38.Bölüm: "You Belong To Me"

83 15 21
                                    


Medya: Mario Winans- I don't wanna know

~

"Demiştim sana hatırlarsan;

'Önemli olan zamana bırakmak değil, zamanla bırakmamaktır...'
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.
Nazım Hikmet"

~

Eğer bir gün senin gözlerine ilk kez bakıyormuş gibi bakmak zorunda kalırsam işte o gün benim ölümüm olur. Cenneti bulduğum gözlere hiç tanımıyormuş gibi bakmamı isteme benden. Arzu, acı ve aşkı bulduğum o gözlere hiç tanımıyormuş gibi bakamam ben şimdi.

Bu bize ihanet olur sevgilim.

En çok da geceyi aydınlatan siyah incisi gözlerine ihanet olur. Birbirinin her zerresini ezbere bilen iki insan birbirine nasıl yabancı olabilir? Sen ve ben asla silinmeyeceğiz.

O güzel gülüşüne gömdüm ben kalbimin ölüsünü.... Ruhuna dualar okudum arkasından... Seninle huzur bulsun diye...

~

İşten erken çıktığı vakit kendini grup terapisinde buldu. Buraya gelmek onu rahatlatıyordu. Eskiden rahatsız olduğu kalabalıklara, yavaş yavaş alışmaya başlıyordu bünyesi. Kendisi gibi sorunları olan, çoğu dışlanmış, sevilmemiş insanların arasında kendine bir yer edinmişti Taehyung.

Burada onu yargılayacak, ona zavallıymış gibi bakacak tek bir insan bile yoktu. Çünkü buradaki belirli sayıdaki insanların da kendi içlerinde verdiği savaşlardan ötürü, kimse dönüp de Taehyung'un hayatındaki zorluklara küçümser bakamıyordu.

Bu şekilde kalması daha iyiydi. Her şey olduğu gibi kalmalıydı belki de. Yerinden oynatınca, onun için çabalayınca hep kırılmıştı çünkü. Neyi sevse gitmiş, neyi tutsa elinde kalmıştı Taehyung'un.

"Bugün kahve içmeye ne dersin?" dedi arkasında kendisine doğru koşar adım yetişmeye çalışan adam. Terapi bitimi çıkışa doğru adımlarken, kendisini durdurmuş, haftalar önce sunduğu teklifi yeniliyordu tekrardan Taehyung'a. Bu kez onu reddetmek gelmedi içinden.

"Eve gitmek için acelem yok bugün."

"Süper o zaman. Eşyalarımı alıp geleyim. Bekle beraber çıkalım." dedi Jose sevinçle gülümserken. İnce dudakları tekrar çizgi halini almıştı.

Kapı ağzında beklerken, içeriye tekrar dönen adamın arkasından baktı. Onu neden geri çevirmemişti? Neden onunla bir şeyler içme teklifini kabul etmişti?

Yoongi'yi arayıp haber vermeliydi. Ona gelmemesini, başka bir planı olduğunu haber vermeliydi. Telefonundaki arama listesinde Yoongi'nin adını ararken, denk geldiği başka bir isim yüzünden bir süre ekrana bakakaldı öylece. Hâlâ onun numarasını telefon rehberinden silememişti.

"Tamam, hazırım hadi gidelim."

Telefonu kapatıp, çekinerek saklamak istedi. Jose, yakınına gelmesine rağmen, ona belirli bir mesafede durması, Taehyung'un önem verdiği konulara aşırı bir dikkat ediyor olması Taehyung'un dikkatini çekmişti. Onun alanına çok fazla girmemeye çalışıyordu.

"Önce bir arkadaşımı aramam gerekiyor. Çıkışta beni almaya gelecekti ona haber vermeliyim, gelmemesi için."

"Tamam. Ben dışarıda beklerim seni. Sen konuşmanı yap. Aslında kahve dedim ama ben acıktım, sana da uyarsa yemek yiyelim. Ne dersin?"

Son dakika plan değişikliği olsa da, bu Taehyung'u rahatsız etmemişti. O da acıkmaya başlamıştı çünkü. Dışarıda pek yemek yemeğe alışkın bir bünyesi olmasa da şu an hiç kahve içesi yoktu.

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin