Obsessed

28.Bölüm: "My Beloved"

Medya: İndila-Love Story

Elimi tut
Her şeyin yoluna gireceğine, söz ver
Beni sıkıca tut
Sana yakın olunca, rüya görüyorum
Evet, evet ben kalmak istiyorum
Ama ben daha sevmeyi bilmiyorum.

~

28.Bölüm:
"My Beloved"

"Bu senin için." dedi kumral adam, inci gözlü sevgilisine elindeki kağıt parçasını uzatırken.

Dışarıda deli gibi yağmur yağarken, arabanın içinde oturuyorlardı.  Jungkook, Taehyung'u işyerinin önüne getirmiş, onu bırakacağı sırada Taehyung'un ona doğru uzattığı kağıda dikti gözlerini merakla. Uzanıp aldı ellerinden "Nedir bu?" dedi neşeyle. İçinde yazılanları çok merak ediyordu.

Gülümsemesi kulaklarına kadar varmışken küçük notu açmaya çalıştığında panikle durdurmuştu onu Taehyung.

"Dur! Şimdi değil. Ben gittikten sonra oku lütfen."

Elinin üstüne konan eli, avuç içiyle sararak "Peki, sevgilim." dedi aşkla.

Ona 'sevgilim' diye hitap etmeye bayılıyordu Jungkook.
Taehyung'un da çok hoşuna gitmiş olacak ki, kendisine öldürücü bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Jungkook'un kalbi bu adamın gülümsemesine kesinlikle dayanamıyordu. Heyecanla atarken, kumral adamın ona doğru yaklaşmasıyla beklenilen öpücüğünü nihayet alacağını anlamasıyla daha da hızlı atmaya başladı kalbi.

Usulca sokuldu Taehyung, Jungkook'a doğru. Nefesini tuttu Jungkook, kalbi göğüs kafesinden fırlamak üzereyken. "Seni seviyorum Jungkook." dediğinde çoktan ruhunu teslim etmişti bile oracıkta. "Ben de seni seviyorum Taehyung." diyebildi ciğerlerindeki son nefes kırıntılarıyla.

Kumral adamın gözlerindeki aşk ateşinde kavrulmanın verdiği mutlulukla son nefesini vermeyi diledi içinden Jungkook. Taehyung, ona hep böyle baksın... Ölümü bu yüzden olsun istedi o an....

Ama beklemediği bir şey yaptı Taehyung, bu ölmek üzere olan adamın son arzusunu yerine getirmek yerine başka bir tarafa çevirdi dudaklarının rotasını.

Jungkook, dudaklarını hazır ola geçirmişken, Taehyung onun saçlarına doğru götürdü dudaklarını. Koklaya koklaya öptü bir kaç defa.

Jungkook için bu da bir şeydi, sonuçta Taehyung'un tek insiyatifi kendisiydi... Bu da onu dünyadaki herkesten daha değerli yapıyordu. Bu sabahta dudaklarına kavuşamamıştı demek ki... Neyse bir dahaki sefere artık, diye düşünerek kendini avutmaya koyuldu. Taehyung'un üzülebileceğini düşünerek, gözlerindeki hayal kırıklığını göstermemek adına gülümsemesini yaydı yüzüne.

Taehyung, Jungkook'un
saçlarından çektiği yüzünü tekrar, artık sevgilim dediği adama çevirdi. Son bir kere daha doya doya baktıktan sonra "Bütüm günüm yine seni özlemekle geçecek." diye iç çekti.

"Benim de."

Vedalaşıp arabadan inişini seyretti Jungkook, sevgilisinin. Yağmura karşı pardösüsünün yakalarını kaldırıp siper etmişti kendine. Yağan yağmurun şiddeti yüzünden koşar adım giden kumral adamın, giderek göz önünden kayboluşunu seyretti hüzünle. Çok seviyordu onu... Yanından bir an olsun ayrılmak istemeyecek kadar çok.

Derin bir iç çekti, içindeki sıkıntıyı üzerinden atmak için. Burnuna doldu tıraş losyonunun kokusu. Taehyung, gitse bile kokusu gitmemişti henüz yanından. Gözlerini kapatıp, doya doya çekti içine çam kokusunu...