Medya: Yasmin Levy-La alegria"Sana yalvarırım, diye bağırdı, biraz vicdanın varsa beni reddetme. Ah! Seni seviyorum, ben bir sefilim! Bahtsız kız, bu ismi her söylediğinde sanki yüreğimin tüm liflerini dişlerinin arasında çiğniyorsun. Merhamet et! Cehennemden geliyorsan, seninle oraya gelirim. Her şeyi bunun için yaptım. Senin olduğun cehennem benim cennetimdir. Görünüşün Tanrı'dan daha cezbedici! Ah! Söylesene, beni istemiyor musun? Bir kadının böyle bir aşkı reddettiği gün dağların yerinden oynayacağını sanırdım. Ah! İsteseydin!.. Ah! Ne kadar mutlu olabilirdik! Kaçar giderdik. Seni kaçıracaktım, bir yerlere gidip dünyanın en çok güneş alan, en ormanlıklı, göğü en mavi yerine yerleşecektik. Birbirimizi sevecek, ruhlarımızı birbirlerine karıştıracak, birbirimize karşı hissettiğimiz büyük susuzluğu, aşkın kurumak bilmez çeşmesinden birlikte ve hiç durmadan içerek giderecektik." Notre Dame'ın Kamburu, Victor Hugo
~
36.Bölüm:
"Seni Unutmama İzin Verme"Aşk acısı, ruhu mahveden bir acıdır. Ölüm kadar canınızı acıtan tek şeydir. Nefes alamazsın, boşluğa bakıp durursun. Zaman bir türlü geçmek bilmez. Hiçbir ilacı yoktur bu acının. Akşam olur unutmak için içersin, unutamazsın. Düşüncelerden kaçmak için uyumak istersin, uyuyamazsın. Gecenin bir yarısı aklına gelir, uykundan uyandırır. Artık rüyaların bile sana ait değildir.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır bunu bilirsin ama yine de onu özlersin.
Hayat, öyle bir düşmandır ki; bir daha böyle bir acı çekmem dediğinde yumruğu kalbine yapıştırıverir.
Sabah çok erken saatte çıkmıştı evden. Zira yan daireye taşınan -yeni- komşusuna yakalanmadan evden çıkması gerekiyordu. Gideceği yer evine çok uzak mesafede olduğu için kendini zorlayarak taksiye bindi. Bu Taehyung için çok büyük bir adımdı. Öfkesi, korkularından daha ağır basıyordu şu an.
Tek düşünebildiği o adamdı. Onu tekrar görmeyi beklemediği bir anda karşısına çıkışı alt üst etmişti tüm dengesini. Bir de hiçbir şey olmamış gibi yeniden barışmak istediğini söylemesi tamamen delirtmişti onu.
"Her şeye yeniden başlayalım mı? Ne yüzsüzlük ama!"
"Bir şey mi dediniz bayım?" dedi sürücü koltuğundaki taksi şoförü, kendi kendine konuşan yolcusuna.
"Hayır, siz sürmeye devam edin lütfen."
Adam tekrar işinin başına dönüp, Taehyung'u kendi düşünceleriyle baş başa bıraktığında kendi içinde büyük bir savaş vermeye başladı Taehyung. Onu affetmeli miydi? Dediği gibi her şeye yeniden başlanabilir miydi? Hiçbir şey olmamış gibi...
Bir kere güvenmişti ona. Ellerine kalbini, tüm hayatını sermişti hiç düşünmeden o adamın önüne. Ama Taehyung'a kalan sadece kırık bir kalp ve büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Onu affedemezdi. Yaşadığı bütün acıları silip, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edemezdi. Zar zor ayağa tekrar kalmışken, tekrar çelme takılmasını istemiyordu. O adamın ne dediğinin bir önemi yoktu Taehyung için. Giden bir kere gitmişti ve tekrar gitmeyeceğinin garantisi yoktu.
Arabanın camından bakarken, hayallerinden sıyrılıp eskiden oturduğu binanın önünden geçtiklerini gördü. Eski mutlu zamanlarını o adamın hayaliyle beraber o binada bırakmıştı Taehyung. Şimdi geriye dönüp bakmanın kimseye faydası yoktu. Geçmiş, çoktan geçmişte kalmıştı.
Gelecekleri yere vardıklarında özenle parayı uzattı Taehyung, şoföre.
"Üstü kalsın." dedi. Dokunmak istemiyordu hiçbir şeye. Kendini zorla attı kaldırıma. Şimdiye kadar bir krize girmediği için kendini kutladı büyük bir zaferle. Oysa ki önünde yürümesi gereken daha çok yol, aşması gereken bir sürü engel vardı. Bu duyguyla attı adımını önündeki koca binanın girişine doğru. İçindeki kasvet, yüzüne yansırken, derin derin nefesler almaya çalıştı kendini kontrol altına alabilmek için. Ama karanlık içi, istemeden teslim olduğu bir yorgunluğun içinde eriyordu. Bezmiş bir adamın adım sesleri yankılanıyordu koridorda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessed
FanficSen bilmiyorsun ama biz her gece seviştik Jungkook... (OKB) Bu hikayenin yazarı 'winoyizm' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.