeyi de sarmal sarmal yaparsam eşitleniyor hem. İkiye iki. Hemde aşırı durmaz. Sence?"

"Nasıl yani?"

"Hepsine sarmaşık motifi verebiliyorum. Küpeye olmuyor."

"Biraz dinlen güzelim. Aklına gelir muhtemelen. Biraz zaman alır sadece."

"Offf."

"Buraya gel."

Ayaklanıp yanına gittiğimde kucağına çekti. Ellerimi boynuna dolayıp sarıldığımda ellerini belime doladı.

"Tek ihtiyacın biraz dinlenmek sadece. Baskı altında hissetme kendini. Rahatla. Beynin boşalınca aklına bir sürü yeni fikir gelecek emin ol."

"Ne kadar dinlenmem gerek mesela?"

"Bilmem. Belli olmaz. Sarmaşık fikri aklına bir haftada gelmişti."

"Oha. O kadar sürede aklıma gelmezse?"

Geri çekilip yüzüne baktığımda güldü.

"O kadar uzun sürmez bence bu sefer."

"Ya sürerse?"

"Dedem seni bekleyecektir. Güzel işlerin ortaya çıkması hep uzun sürer."

"Öyle miymiș?"

"Evet. Öyleymiş."