Medya: Experience~
13.Bölüm:
"Harikalar Diyarı"Yanyana yürüyerek, bina kapısının önüne vardıklarında Jungkook, park halindeki arabasını işaret ederek "Arabayla mı gitmeyi tercih edersin yoksa yürüyerek mi?" diye sordu yanındaki kırmızılı adama.
"Bilmiyorum gideceğimiz yer uzak değilse yürümeyi tercih ederim." dedi hala kendini gergin hissediyordu. Sürprizlerden hoşlanmazdı, yolda yürürken insanlarla karşılaşmaktan dolayı rahatsız hissedebilirdi ama yanında Jungkookolduğu sürece bunu dert etmek istemediğini fark etti.
"Aslında uzak değil, yürüme mesafesinde ama ben senin için dün gece aracın heryerini dezenfektanla temizledim. Bugün hava çok güzel görünmüyor. Yine de istemezsen yürümek bana da uyar."
"Arabanı mı temizledin benim için?"
"Kendini rahat hisset diye."
"Peki o zaman, arabayla gidebiliriz sanırım." dedi mutlulukla. Jungkook'un, onun için çabalıyor oluşu Taehyung'un çok hoşuna gidiyordu. Değer verildiğini hissettiriyordu her hareketiyle.
Arabaya geçip oturduğunda burnunu yakan dezenfektan kokusundan hoşlanmıştı. Kendini rahat hissediyordu ilk kez Yoongi'nin arabasından başka bir arabaya binmesine rağmen.
Jungkook'un sakin bir şekilde araba kullanmasına hayran kalmıştı. Kuralların hepsine uyuyordu. Araba yolda gitmiyor, adeta süzülüyordu sanki. Yan koltukta otururken kalbinin hızla çarpan sesini bastıramıyordu Taehyung. Elini kolunu koyacak yer bulamıyor, arada bir, yan gözle Jungkook'a bakmaya çalışıyordu gizlice. Her seferinde de yakalanıyordu. Tatlı bir gülümsemeyle dönüp bakan adamdan, hemen gözlerini kaçırıyordu utançla.
Kalbi yerinden çıkacaktı neredeyse. Yine uzun geçmesini dilediği, kısa bir yolculuk sonrası varacakları yere gelmişlerdi bile. Hastane binasının bahçesine park etti arabayı.
"Hastaneye mi getirdin beni? Neden?"
Hastaneleri sevmezdi. Neden buraya getirmişti onu Jungkook? Hastalığı yüzünden mi? Yoksa o da mı kendisinin deli olduğunu, tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyordu?
"Bizim desteğimize ihtiyacı olan insanlar var çünkü."
"Desteğimize mi?"
"Çok soru soruyorsun. Eğer cevaplarını istiyorsan, beni takip etmek zorundasın ama önce şu maskeyi tak." diyerek kendine doğru yaklaşıp torpido gözünden bir şeyler aramaya koyuldu. Taehyung bedenini geriye doğru çekse de hemen önündeki siyah saçlardan yayılan yoğun menekşe kokusu yüzünden başı dönmeye başlamıştı. Zaten tüm yol boyunca yeterince büyülendiği yetmiyormuş gibi.
Torpido gözünden çıkardığı plastik paket içindeki maskeyi ona doğru uzattı, diğer tekini de alıp paketinden çıkartmaya koyuldu aynı titizlikle. Taehyung şaşkın gözlerle neler olduğunu anlamaya çalışırken, Jungkook çoktan maskeyi açıp yüzüne yerleştirmişti bile.
"Hadi taksana. Ne diye bekliyorsun?"
Ne olacağına, ne yapacaklarına dair en ufak bir fikri olmamasına rağmen sırf Jungkook istediği için maskeyi çıkarıp, o da yüzüne yerleştirdi. Jungkook'un gözlerinin kısılmasından dolayı gülümsediğini tahmin edebiliyordu. Lanet maske güzel gülüşünü ondan saklıyordu.
Jungkook, arabadan inip doğruca bagaja doğru ilerlediğinde Taehyung da peşinden indi tabii ki de. Bagajın içi süslerle kaplı bir sürü irili ufaklı kutu ile doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsessed
أدب الهواةSen bilmiyorsun ama biz her gece seviştik Jungkook... (OKB) Bu hikayenin yazarı 'winoyizm' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.