20.Bölüm: "Future Dream"

146 19 0
                                    


Medya: Elena Ledda-Pesa

Bâri bu gecenin hatırına gel buraya, sevgilim!

Birbirimizin gözlerinden geleceğimizi okuyalım.

~

20.Bölüm:
"Future Dream"



Telaşlı telaşlı çaldı kapıyı, saatin kaç olduğunu umursamadan. Endişeliydi. Endişe, tüm bedenini ele geçirmişti. Daha sert vurdu kapıya, sesini duyurabilmek için.

"Taehyung! Bu sefer nesi var Ame'nin? Yemeğini mi yemiyor yoksa çok fazla mı yiyor?" dedi kapıyı açan siyah saçlı adam bıkmış bir sesle. 1 hafta boyunca Taehyung'un durmadan kapısını aşındırmasına anlam veremiyordu. Her gün başka bir hastalık buluyordu Ame'de. Ama hepsi önemsiz şeylerdi.

"Bu seferki kuruntu değil. Bak!" diyerek kucağındaki kediyi Jungkook'a doğru uzatmıştı.

Yorgun olmasına rağmen Taehyung'u geri çeviremezdi asla Jungkook. Onu anlayabiliyordu. Taehyung, Ame'nin üstüne fazla titriyor, en ufak bir sorunu bile büyütebiliyordu ister istemez.

Kucağına aldı zavallı kediyi. Onu okşamaya başladı.

"Bak. Tam şurada. Tüyleri dökülmeye başlamış." dedi endişeli adam. Gösterdiği noktaya baktı Jungkook. Doğruyu söylüyordu, Ame'nin kulağının arkasındaki tüyler dökülmeye başlamıştı. Küçücük bir yerdi ama önemliydi. Bunun ne olduğunu biliyordu, Taehyung'u umursamadığı için kendine kızdı.

"Mantar bu." dedi. Der demez de karşısındaki adamın, gözlerindeki endişenin daha da büyüdüğünü görünce pişman oldu söylediğine. Hemen durumu toparlamaya çalıştı.

"Korkma. Önemli bir şey değil. Neredeyse her kedide görülür bu rahatsızlık. Ame'deki de henüz yeni başlamış belli ki. İyi ki önceden fark ettin. Ame konusundaki titizliğin bir işe yaradı. Bende krem var bu hastalık için. Bekle hemen getireyim." diyerek evindeki ecza dolabından kremi bulup çıkardı.

"Bunu günde iki kere sürersen bir şeyi kalmaz." dedi kremi ona uzatırken.

"O, iyi olacak değil mi? Canı acımaz değil mi?" Nerdeyse karşısında oturup hüngür hüngür ağlayacaktı koskoca cüssesine bakmadan. Hepsi Jisoo yüzünden olmuştu. Onun yüzünden bir haftadır, yalan yanlış hastalıklar uydurarak Jungkook'un kapısına dayanıyordu. İşte sonunda da gerçek bir hastalığı olmuştu kızının. Yalan söylemek ona çok ağır bir bedel ödetmişti.

"İyi olacak tabi ki de Taehyung. Korkma lütfen. Basit bir rahatsızlık bu dediğim gibi. İlacını kullandıktan sonra hiçbir şeyi kalmaz, kızımızın."

Kızımız demesi bile gönlündeki kor alevleri söndürmeye yetmemişti Taehyung'un.

"Umarım. Yoksa kendimi asla affetmem." dedi ve çok ciddiydi bu konuda. Bir daha asla yalan söylemeyecekti. Yeter ki kızına bir şey olmasın.

Jungkook, Taehyung'a ilacı nasıl ve ne kadar sürede bir süreceğini anlattıktan sonra endişeli baba ve kızı evlerine gönderdi.

Yarın sabah erkenden kalkması gerekiyordu Taehyung'u tam zamanında evinden alıp, işe bırakabilmesi için. O yüzden yarım kalan uykusuna devam etmeye karar verdi.

1 haftadır gününün büyük çoğunluğunu Taehyung ile geçiriyordu. Bundan şikayetçi değildi asla. Ama şu son zamanlarda yaşadığı duygu yoğunluğu ona çok fazla gelmeye başlamıştı. Üstüne bir de kafasını nereye çevirirse çevirsin orada Taehyung'u görmek
Jungkook'a hiç iyi gelmiyordu.

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin