4.Bölüm: "Geçmişin Yara İzleri"

360 39 5
                                    

Medya: Evanescence- My Immortal

"Bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor

Bu acı fazlasıyla gerçek

Zamanın silemeyeceği çok şey var...."

~

4.Bölüm:
"Geçmişin Yara İzleri"




10 Sene Önce

Zayıf, uzun boylu genç çocuğun, sevdiği oğlanın karşısında dururken heyecandan kalbi deli gibi atıyordu. Titreyen ellerini yumruk yaparak kendini sakinleştirmeye çalıştı boş bir çabayla. İçinde biriktirdiği tüm duyguları bırak dile dökmeyi, o an nefes almakta bile zorlandığını hissediyordu.

Uzun zamandır arkadaşlardı onunla. Hatta yanyana otururlardı sınıfta. Taehyung, yöneliminin farkına vardığından beri en yakın arkadaşına olan hislerinin de değiştiğinin farkına varmıştı aynı zamanda. Bir süredir çekiniyor, onu uzaktan seviyordu. Ama artık içindeki duygular öyle bir raddeye gelmişti ki bunu daha fazla saklayamaz, sır olarak tutamaz olmuştu.

Bugün de tüm cesaretini toplayıp en yakın arkadaşına hislerini açıklayacaktı. Kötü bir tepki vermesinden korkmuyordu aslında sonuçta kaç yıldır tanıyorlardı birbirlerini. Tek korkusu sevgisine karşılık alamayıp, aşkını içinde yaşamaya devam etmek olacaktı.

"Getirdin beni buraya, ne söyleyeceksen söyle hadi. Merak ettirmesine oğlum." dedi siyah saçlı, uzun boylu çocuk.

Susmakla olmayacaktı anlamıştı kumral oğlan. Derin bir nefes gönderdi ciğerlerine. Her şeyi tek seferde söylemesi daha iyi olacaktı?

"Ben... Ben seni seviyorum Krist!"

Ağzından çıkan her kelimeyle birlikte kalbi daha da hızlanmış, ona nefes almak için bile fırsat verdirmiyordu göğüs kafesi. Ellerinin titremesi azalacağı yere daha da şiddetlenmişti. Bu aşk denilen bela, ne kadar da zorluyormuş meğerse insanı.

Sevdiği çocuğun şok olmuş yüz ifadesine baktıkça içinde bir korku dalgası büyümeye başladı. Şimdi tepkisini daha da çok merak ediyordu.

Sonunda ağzını açıp bir iki kelime edebildi karşısındaki heykelden farksız oğlan "Beni mi seviyorsun? Nasıl lan? Ne demek o oğlum?" Daha kendini izah etmeye fırsatı olmadan karşısındaki kişi ne demek istediğini anlamış gibi gözlerini belerte belerte kendine bakmaya başlamıştı. Gönlüne büyük bir korku düştü. Tepkisinin kötü olmayacağını düşünmesinin yanlış bir fikir olduğunu, arkadaşının gözlerinde gördüğü ifadeden anlamıştı.

"İbne misin lan sen?"

Hem arkadaşı olan hem de aşkla sevdiği insanın tiksintiyle söylediği bu cümle kalbini kırmış, ona tarifi imkansız bir hayal kırıklığı vermişti.. Kendini, kimliğini bu iğrenç terimle bağdaştırmamıştı bu zamana kadar. Belki arkadaşına aşık olması yanlıştı ama hissettiklerinin yanlış bir şey olduğunu düşünmemişti.

"Ben İbne değilim. Sadece sana karşı hislerim var, evet. Belki senin için kötü bir durum olabilir ama benim gerçeğim bu."

Kırılmıştı. Bunu gizlemek zor olsa da gözyaşlarını eve kadar saklamak istiyordu. Kalbi hiç acımadığı kadar acıyordu şimdi. İlk aşkı bu şekilde sonlanmamalıydı? En azından arkadaşlığını kurtarmak için bir çaba sarf etmesi gerektiğini düşündü. Krist olmadan nasıl yaşayacağını bilmiyordu? Çok uzun zamandır yanındaydı ve varlığına o kadar alışmıştı ki.

Birden Krist'in değişen yüz ifadesiyle şaşkına döndü. Gülümsüyordu karşısındaki oğlan. Yüzü yumuşamış, gözlerindeki nefret silinmişti şimdi. Umut kırıntıları tekrar yeşermeye başladı gönlünde.

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin