Mesafe 24.Bölüm

26.6K 1.4K 226
                                    

Yorum ve beğenileri bekliyorum❤️

______________________

"Al şu suyu iç" diyerek su uzatan Yağızla gözlerimi devirip Selim'e baktım.

"Bunu niye getirdin?" dememle kucağıma atılan su şişesiyle kaşlarımı çattım. "Yağız siktirme belanı defol git şuradan. Bir hafta önce neredeysen yine oraya git" onunda kaşlarını çatmasıyla sırıttım. "Doğruya sen şimdi köstebeklik yapıyorsundur" dediğimde yakamdan tutup beni sinirle ayağa kaldırdığı anda yüzüne yumruğu indirdim.

"Zevk aldınızmı lan bu halimden" deyip bir yumruk attım. "Ilgaz bırak lan çocuğu" ayırmaya çalışan Selim'e inat bir yumruk daha attım. "Onun gözünün önünde ben böyle dayak yedim lan" diye bağırdığımda gözümün içine acıyla bakan Yağız'ın boğazını sıktım. "Arkamdan nasıl iş çevirirsin. Bende diyorum nerede bu. Meğersem itin sahibi gelmiş" yana itilmemle zorluk çıkarmadan yana bıraktım bedenimi.

Ard arda öksüren adamı es geçip gökyüzüne çevirdim bakışlarımı
Canımı yakan kişilerin canını deli gibi yakmak istiyordum.

" Delirdin mi mk. Yağız'ın ne suçu var"diyen Selim'le dudaklarımın kıvrılmasına mani olamadım."Bile isteye gördüğü uğraşlarıma rağmen kankasını kapıma getirirken düşünecekti ne suçu olup olmadığını" dedim dişlerimin arasından tıslayarak.

Aradan geçen bir dakikadan sonra sadece soluk alış veriş seslerimizden başka bir şey duyulmuyordu boş ara sokakta. Doğrulup sırtımı duvara yasladığımda gözüm sağ elime kaydı. Yüzük parmağımdaki nesneye o kadar alıştırmışımki kendimi bir günde kendimi çıplak hissediyordum şimdi.

"Siz gelmeden otuz dakika önce çok mutluyduk" diye konuştuğumda ağlamamak için alt dudağımı ısırdım.
İkisinin bakışlarını üzerimde hissetsemde dönüp ikisinede bakmadım. "Dün yüzük bile taktı üstünde adım içinde soyadı yazıyordu" kendi kendime konuşmaya devam ettim duraklarken.

"Sizin gibi piçler yüzünden iki gram mutlulukta kursağımızda kalıyordu" Selim'in çalan telefonuyla sustum.

"Efendim" dedi Selim duygu barındırmayan sesiyle. Karşı taraftan her ne duyduysa korkuyla ayaklandı. Ona baktığımda korkuyla bana baktığını görmemle kaşlarımı çattım.

"Ne oldu lan ne bakıyorsun öyle" transa girmiş gibi beni duymazken telefonun diğer ucundan Hamza abinin bağırtısını işittiğimde irkilmişti oda. "Tamam geliyorum" deyip aramayı sonlandırdı. Telefonu ceketinin cebine atıp dizlerinin üzerine çöktü. İster kendi evine ister benim evime geç. Sadece yaz sonra nerede olduğunu ki bende geleyim"başka bir şey demeden koşarak yanımızdan uzaklaşmaya başladığında eendişeyle arkasından baktım.

Birine bir şey mi olmuştu. Hamza abi neden durduk yere Selim'i arasınki.

"Bugün kafanı dinle biraz ama yarın muhakkak konuşacağız. Hadi kalk" Yağız'ın sesiyle yüreğimdeki sızı kendini belli etti. Uzattığı eli görmezden gelip kendim ayaklandım duvara tutunarak.

___________

Çalan zille kendimi zorluyarak ayağa kalktım. Elimle yüzümü sıvazlayarak kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm yabancı simayla kaşlarımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Buyrun?"dedim adama.

" Ilgaz Bey? "soru sorar gibi ismimi söylediğinde başımı aşağı yukarı salladığımda merdivenin başından gelen ağlama sesiyle o yöne baktım. Yabancı bir adamın kucağında Elif'i görmemle hemen atılıp kucağıma almıştım. Boynuma kafasını saniyesinde gömüp dudaklarınıda boynuma bastırmıştı.

"Hamza bey Elif hanımı size bırakmamızı emretti. Yarın halası gelip buradan alacak kendilerini" çattığım kaşlarımla kavrayamadığım anla anlamsızca yüzlerine baktım.

"Babası nerede?" diye sorduğumda ikili birbirine bakmış içlerinden biri başını olumsuz anlamda sallamıltı hemen.

"Bize sadece size bırakmamız emredildi"deyip arkalarını dönüp merdivenlerden inmeye başladıklarında kucağımdaki kızla arkalarından baka kalmıştım.

İçeriye geçip kapıyı arkamdan kapatıp hemen salona yöneldim. Elif'i koltuğa bırakmak istediğimde ağlayarak tshirt'ümü sıkı sıkı kavradığında içimi endişe bürüdüğünde derin bir nefes aldım. Onu bırakmadan sehpanın üzerindeki telefonu elime alıp Hamza abiyi aramıştım. Beşinci çalıştan sonra aramayı cevaplandırdı.

"Efendim" nefes nefese kalmış sesiyle yutkundum.

"Elif'i neden buraya yollattırdın?" dediğimde duraksamıştı. Anlaşılan arayan kişiye bakmadan açmıştı.

"Normalde adamlara bırakmıştım durmamışlar sana bırakmalırını söylemek zorunda kaldım" dediğinde "Sorun bana gelmesi değil. Kenan nerede" dedim korkuyla.

"Kapatmam lazım. Leyla yarın alacak Elif'i senden o zamana kadar sana emanet" deyip aramayı anında sonlandırdı. Ekrana şaşkınlıkla baktım.

Telefonu sinirle koltuğa fırlatacakken gelen bildirim sesiyle durdum.

Kimden: Yağızım
Kenanı polisler götürdü. Senden sonra Enes eve girmiş senden sonra. Komşular gelen bağırış sesleriyle polisi çağırmış. Kenan Enesi öldürmüş.

Okuduğum mesajla kanım donarken aklıma Kenan'ın onun kulağına söylediği cümle doldu.

"Yarım bıraktığım işi tamamlattırma"

_______________

Yorum ve beğenileri bekliyorum❤️

KENAN - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin