Korku dolu geçen saatler sonunda baranla yemek yemiş ve avluda kahve içiyorduk. Sürekli canı yanıyor mu diye düşünüp duruyorum.
"Hicran hanım daldınız gittiniz yine"
"yok öyle düşünüyordum" dedim Asaf elinde eczane poşeti ile yanımıza geldi bu sırada.
"hayırdır Asaf onlar ne" diye sordu baran
"doktorun yazdığı ilaçlar abi pansuman için gerekli şeyleride aldım" dedi Asaf abi benden büyük barandan çünkütü bu yüzden ben ona oda baran'a abi diyordu.
"gerek yok demedim mi oğlum sana" dedi baran
"ne demek gerek yok doktor yazmış tabi kullanacaksın ver sen bana asaf abi ben hallederim" dedim poşeti aldım
"ulan asaf iş çıkardın başıma" diye sitem etti baran "Baran hiç kızma kullanılacak bu ilaçlar"
"tamam be kızım kullanırız" dediğinde asaf abi gitti bende poşetteki ilaçları çıkardım ne zaman içmesi gerektiğine baktım
"bak çok ilaç yok zaten bir hap birde krem var abartmana gerek yokmuş yani" dedim içmesi gereken ilaçı ve masadaki suyu baran'a uzattım
"hadi iç bakalım sonra kremi süreceğiz" dedim
"yavrum ilaç içmeyi sevmiyorum ben"
"çoçuk musun baran ya mızmızlanma hadi iç görücem" dedi gözlerini devirdi ama içti ilacı.
"oldumu küçük hanım"
"oldu küçük ağa" dedim kaşlarını çattı
"küçük ağa ne kızım ağam gitti küçük ağa geldi anasını satayım hayır şu adama küçük ağa oldumu Allah aşkına"
"bence oldu hatta çokta güzel oldu küçük ağa" dedim
"ben sana gösterirdimde kim küçük kim büyük dua et yaralıyım"
"çok korktum hadi odaya kremide sürmemiz lazım" dediğimde yukarı çıktık odanın önüne gelince baran beni durdurdu.
"sen ver bana ben hallederim" dedi
"olmaz nasıl halledecen tek başına sürerim iki dakika"
"uğraşma yavrum boşuna hallederim ben"
"baran noluyor neden istemiyorsun" diye sordum
"yavrum görünce kötü olucaksın üzüleceksin boşver"
"görmedende kötü oluyorum üzülüyorum ne farkeder bırak süreyim" dedim
"görünce ağlamak falan yok ama söz ver" dedi
"tamam söz hadi" dedi içeri girdik.
... Yazar'dan...
baran yatağa oturduğun da önce dikkatlice askıyı çıkardı hicran canını acıtmamaya özen gösteriyodu. Sonra gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.
Hicran yavaşça gömleği çıkardı sarılı kolunu gördü gözleri doldu hemen.
"söz verdin" dedi baran hicran başını salladı tamam der gibi. Sargıyı açdı. Pansuman için gerekli şeyleri aldı.
Çok yakınlardı birbirlerine hicran yarayı temizlerken baran pür dikkat onu izliyordu.
"canını yakarsam söyle olur mu" dedi hicran
"senin yaralarını saran kimse olmadı değil mi. Diye sordu baran
" o nereden çıktı şimdi"
"hiç mi suçlamıyorsun beni nefret etmiyorsun" dedi baran göz göze geldi iki genç hicran pansumanı bittirdi.
"oldu işte ben çıkayım sende dinlen olur mu yorgunluktan kafan karışmış" dediğinde hicran oturduğu yerden kalktı baran hicran'nın kolunu tutup durdurdu karşısına geçti.
Baran'nın gözü hicran'nın omuzlarına gitti "neresi" diye sordu hicran'a
"ne neresi anlamadım" diye sordu hicran
"iz nerede"
"Baran nereden çıktı şimdi niye sorup duruyorsun bunları"
"bilmek istiyorum görmek istiyorum" dedi baran
"yapma görsen ne olucak bilsen deyişecek"
Baran elini yumruk yaptı göğüsüne vurdu üstüste "burası susmuyor çünkü yanıyor kavruluyor bana böyle iyi davrandıkça ben kendimden nefret ediyorum"
"vicdanın için mi geri geldin susturmak için yanımdasın bu yüzden mi bana böyle davranıyorsun" diye sordu hicran...
Selammm kısa bir bölüm yazdım korku adlı bölümün devamı olarak düşüne bilirsiniz ki öyle zatan...
Oy veren yorum yapan herkese çok teşekkür ❤️🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİCRAN +18 (töre) (düzenleniyor)
Romance"korkma bişey yapmam sana" "böyle olmasını ben istemedim hicran benden sana koca olmaz ama elimden de bişey gelmez benim bir hayatım var bu hayatta sana yer yok" "bilirim ağam benim senden bir beklentim yok beş sene öncede yoktu şuanda yok merak...