Aile Tanışması 18.Bölüm

31.5K 1.5K 57
                                    

Yorum ve beğenileri bekliyorum ❤️

_______________

İki gündür yüzünü görmediğim adam yüzünden moralim hiç yerinde değildi. Kendimi karısını boynuzlamış sonrada ortada kalmış adamlar gibi hissediyordum. İki gündür işede gitmiyordum. Sağ olsun Erdal abi kötü olduğumu görüp toparlanana kadar işe gelmemem gerektiğini söylemişti.

Şimdi ise beş yüz kere aradığım adamı tekrar aramıştım oda beş yüzüncü kez meşgule atmıştı aramamı.

Yatakta oturmuş Yıldız Tilbe ablanın sesi eşliğinde elimdeki Nutella dolu kaşığı ağzıma sokarken deprosyonu dibine kadar yaşıyordum ara sıra şarkıya eşlik ederek.

Ne Nutella yiyip şarkıya eşlik edip depresyona girmek sadece kızlara özgü bir şey miydi?

Çalan telefonumun sesiyle bir umut Kenan'dır diye telefonu elime aldığımda okuduğum 'Azgın Teke' yazısıyla yanaklarımın içini ısırdım. Ben nasılki Kenan'ı şu iki günde beş yüz kere aradıysam babamda beni yüz kere aramıştı. Onları daha fazla endişelendirmeye hakkımın olmadığını anlayıp boğazımı temizleyerek aramayı cevaplandırdım.

"Yok Ayten açmıyor telefonu. Organ mafyasına bulaştı kesin. Zengin koca diye diye bok yoluna gitt-" konuşan babamla kendimi tutamayıp güldüğümde hattın diğer ucundan anında ses kesilmişti. Ekrana baktığımda aramayı sonlandırdığını gördüğümde gülerek onu yeniden arayacakken çalan evin ziliyle aramayı sonraya erteledim.

Gelen ya Selim yada Yavuz abiydi. Sağ olsun ikiside şu iki gündür yalnız bırakmıyorlardı. Kapıya ulaşıp açtığımda gördüğüm iki tanıdık yüzle gözlerimi ardına kadar açmıştım.

"Oğlum" gözü yaşlı boynuma sıkı sıkı kollarını dolayan annemle bende kollarımı beline doladım eğilerek.
"Niye aç mıyorsum telefonlarımızı bizi çok korkuttun" deyip bu sefer yüzümü avunun içine aldığında gülümseyerek alnından öpüp kolumun altına aldım ufak bedeni.
Babama baktığım anda ayağını kaldırıp arkama vurduğunda acıyla yüzüm kasılırken annemi önüme aldım kalkan niyetine.

"İt oğlu it seni. O telefon niye icat edildi lan. Niye açılmıyor o telefonlarım!" üzerime gelen babamla bir kaç adım korkuyla geriledim. Annem iki elini omzuna koymuş sakinleşmesi için bir şeyler mırıldandığını gördüğümde rahatlayarak onlara baktım.

Şimdi kaç yaşında olursak olalım şu baba korkusu hiç geçmeyecekti sanırım.

"Tamam sakinleş çocuğu dahada korkutma Niyazi" validenin sesiyle yumuşayan adamın bakışları beni bulduğunda yeniden öfkeyle parlamıştı.

"Napayım Hanım sen söyle. Bir gün erkek seviyorum der. Bir gün telefonları açmaz. Demiyor arayayım hatamı telafi edeyim. Ama yok beyefendi illa bizi merakta bırakacak" üzerime doğru yeniden atıldığında arkasından aniden beliren Kenan'la şaşkınlıkla bakakaldım.

Ulan.

Ben bendeki şansın binde birini sikeyim.

Babamın kolunu tutup onu durdurduğunda yutkunamamıştım bile şaşkınlıktan. Bakışlarını öfkeyle arkasına çeviren babam kucağında Elif ile duran Kenan'ı gördüğünde anında durmuş saf bir merakla ikisine bakıyordu.

Arka planda çalan Yıldız ablanın 'Delikanlım' parçasıyla kafamı duvardan duvara vurma isteği uyandırıyordu. Onları orada bırakıp koşarak odaya yöneldim. Telefonu hemen elime alıp muziği kapattım ve fazla üçlüyü yalnız bırakmamam gerektiğinin farkına vararak hemen dış kapıya yönelmiştim yeniden. Onları bıraktığım yerde bulamayınca başta kaşlarımı çatsamda salondan gelen konuşma sesleri ile oraya yöneldim.

Annem ile babam üçlü koltukta otururken Kenan kucağında kızıyla tekli koltukta oturuyordu. Salona aniden girdiğimde hepsinin odağı olurken ben sadece bakmam gereken kişiye odaklıydım.

Benim aksime o biraz daha iyi gibiydi morarmış göz altlarını saymazsak.
Ben onu nasıl baştan aşağı süzüyorsam oda beni izliyordu. Karşısında iki gündür değişmediğim eşofmanla dururken az önce değişmeyi akıl edemediğim için kendime kızdım. Gerçi buna zamanım yoktu.

Öksürme sesi bakışmamızı bölerken babam kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Annem ise onun aksine güler yüzüyle bir Kenan'a bir Elif'e bakıyordu.

Başıyla ortalarını işaret eden adamla ona itaat edip yanlarına oturdum.

"Ee Ilgaz tanıtmayacak mısın bizi" diye soran annemle gözlerimi kapattım. Daha babamla olanlara açıklık getirmeden şimdi ona Kenan'ın kim olduğunu söylesem nasıl reaksiyon verirdi acaba?

"Ben Kenan efendim. Oğlunuzun yakın bir arkadaşıyım" diyen Kenan ile parlıyan gözlerle ona baktım. 'Yakın' kelimesine yaptığı baskıyla babamın olayı çaktığını anlamam omzumun üzerinden bana bakmasıyla uzun sürmedi.

Elif'in kızarmış burnu ve yüzüne baktığımda hemen ayaklanmıştım. Ayaklanmamla korkan anne babama bakmadan ufaklığı kucağıma aldığımda bu sefer sarmıştı kollarını boynuma. Yanağı yanağıma yaslarken omzuma koyduğu elini kaldırıp saçımı çekti bağırarak.

Annem bu halime kıkırdadığını duyarken babam şaşkınlıkla kucağımdaki kıza bakıyordu. Tekrar ortalarına geçip oturduğumda annem Elif'in saçını okşamaya başlamıştı.
Babamda elini ona uzatan kıza şaşkınlıkla bakıyordu.

Sırıtarak omzuna omuz attım. Korkunun ecele faydası yoktu.

"Baba bu Elif. Sen öldükten sonra mirası yarı yarıya yapacağım ortağım" dediğimde eli kalbinde bana baktı. Bense Kenan'a. Bir eliyle sakalını kaşıyordu bizden tarafa bakmayarak. Anlaşalın gülmemek için kafasını çevirmişti. Ama gülmemek için kıvrılan dudakları benden kaçmazdı.

Sanırım bu barıştığımız anlamına geliyordu.

Hem ailemlede tanışmış oldu bu vesileyle.

Hemen öpüşüp barışmamızı mühürlemeliydik.

_______________

Yorum ve beğenileri bekliyorum ❤️

KENAN - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin