8.Bölüm: "Kanaatkar"

267 31 18
                                    


Medya: Serhat Durmuş-Hislerim

Ben özel değilim ya da öyle bir şey
Ama sen varken hep öyle hissettim...

Kanaatkar: Az şeyle, elinde bulunanlarla yetinmesini bilen, yetingen.

~

Bana kalbim yokmuş gibi davranıldı. Ben de bunca zaman onlara inandım. Ta ki seni görünce anladım atan bir kalbim olduğunu....

*

8.Bölüm:
"Kanaatkar"







Kapısını kapatıp da asansöre doğru yöneldiğinde kendi güneşini gördü. Güzel gülümsemesiyle kendisine doğru bakıyordu. Ona doğru yol alırken aynı gülümsemeyle karşılık verdi güneşine.

Her adımında, kalbi daha da hızlanıyordu ona doğru ilerledikçe. Burnuna yine o güzel menekşe kokusu geldi. İçine çekti çaktırmadan. Günün en güzel zamanı buydu Taehyung  için. Güne başlarken ilk gördüğü yüz onun yüzü olmuştu bir süredir ve bu durumdan asla şikayetçi değildi.

"Günaydın. Bak saat tam 8 ve ben tam vaktinde buradayım."

"Günaydın. Teşekkür ederim burada olduğun için."

Asansör kapısı açılırken yine önceliği  Taehyung'a vermişti gece gözlü oğlan. Taehyung  kendini değerli hissediyordu. Biri ona öncelik veriyor, değer gösteriyordu.

"Dün biraz Okb hastalığını araştırdım. Çok fazla bilgim yokmuş meğerse bu konuyla ilgili. Herkeste çok farklı seyrediyor. Eminim tedavi oluyorsundur, değil mi?"

"Evet doktora görünüyorum düzenli olarak. Bir de ilaç kullanıyorum."

"Senin adına sevindim umarım bir an önce yenersin bu lanet hastalığı." Hastalığı hakkında konuşmak ne kadar gerse de Taehyung'u, yine de ona cevap vermek istiyordu.

"Hastalığımla yaşamaya alıştım, alışamadığım insanların bana olan davranışları."

"Evet, çok iyi anlıyorum seni. Peki sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı? Yani bilmem gereken, başka uymam gereken kurallar falan?"

"Neden bu kadar önemsiyorsun ki beni?"

"Neden önemsemeyeyim ki?"

Derin bir sessizlik oldu aralarında... Ne diyeceğini, nasıl devam etmesi gerektiğini bilemiyordu Taehyung. Zaten uzun zamandır kimseyle bu kadar çok diyaloga da girdiği olmamıştı. Bir tek Yoongi vardı, zaten o da daha kendi söylemeden çoğu şeyi bildiği için asla sorun olmazdı muhabbet konusu aralarında.

"Mesela başka ne gibi takıntıların var?"

"Sayılar ve zaman." Bir süre düşündükten sonra en normallerini söyledi. Çünkü aralarda o kadar aşırı olan takıntıları vardı ki hangi birini söylese asansörden koşarak kaçıp gitmesinden korktu Jungkook'un.

"Onu gayet iyi anladım canım. Zaman senin için çok önemli. Başka?"

Devam eden ısrarlı sorularına bir anlam veremiyordu bir türlü. Neden bu kadar uzun sürdü ki aşağı inmeleri? Bir an önce asansörden inmek istedi o an. Baktı ki başka çaresi yok, oyuna devam etti  Taehyung.

"Evime kimseler giremez. Eşyalarıma benden başka kimse dokunamaz."

"Anlaşılmıştır." Yine aynı asker selamını çakmıştı. Taehyung  gülümsemekten kendini alıkoyamamıştı tekrardan.

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin