41

1.6K 66 0
                                    

"Hep beraber pikniğe gidelim mi?"

"Nereye?"

"Buluruz bir yer baba."

"Gidelim. Yarın pazar nasılsa."

"Cenk'lerle şu arkadaşını da çağır kızım. Melis'di değil mi?"

"Evet dede."

Can'ın kolunu dürttüğümde koluma vurdu.

"Hadi yine iyisin."

"Sussana kız sen." 

"Dere kenarına falan gidelim. Havalar çok güzel."

"Valla bence olur."

"Hasta olun da göreyim sizi."

"Bir de sen hasta oluyormușsun."

"Bakarsın sen bana."

"Ben hasta olursam sen bakmayacak mısın?"

"Bakarım tabi güzelim. Bakmamam ihtimal dahilinde bile değil."

"Aferin."

Öpücük attığımda gülümsedi. Sağımdaki Can omzuma vurup kısık sesle konuştu.

"Biz burda sevdiğimize kavuşmıyoruz şuna bak."

"Ay hoşt. Yapacağım diyorum aranızı. Biraz sabret."

"Bu salak Melis'den hoşlanıyor değil mi?"

Kafasıyla onaylayıp konuştu.

"Kimseye söyleme. Zaten daha onun bile haberi yok."

Akşam yemeğinden sonra bir çok şeyi hazırlamıştım. Hatta hamağı bile sökmüştüm. Olmazsa olmaz sonuçta. Odaya döndüğümde Ali banyodan çıkıyordu.

"Güzelim."

"Hayatım?"

"Ne yaptın?"

"Bir kaç şeyi hallettim. Yarına az işimiz olsun."

"İyi yapmışsın."

"Saçlarını kurula."

"Tamam."

Üzerini giydikten sonra havlu ile fazla suyunu aldı. Ceyda ve Melis'i toplu arama yaparak yarın için bilgilendirmiștim. Mehmet bey de gelecekti. Minnak adam. Çok geç olmadan uyumuştuk. Yarına enerjimiz tam olsun ama değil mi?

Her şey hazırdı. Bizde dahil. Yanımıza fazladan kıyafette almıştık. Her şeyi arabanın arkasına koyup, koyarken tekrar kontrol ettik. Yaklaşık üç saatlik bir yolculuktan sonra çok güzel bir piknik alanına gelmiştik. Her yer ağaçlıktı. Güneş içeri giremiyordu bile. Kilimleri güzel bir yere serip minderleri üzerine attık. Diğerleri gençlik olarak arabaları boşaltırken ben semaver'in altını yakmıştım. Hamağı kurduğu  gibi minder alıp yatan Can ile ayaklandım.

"Ben onu sana mı aldım hain?"

"Bana ne kızım. Ortak mal değil mi?"

Arabadaki diğer hamağı iki ağaç yanına kurup üzerine minder attım.

"Melisss."

"Efendim."

"Hamak kurdum aşkım gel bin. Seversin sen."

"Ayy. Dur geliyorum."

Elindeki poşeti yere koyup yanımıza gelmeye başladı.

"Bu kıyağımı unutma it. Sohbet et. Geçmişten falan ne bilim bul bișe."

"Tamam. Unutmam bunu."

"Güzelim."

"Hayatım?"

"Gelsene yanıma."

Berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin